Çalışanlar ve hayalleri!
Bana hayallerimi ver sana dünyaları vereyim
Abone olMatthew Kelly’e göre para önemli bir motivasyon faktörü olsa da asıl başarı, insanlara ilham vermek ve ayrılmak istemeyecekleri bir ortam yaratmaktır
Malum günümüzde en küçüğünden en büyüğüne tüm şirketlerin gündeminde kriz ve bu vesileyle sırtını krize yaslamış, adeta krizden yüz bulan çılgın bir eleman sirkülasyonu var. Sürekli kulağımıza çalınan istifa, işten çıkarma, eleman ya da iş arama hikâyeleri, kariyer transferlerinin yoğun olarak yaşandığı şu günlerin olmazsa olmazı.
Her kuruma arada taze kan gerek, öte yandan her çalışanın kariyer basamaklarını tırmanmak için arada doğru transferler yapması da şart ama özellikle şirketler için çalışan sirkülasyonunun belli bir noktadan sonra emek erozyonuna dönüşmesi dikkat edilmesi gereken bir başka önemli konu. Zira bir iş yerindeki çalışanların motivasyonuyla bire bir ilgili olan iş yerine ‘bağlılık’ ve ‘sadakat’ kavramları modern bir şirketin tüm insan kaynakları çıkmazlarının kilit noktası aslında.
Matthew Kelly’nin kaleme aldığı işte tam bu konuya parmak basan, bir çırpıda okunsa da 132 sayfaya pek çok değerli anekdotu sığdırmayı başarmış önemli bir kitap. Bir kişisel gelişim kitabı olmasına rağmen, bu kategorinin klasik buyurgan dilinin ötesinde, keyifle okunan bir hikâye olarak tasarlanan ve kaleme alınan çalışma, yüksek çalışan sirkülasyonundan ve düşük moralden mustarip bir şirketi anlatıyor.
Hikâyede söz konusu şirket, insanları gerçekten neyin harekete geçirdiğini araştırmaya başlıyor. Motivasyonun anahtarının yüklü bir maaş olmadığını keşfeden şirket yönetimi, bunun için gerekli olanın insanların hayallerinin gerçekleştirilmesi olduğunu görüyor. ‘Hayal yönetimi’ konseptini uygulamaya başladıktan kısa bir süre sonra, firma, çalışan sadakatinin ve motivasyonun, dolayısıyla da verimliliğin arttığını fark ediyor.
Para yada ilham
Yüksek kazanç çalışan için elbette önemli bir motivasyon. Ancak bir çalışanın işini sahiplenmesinin, şirketine bağlılık ve sadakat duyguları beslemesinin tek şartı bu değil. Kitabın önsözünü yazan, aynı zamanda Bir Takımın Beş Fonksiyon Bozukluğu kitabının yazarı olan Patrick Lencioni’nin de belirttiği gibi “Ne yazık ki yöneticiler ve insan kaynakları uzmanları dikkatlerinin büyük kısmını geleneksel olarak, ücret ve kârlılık gibi kavramlara yoğunlaşarak harcadılar. Maaşları artırdılar, primleri yükselttiler, hisse senedi opsiyonlarıyla ödüllendirdiler, tatil zamanlarını artırdılar ve insanların evcil hayvanlarını işe getirmelerine izin verdiler...
Gerçek şu ki az sayıda insan para için çalışıyor.” Lencioni’nin de devamında altını çizdiği üzere para iş seçiminde önemli bir faktör olsa da asıl iş, insanlara ilham vermek ve ayrılmak istemeyecekleri bir ortam yaratmak. Çünkü “İnsanların hayallerini görmezden gelirseniz, kendinizi tehlikeye atarsınız. Hayaller görünmezdir fakat çok güçlüdür.”
Uluslararası üne sahip bir konuşmacı ve yazar olan Matthew Kelly, aynı zamanda tüm inancını bir organizasyonun ancak o organizasyonu yürüten insanların da kendilerinin daha iyi bir versiyonu olmak için çabaladıkları sürece kendisinin en iyi versiyonu olabileceğini benimseyen Flotd Consulting’in genel müdürü.
Kelly’nin yöneticiler için çalışanların hayallerini fark etme ve bu vizyona kavuşmaları için onlara ilham verme temasını vurgulayan Bana Hayallerini Ver Sana Dünyaları Vereyim adlı çalışması, Wall Street Journal ve New York Times listelerine de girmiş bir eser olarak okuyucuyu yepyeni bir yönetim anlayışıyla tanıştırmayı hedefliyor. (Melisa Kesmez)