Murat Karayalçın’ın, “Gökçek’in adamları sekreterimi camdan attılar” dediği Fatma Bozkurt Topçu, İNTERNETHABER’e konuştu.
Abone ol
ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER
ANKARA- Melih Gökçek ile Murat Karayalçın arasında yaşanan ve gündeme damgasını vuran ‘camdan sekreter atma’ tartışmasının kahramanı, İNTERNETHABER’e konuştu. Murat Karayalçın’ın özel kaleminde çalışan ancak Gökçek seçildikten sonra ‘toprak belleme ve çiçek sulama uzmanı’ yapılan Fatma Bozkurt Topçu, “Hakkımızı ararken saldırıya uğradık. Beni camdan aşağı attılar. Ayağım kırıldı. 1994 yılından bu yana panik atak hastasıyım” dedi.
TARTIŞMANIN KAHRAMANI
AKP adayı Melih Gökçek yandaşlarının, “Karayalçın seçilirse belediye çalışanlarının hepsini işten atacak” diye başlattığı propagandaya karşılık, CHP adayı Murat Karayalçın’ın, “Ben kimseyi işten çıkartmayacağım. Ama Gökçek seçildiğinde sekreterimi camdan atmıştı” diye yanıt vermesiyle başlayan tartışma, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim kampanyasının gündemine oturdu. Karayalçın’ın ‘camdan atıldı’ dediği eski özel kalem sekreteri Fatma Bozkurt Topçu, olayı şöyle anlattı:
BENİ CAMDAN ATTILAR
“Bu olay doğru. O dönemde (1994) gazetelere de yansımıştı. Ben o tarihte 22 yaşındaydım. Özel kalemde sekreter olarak çalışıyordum. Melih Gökçek seçilince beni ve bir çok arkadaşımı park ve bahçeler biriminde görevlendirdi. Seralarda çiçek diktik, ağaç suladık. Bir süre sonra işi daha da ağırlaştırdılar. Otobüslere bindirilip çeşitli parklara götürdüler ve oralarda kazma ile toprak bellememizi istediler. Yaptık. Biz, ‘Karayalçın makamda görevlendirmişti Gökçek de bahçelerde görev verdi. Önemli değil, istifa etmiyoruz, işimizi yapacağız’ dedik. Bizi istifaya zorluyorlardı. Ama biz istifa etmedik. O dönemde 19 bayandık. Herkes kendi bölgesine, parklarına gönderildi, sulama yapmaya. Sorumlu bölgemiz vardı akşama kadar sulama yapıyorduk. Biz de eğlenceye başladık. ‘Ağaçları yeşertiyoruz sevap işliyoruz temiz hava alıyoruz’ dedik. Ben inançlı bir insanım. Manevi açıdan bakıp, kendimi işime verdim.
SAKALLI ADAMLARDI
Ağustos 1994’te sendika karar aldı ve Güven Park’ta oturma eylemi yaptık. Melih Gökçek ile görüşmek ve derdimizi anlatmak için Ulus’taki Belediye meclis Salonuna gittik. Beklerken sakallı, bir çok insan içeri girdi. Belediye de çalıştıklarını sanmıyorum. Biz panikledik, korktuk. Geri çekildik. Yerde pirinç kül tablalarını alıp bize attılar. Bir çok arkadaşıma vurdular. Ben geri geri kaçıp cam kenarına kadar gittim. Gidecek yer kalmamıştı. Arbede oldu. Beni camdan birileri beni itti. Kim ittiğini görmedim. Boşluğa düşerken, refleksle camın pervazına tutundum. Ayaklarım aşağıya sallandım. Yukardan birileri beni çekmiyordu. 6 metre kadar bir yükseklik vardı. Çaresiz bıraktım kendimi ve yere düştüm. Kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Bileğimi kırıldığını gördüm. Kemikler uçak kanadı gibi açılmıştı. Sonra iki arkadaşım daha yanıma düştü. Onların kırıkları yoktu ama incinme vardı. Onlar destek oldu. İkisinin arasına girdim. Tek ayakla dışarı çıkmaya çalıştık. Düştüğümüz yer bir apartman boşluğuydu. Kalorifer kazan dairesine çıktık. O sırada iki adam karşımıza çıktı. Özel kalem kartım vardı, onu gösterip kapıyı açtırdım. İnandılar. O kapıdan çıktık bir araba durdurduk ve hastaneye gittik.”
PANİK ATAK HASTASI OLDUM
Topçu, tedavi olduktan sonra yaşadıklarının da kolay olmadığını ve uzun süre olayın etkisinden kurtulamadığını belirtti. Hastanede yatarken yaptığı açıklamalar nedeniyle tehdit aldığını da belirten Fatma Bozkurt Topçu, “bu olay nedeniyle panik atak hastası oldum. Tehditler de aldım. 22 yaşımdaydım. Çok korktum. Bu korku nedeniyle dava da açamadım.
Onları Allah’a havale ettim. Zaman geçti ama bu sürede panik atak tedavisi gördüm. Çok sıkıntı yaşadım. Ailecek hep sıkıntılı bir dönem yaşadık. Ama Sayın Karayalçın bize sahip çıktı. O tarihten sonra da birlikte çalışmaya devam ettik” dedi.
PLATİN DURUYOR
Topçu, olay sonrası ayağına takılan platinin hala durduğunu ve ikinci bir ameliyat ile platin çivinin çıkartılması gerektiğini de belirterek, “Ama hala ameliyat olamadım. Artık her sesten ürken, her olayda endişeye düşen panik atak bir yapım var. Ameliyat olmaya çekiniyorum. O olay benim hayatımı etkiledi. Benim düştüğüm sıkıntıyı kimsenin yaşamasını istemem. O yüzden Sayın Karayalçın seçilirse belediyede çalışan hiçbir insanın işten atılmasını ya da bize yaptıkları gibi rençber muamelesi yapılmasını istemem. Zaten Başkanımız da hangi siyasi görüşte olursa olsun belediye çalışanlarından kimseye karşı böyle haksız bir işlem yapılmayacağı sözünü verdi” diye konuştu.