BIST 8.619
DOLAR 34,29
EURO 37,23
ALTIN 3.024,55
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI  /  EMEKLİ

Çalışan emeklinin suçu ne?

Sosyal güvenlik reformu nihayet gerçekleşti. Reform paketinde yer alan bazı unsurlar emekliyi kızdırdı!

Abone ol

MECBUR olmasa kim emekli olup çalışmak ister, seyahat etmek, dinlenmek, çoluk çocuğuyla hoş vakit geçirmek varken. Ancak emekli maaşının insanca yaşamak için yetmediği malum. Uzun zamandır kamuoyunu meşgul eden sosyal güvenlik reformu nihayet gerçekleşti. SSK, Bağ-Kur gibi kara delik olarak adlandırılan ve finansman dengesi bir türlü tutturulamayan kurumlar nispeten daha güçlü olan Emekli Sandığı ile tek çatı altında toplanıyor. Emeklilik yaşı kademeli biçimde artarak 2048'de kadın ve erkekte 65 yaş olarak eşitleniyor ve sabitleniyor. Böylece insanlar daha çok prim ödeyecek, sosyal güvenlik kurumu da kara deliğini kapatarak kendi kendine yeter hale gelecek.

Reform kimin için?
BÜTÜN bunlar uzun vadede umut vaadediyor da bugün için acaba yapılan reform herkesin beklentilerini karşılıyor mu? Yani halen çalışan Bağ-Kur'lu esnaf, SSK'lı işçi, Emekli Sandığı mensubu memurların bir kazancı var mı? Okuyucularımızdan aldığımız mesajlar kendi gelecekleri ile ilgili soru işaretleri ile dolup taşmaya başladı. Kimisi kanunun yürürlüğe gireceği 2007'den önce emekli mi olsam, diye soruyor kimisi de halen aldığı ve yetmeyen emekli maaşının düşüp düşmeyeceğini merak ediyor. Dul ve yetimler ise bu reformun kendilerine ne getireceğini anlayamadıklarından yakınıyorlar ama en önemlisi emekli olup da halen çalışan dar gelirlilerin sorusuna cevap vermek gerçekten zor.

Çalışmayan ödüllendiriliyor
YENİ düzenleme gelecek yıl yürürlüğe gireceğinden halen uygulamada SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'ndan emekli olup da geçimini sağlayamayanların iyi kötü bir iş bulup yeniden ücretli olarak çalışması halinde prime esas kazancın %30'u kadar sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekiyor. Halen işçi payı %7.5, 40 YTL., işveren payı %22.5, 120 YTL. olmak üzere ayda 160 YTL. ödemezse asgari ücretli bile olsa hak ettiği emekli maaşı kesiliyor. SSK emeklisi olup serbest avukatlık yapanların emekli aylığından ise %15 kesiliyor. SSK ve Emekli Sandığı'ndan emekli olup kendi adına küçük de olsa bir bakkal dükkanı veya büfe gibi iş yeri açanlarla bir şirkete ortak olanlar için de Bağ-Kur 12. basamağının %10'u yani 62.7 YTL. ödenmezse gene emekli aylığı kesiliyor. Bağ-Kur'dan emekli olup da hala çalışmaya muhtaç ve gücü kendinde bulabilen bir esnaf da kendi adına bir işyeri açar yada bir şirket ortaklığı şeklinde çalışmaya devam ederse emekli aylığının %10'u kadar örneğin 6. basamaktan emekli ise 45 YTL. civarında SGDP ödemezse emekli aylığını alamıyor. Bugüne kadar kesilen bu SGDP'lerin külfetinden başka hiçbir nimetini göremediğini söyleyen emeklilerin yeni düzenlemeyle kafalarının daha da karıştığı anlaşılıyor. Sözünü ettiğimiz kesintilerin daha da artacağını öğrenip ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Bir kısmı iş yerini kapatıp çalışmamayı, çalışmaya mecbur olanlar da karısının, kızının üzerine iş yerini devretmeyi planlıyor.
Destek primi haksızlıktır

GERÇEKTEN yeni düzenlemeye bakınca SSK'lı, Bağ-Kur'lu ya da Emekli Sandığı'ndan olsun tüm emekliler yeniden çalışmaya başlarsa aylıklarının kesilmesi için prime esas kazançların üzerinden %33.5 oranında SGDP ödemek zorunda kalacaklar. Bu da asgari ücretli için bile 75 YTL. çalışan, 103 YTL. de işveren payı olarak 178 YTL. tutuyor.

Ülkemizde genç emeklilerin yoğunluğu bir gerçek. Ancak başta AB olmak üzere gelişmiş ülkelerin emeklilikleri kadar yaşama ömürleri olmadığı maaş kuyruklarında çürüdükleri de başka bir gerçek. Kaldı ki Allah ömür verip de yaşayabilenlerin de aldıkları 3 kuruş aylıkla ne kadar mutlu oldukları ayrı bir dertken yapılan bu düzenlemeyle dar gelirli emeklinin elindeki maaşın nerdeyse yarısını çalıştı diye geri almak ne kadar adaletli anlamak çok zor. Biliyorum sosyal güvenlik açıkları düzelmez boyutta, ancak bunun bedelini sadece ihtiyarlığına rağmen iyi kötü eli ekmek tutmaya çalışan insanlara ödetmek yerine daha adil bir yol bulamaz mıyız?

Arif Şimşek
Tercüman