BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  DÜNYA

Can Dündar vurulma anını yazdı

Mısır'da askerlerin ateş açması sonucu öldüğü belirtilen göstericinin vurulma anı kameralara yansıdı.

Abone ol

Görüntülerde dikenli teller arkasında duran askerlerin havaya ateş ettiği görülüyor. Ayrıca askerlere yakın barikatın önünde duran göstericinin vurulma anı ve yere düşmesi görüntülerde yer alıyor.

İşte bu dehşet anına Milliyet yazarı Can Dündar tanık oldu. Mısır'daki gelişmeleri yerinden izlemek için Kahire'ye giden Dündar, çatışmanın tam ortasındaydı. 30 yaşlarındaki gencin vurulma anını, yazar böyle azdı. 

TEL ÖRGÜDEKİ ÇİÇEK

(...)Asırlık bir çatışmanın, bir cadde üzerinde somutlaşmış halini izliyoruz.
Mısır’ın geleneğinde orduyla halk arasında çatışma çok nadir.
Göstericiler askere saygılı, asker göstericilere...
O sırada komutan göstericilere dönüyor, iki elini önce ileri doğru uzatıyor, sonra havada birleştiriyor.
Bu, “Sizinle birlikteyiz“ mesajı...
Sonra da megafonu alıp barışçıl gösterilere izin verildiğini hatırlatıyor, kaldırımın üzerine çıkmalarını, trafiği tıkamamalarını rica ediyor.
Kalabalık bu iyi niyet ifadesini alkışlarla karşılıyor. Kaldırıma çekiliyor.
O sırada göstericilerden biri, koşarak caddeyi geçiyor, tanklara doğru koşuyor. Herkes pürdikkat...
Ama tahmin edilenin aksine, elindeki çiçeği tel örgülerin arasından uzatıp komutana veriyor. Karşılıklı gerginlik, karşılıklı temkinlilikle yatıştırılmaya çalışılıyor.
Müslüman Kardeşler de onu deviren Silahlı Kuvvetler de Mısır’ı iç savaşa sürükleyecek bir ortam yaratmamak konusunda hassas görünüyor.

VURULMA ANI

Bu gözlemi yazmak üzere, Alay’ın hemen yanındaki binanın önündeki kaldırıma oturup laptopumu açıyorum.
O sırada göstericiler hareketleniyor, askerlerin tüfekleri kalabalığa dönüyor, önce biber gazları ateşleniyor, ortalık dumana boğulduğu anda, bir silah sesi duyuluyor.
Herkesin kaçıştığı anda, tel örgülerin önünde, 30 yaşlarında sakallı bir genç, kaldırımın dibine devriliyor.
Panik.
Göstericiler kaçışırken yerde can çekişen gencin hemen önünde Bünyamin‘i fotoğraf çekerken görüyorum.
Birkaç kişi cesaretini toplayıp genci yerinden kaldırıyor, adeta sürükleyerek benim altına sığındığım binaya doğru getirip avluya yatırıyor.
Durumu korkunç; başının ardındaki kanlı yaradan, beyni dışarı akıyor.
Çevredekiler çıldırmış halde bağırıyor.
Yaralı, artık kımıldamıyor.
Kimse müdahale edemiyor.
Asker, ateşe devam ediyor. Herkes siperde...
Az sonra bir çarşaf getirilip genç ölünün üzerine seriliyor.
Öfke... panik... gözyaşı..."