Benzeri bulunmayan bir destan yazan Mehmetçik; canı, kanı, süngüsü ve imanıyla “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” dedi
Abone olBirinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni Almanya’nın yanına iten İngiltere, Balkan Savaşı’nda perişan olur. Osmanlı Devleti ordusunu küçük gören İngilizler, Çanakkale Boğazı’nın kolayca geçilebileceğini, hatta İngiliz zırhlılarının büyük toplarının karşısında, Balkan mağlubu Türk askerlerinin kaçacağını sanır.
Bahriye Bakanı W. Churchill, İngiliz donanmasının Marmara’ya girip, İstanbul’u teslim alacağını ve Osmanlı Devleti’nin işinin biteceğini hesaplar. Hatta Yunanistan’ı savaşa sokup, Gelibolu Yarımadası’nı Yunan ordusuna işgal ettirip, İngiliz donanmasını tehlikesizce Marmara Denizi’ne geçirmeyi planlar. Lord Kitchener de bu işin çok kolay olacağı görüşündedir. Kaldı ki; Osmanlı Devleti ordusunun elindeki silahlar eski ve eksiktir. Henüz Almanya’dan yeterli silah, özellikle büyük toplar getirilmemiştir.
Boğazı geçemezler
İngiltere Savaş Bakanı Lord Kitchener İngiliz Donanması’nın kara ordusuna ihtiyaç duymadan Çanakkale’yi geçeceğini düşünüyordur. Bu nedenle, müttefik İngiliz-Fransız filosu Şubat 1915’te Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda toplanır. 19 Şubat’tan itibaren de Çanakkale Boğazı ağzına İngiliz-Fransız donanması tarafından yoğun bir bombardıman başlatılır.
17 Mart’a kadar bombardıman sürer. 18 Mart 1915’te İngiliz-Fransız filoları iki hat halinde, Boğazı geçmek için saldırıya başlar. Bir gece önce, Türk mayın gemisi “Nusret”in Boğaz’a mayın döktüğünden habersiz olan bu donanma, yoğun bir top ateşiyle Boğaz’a girer. Yeterince büyük topları bulunmayan Osmanlı Devleti, 6 saat 45 dakika süreyle düşmanın bu üstün kuvvetine karşı amansız bir direnme gösterir.
Hayal kırıklığı
Fransız Bove bir mayına çarparak, bütün personeli ile sulara gömülür ve iki İngiliz zırhlısı da aynı şekilde battar. Diğer zırhlılar ise ağır veya hafif yaralar alırlar. Donanmalarının yarısının işe yaramaz duruma geldiğini gören müttefikler, savaş alanını terk eder. Çanakkale’yi geçemeyeceğini anlayan düşman, Gelibolu Yarımadası’nı işgal etmeye karar verir. Ancak önce Mısır’dan getirdikleri Tümenlerini Limni ve İmroz Adası’na yığarlar. Nisan 1915 başında 40 bin Fransız, 50 bin İngiliz askeri burada toplanır. 1 Mayıs’tan itibaren İngilizler, asker çıkarmaya devam eder ve 6 Mayıs’ta başlayan büyük saldırıya 50 bin kişilik İngiliz-Fransız askeri katılır. Türk askeri bu büyük kuvveti durdurur ve bu saldırı İtilaf kuvvetleri için düş kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Bunun üzerine İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’na sürekli asker çıkarır ve tarihin en kanlı savaşlarından birisi, bu küçük yarımada üzerinde başlar.
200 bin kayıp
Türk komutanlarının ve bilhassa Mustafa Kemal’in üstün sevk ve idareleri sonucunda düşman başarısızlığa uğrayarak savaş, siper savaşı halini alır. Çok kanlı savaşlar sonunda İngiliz-Fransız ordusu, Anafartalar-Conkbayırı gibi Türk direnişleri karşısında yenilgiyi kabullenir. 19-20 Aralık 1915’te askerlerinin bir bölümünü çeken düşman, 3-9 Ocak 1916’da da diğer kuvvetlerini çekerek yarımadayı boşaltır. Bu savaşta Osmanlı Devleti ordusu 55 bin şehit, 100 bin yaralı, 21.500 hastalıktan ölen, 10 bin kayıp olmak üzere yaklaşık 200 bin kayıp verir. Karşı tarafın kayıpları daha çoktur. 55 bini ölü olmak üzere, yaralı ve esirler dahil, yaklaşık 330 bin kayıp verir. Halbuki 2 Mart 1915’te İngiliz Amiral Carden Londra’ya “Hava bozmazsa iki haftaya kadar İstanbul’dayız” şeklinde mesaj çeker, ayrıca İngiliz orduları Başkomutanı General Hamilton ise, “Türkler, birbiri ardınca mükemmel taarruzlarda bulundular” diye yazar. Çanakkale yenilgisi Lord Kitchener’in siyasi yaşantısını sona erdirirken, Churchill’inkini de 20 yıl geriye atar.
Ne dediler
Bu zafer milletimize güç verdi
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: “Çanakkale’de üstün cesaret ve özveriyle zafere ulaşılmış, özgürlük ve bağımsızlık inancıyla, donanım ve imkan yönünden güçlü ordulara geçit verilmemiştir. Dünya kamuoyunda da büyük yankı uyandıran bu zafer, birlik ve beraberlik içinde toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına yönelen saldırılara karşı tek yürek olan Türk Ulusu’na Kurtuluş Savaşı’nda güç vermiş, Cumhuriyet’in kurulmasına zemin hazırlamıştır.”
Türkün dünyaya meydan okuması
TBMM Başkanı Bülent Arınç: “Çanakkale direnişi milli iradenin, Anadolu çocuklarının inancıyla özgürlük ve bağımsızlık için kendini feda ettiği muhteşem bir meydan okumadır. Bu meydan okuma onlaca devletin kurduğu dünyanın en büyük silahlı gücüne karşı yapılmıştır. Bugün özgür ve bağımsız bir Türkiye için kan döken yiğitlerimizin boşuna ölmediğini; bağımsız ve özgür Türkiye olarak en gür sesimizle dünyaya duyuruyoruz.”
Yeni nesillere iyi anlatılmalı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök: “Türkiye’nin geçirdiği tarihsel süreç acı ve zorluklarla dolu dramatik bir öykü gibi. Bunun, yeni nesillerce çok iyi etüt edilerek aktarılması önemlidir. Bugünlere ulaşmamızda en büyük pay, başta Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere, daha sonraki dönemlerde hayatlarını kaybeden şehitlere aittir. Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusunun başının derde girdiği her durumda onu bu durumdan kurtarmak için daha nice şehitler vermeye her zaman hazırdır.”
Aziz şehitlerimizi şükranla anıyoruz
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül: “Türk milletinin tarihine altın harflerle yazılan, yakın tarihimizin destanlaşan zaferi, Çanakkale Zaferi’nin 89’uncu yıldönümünü kutlamanın büyük sevincini yaşıyoruz. Kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin de bu büyük gününü idrak etmenin de onuru içindeyiz. Yaşadığımız vatan topraklarını her ne pahasına olursa olsun, korumayı ve kurtarmayı başarmış aziz şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyoruz.”
Kaynak: Türkiye