Can Dündar ve Erdem Gül, Silivri'de geçen 92 günü Fox TV'de anlattı. Dündar, tost makinesi olmadığı için kalorifer yardımıyla tost yaptıklarını söyledi, yaşadıklarını çıkaracağı bir kitapla okuyucularıyla paylaşacağını söyledi.
Abone olCumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Silivri'deki 92 gününü anlattı. Cezaevinde kötü muamele görmediklerini; ancak sistemin kendi başına büyük bir işkence olduğunu iddia etti. Dündar, Cumhuriyet'teki ilk yazısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için teşekkür yazısı yazdığını söyledi.
Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, Fox TV'de Fatih Portakal'ın sorularını cevapladı. MİT TIR'larıyla ilgili haber sonrası 92 gün kaldıkları cezaevi sürecini bir kitapla anlatmayı düşündüğünü söyleyen Dündar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın Anayasa Mahkemesi'nin kendileriyle ilgili kararını değerlendirdiği sözlerine de cevap verdi.
"BİZİM İÇİN BU KARAR BERAATTİR"
Kalın'ın AYM'nin kararıyla ilgili olarak "tahliye edildiler, sürec devam ediyor" sözlerini değerlendiren Dündar, kararın hukuken çok net olduğunu ve haberin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini söyledi. Tekrar cezaevi gibi bir sürecin kendileri için mümkün olmadığını iddia eden Dündar, AYM'nin kararının bu anlamda iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR YAZISI YAZDIM
Fatih Portakal'ın köşe yazısını sorması üzerine Dündar, ilk yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür ettiğini söyledi. İşte Dündar'ın o sözleri;
İŞTE DÜNDAR'IN "BİR YANDAŞ YAZI DENEMESİ ERDOĞAN'A AÇIK TEŞEKKÜR" BAŞLIKLI YAZISINDAN BİR BÖLÜM:
"Bize, her gazetenin havuzda boğulmayacağını, her kuşun etinin yenmeyeceğini gösterme şansını bahşettiniz.
Samimiyetle şükranlarımızı sunuyoruz...
***Yıllardır içeride yatan, ağır tecrit koşullarını soluyan, açtığınız binlerce hakaret davasına muhatap olanların yanında bizim üç aylık tutukluluğumuzun lafı bile olmaz, ama hapse atarak bize bir kürsü sundunuz ve onlara ses olma fırsatı verdiniz; bunun için de hasseten teşekkür ederiz.
Bir de hani şu devlet sırrı damgası vurarak bütün dünyadan saklamaya çalıştığınız, haber yaptık diye bizi içeri attığınız MİT TIR’ları meselesi vardı ya; siz bizi içeri atınca o konu Japonya’dan Kanada’ya, Okyanusya’dan Endonezya’ya kadar duyuldu; bilmeyen kalmadı; bu katkınız için de ne kadar teşekkür etsek az...
Aklınıza sağlık.
Sadece o mu? Türkiye’deki otoriterleşmeyi, hukuksuzluğu, savaş tehlikesini de zindandan bütün dünyaya duyurma şansı bulduk; hangi güç bana aynı ay içinde Guardian’dan Der Spiegel’e, Washington Post’tan Le Monde’a kadar yazı yazma şansı yaratabilirdi ki; kim Amerikan Başkan yardımcısının ailemle görüşmek istemesini sağlayabilirdi ki; sizin kontrolsüz gücünüzden başka..."