Cameron: el Kaide'yi yenilgiye uğratabiliriz

İngiltere başbakanı David Cameron, Obama ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı açıklamada, 'el Kaide'yi yenilgiye uğratabiliriz' dedi, Taliban'ın gerilediğini ifade etti. Ancak Afgan yetkililer, isyancıların ülkenin kuzeydoğusunda ilerlediğini söylüyor.

ABD başkanı Barack Obama ile yaptığı ikili görüşme sonrası açıklama yapan İngiltere başbakanı David Cameron, 'el Kaide'yi yenilgiye uğratabiliriz' dedi.

Cameron, terörle mücadelede Pakistan ile birlikte çalışmanın önemli olduğunu da ekledi.

Taliban'ın gerilediğini ve Afganistan'da önemli bir yıla girildiğini söyleyen Cameron, Orta Doğu barış sürecinde ilerleme kaydetmeyi hedeflediklerini de ifade etti.

Görüşmenin diğer gündem maddelerine ilişkin ise, Kuzey Afrika'daki değişikliklerin kalıcı olması gerektiğini ve Libya'da ise Kaddafi'nin gitmesinin şart olduğunu belirtti İngiltere başbakanı.

'Afganistan'da isyancılar ilerliyor'

Öte yandan, Afgan yetkililer ülkenin kuzey-doğusundaki bir bölgenin isyancıların kontrolüne geçtiğini açıkladı.

Açıklamaya göre, haftalar süren çatışmalar sonrasında, ülkenin Pakistan sınırındaki stratejik öneme sahip Nuristan bölgesinin üçte ikisi isyancıların eline geçti.

Bölgeyi kontrol eden isyancılar, Pakistan ve Afganistan Talibanı ile ittifak içerisinde olan yerel aşiret mensuplarını içeriyor.

İsyancılar, eyaletin başkenti Parun'a giden yolu da kapattı.

Dağlık bir bölge olan Nuristan'ın Pakistan'daki militanlar için Afganistan'a giriş noktası ve güvenli bir bölge haline gelebileceği ifade ediliyor.

Obama'dan dış politika konuşması

Obama günün ilerleyen saatlerinde İngiltere meclisinde de Amerika Birleşik Devletleri'nin dış politikası üzerine bir konuşma yapacak.

Obama'nın konuşmasında, Amerika'nın en yakın müttefikinin İngiltere olduğunu ifade edeceği tahmin ediliyor.

Başkan Obama, salı günü Buckingham Sarayı'nı ziyaret etmiş ve İngiltere'ye ABD ile gösterdiği dayanışma için teşekkür etmişti.

Obama ve Cameron, Times gazetesine yazdıkları ortak bir makalede ise, iki ülkenin ilişkisini "yalnızca özel değil, aynı zamanda zorunlu - hem bizim, hem de dünyanın geri kalanı için" sözleriyle tanımlamıştı.