Çamlıca tepesine Sultanahmet'in kopyası olarak nitelenen o cami yapılıyor. İlk kazma da vuruldu. Temel atma töreni yapıldı.
Abone olÇamlıca tepesi için 'şehrin sembolü' olacak denilerek açılan proje yarışmasında Sultanahmet'in kopyası olan cami seçilmişti. Mimarlardan ve muhafazakar çevrelerden tepki alan o cami için ilk kazma vuruldu.
Çamlıca Camisi'nin temel atma töreni Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın da katıldığı törenle yapıldı.
Törene Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara, İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, müteahhit firma yetkilileri ve çalışanlar katıldı.
BAŞIMIZI ÖNE EĞDİRECEK UCUBE!
Çamlıca Cami için seçilen proje Sultanahmet Cami'nin çakması olarak nitelenmişti. Caminin neredeyse birebir kopyası olan bu projeye İslami çevrelerden de tepki gelmişti. İslami düşünür Dücane Cündioğlu Çamlıca'ya yapılacak projeye en sert tepkiyi veren isim olmuştu. Sultanahmet Camisi'nin kötü bir kopyası olan proje için Yeni Şafak'ın yazarı hükümete adeta yakarış dolu bir yazı kaleme almıştı. Şunları yazmıştı;
(...)Tasannu olarak anlaşılmak korkusu bulunmasaydı yalvarırdım, yapmayınız derdim, kıymayınız. Bu ülkenin, bu şehrin çocuklarını yıllarca başlarını öne eğdirecek bir ucubeyle sınamayınız. Ya Kahhar! zikrine bizi muhtaç hale getirmeyiniz, bilakis bırakınız da o besmele'nin edasında bizlerin de sadası olsun, diye yakarırdım. Bizlerin, yani Türkiye'nin.
ÇAMLICA İÇİN BAŞBAKAN'A BÖYLE YALVARIRDIM
Şayet Sayın Başbakan'a hitaben bir mektup yazacak olsaydım, kendilerine, Sayın Başbakanım, derdim, insan yaptıklarından çok, yapmadıklarıyla insandır. (...)
İşte bu mülahazalarla, söyleyiniz lütfen, derdim, kaçınsınlar, yapmasınlar, aman o güzelim Çamlıca tepesine ehven-i şerr'i layık görmesinler. Kötülerin en kötüsünü. Gerçekleşme imkanına kavuşanını. Aman sözcüğü ebceden (sayısal olarak) Muhammed'e karşılık gelir, o nedenle bizler aman demekten, aman dilemekten rahatsız olmayız, acziyet şanımızdandır, der, aman diler, Çamlıca'ya hürmet için yakarırdım.
Sanırım Ankara yârânı sesimizi duymaz, ama siz duyun derdim. İstanbul'un sabık Şehremini olarak zevksizliğin, çirkinliğin, düşünce yoksunu o beton dövmenin Çamlıca'nın sırtına basılmasına lütfen izin vermeyin, diye yalvarırdım. İşgüzar idarecilerin, mabedlerimizi, şehirlerin en yüksek tepelerine demirden kocaman haçlar diken Sırplara, Hırvatlara, Makedonlara, Latinlere eş bir meydan okuma aracı haline getirmelerinin önüne geçiniz, diye inlerdim.
BU ACUL PROJENİN UTANCINI YAŞATMAYIN
Nedense pek az kimse bilir, Sultanahmet Camii yıllarca cemaatsiz kalmış ve İstanbul halkı, alimler de, halk da, o güzelim camide namaz kılmayı içlerine sindirememişlerdir. Çünkü henüz genç bir delikanlı olan I. Ahmed'in, ki 28 yaşında vefat etmiştir, kaprislerinin bir eseri olarak telakki edilmiştir, haklı olarak. Ulema da, urefa da camiinin yapımına destek vermemiştir. Buna karşın hakikatte bir opus-magnum, bir şah-eser olan Sultanahmet Camii'nin güya kopyası iddiasındaki bu acul projenin acilen uygulanması yüzünden benzeri bir utançla ne İstanbul'un siluetine bir kabus çöksün, ne de gönüllerimizin tam da ortasına kara bir leke, diye istirhamda bulunurdum.
TÜM NAMUSLU AYDINLARA SESLENİYORUM
Fakat ben sadece bu ülkenin Başbakanına değil, bu ülkenin tüm insanlarına, tüm namuslu aydınlarına sesleneceğim. Henüz tümüyle yitirmediğimize inandığım Türkiye'nin Ruhu'na. Vicdanlarımıza.
Bir damla bir damla daha iki damla etmez, daha büyük bir damla eder, diyeceğim. Nârâ atmaya lüzum yok, ihtiyaç da. Hatta çığlığın bile yeri değil. Ama hiç değilse iniltimizi duyuralım. Gözyaşlarımızı çoğaltalım. Geliniz, siyasetin elindeki demirin sertliğini büyüyen gözyaşlarımızla yumuşatalım. Cesaretlerinin karşısına mizanı çıkaralım. Hikmeti. Hürmeti. İnsana. Eşyaya. Kuşa kurda. Dağa tepeye. Taşa toprağa. Hürmeti ve mehabbeti ve merhameti.
Sırf kendimiz için değil, artık bize katlanamayacak kadar yorgun hale gelmiş olan güzelim İstanbul için. İstanbulumuz için.
AMAN DİLİYORUZ EY DEMİR SAHİPLERİ:
BU UTANÇTAN ÇAMLICA'YI KURTARMAK İÇİN KENDİMİ YAKARDIM
(...) Biz bu yüzden aman diyoruz, ne dileyelim ey demir sahipleri, sizlerden sadece aman diliyoruz.
Bir budist derviş olaydım, hayvanların sırtlarını dağlar gibi, Çamlıca'nın omuzunu o çirkin dövmeyle dağlayacaklarının farkında bile olmayan ekabiri engellemek amacıyla ve hem de halkımı bu utançtan kurtarmak niyetiyle, hiç tereddüt etmeksizin, üzerime benzin döküp kendimi yakmak isterdim. Lakin hem itikadım, hem de hikmet'ten bu fakire nasib olan hisse böylesi bir itiraz biçimine izin vermiyor. O nedenle, bu toprakların haşarı çocuklarına vasiyetimdir, ben öldükten sonra, demir'i ve cesaret'i yumuşatmayı becerememiş bu yazının basılı olduğu sayfaları yakıp küllerini o kabus'un civarına saçsınlar!
SULTANAHMET CAMİİ'NİN TAKLİTİ
SULTANAHMET CAMİİ'NİN ÇAKMASI: Seçilen proje şu yukardaki. Caminin dikkat çeken özelliği 6 minareli olması. Proje Sultanahmet Camii'ne olan aşırı benzerliği ile dikkat çekiyor.
ŞEREFE SAYISI BİLE AYNI: Sultanahmet Camii'nin arkada olan 4 minasi 3'er şerefeli, ön avludaki ise 2'şer şerefelidir. Çamlıca için seçilen projedeki camii Sultanahmet'i bu yönüyle de kopyalamış. Ön taraftaki avluda Sultanahmet'in aynısı...