Üst üste gelen yenilgiler üzerine eleştirilen Rıza Çalımbay oyuncularını eleştirdi: "Oynamadıklarında basınla ve yönetimle işi çözmeye çalışıyorlar."
Abone olPeş peşe kaybedilen 3 maçın ardından boy hedefi haline gelen Beşiktaş Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, çarpıcı açıklamalar yaptı. Takımdaki problemin önde gelen bazı oyuncuların kapris yapmalarına bağladı. Genç teknik adam, “Bizdeki problem takımın önde gelen oyuncularının yaptıkları kaprisler. Takıma giremeyen her oyuncu bir kapris geliştiriyor. Hiçbir zaman hiçbir oyuncuyu kayırmam. Ben formayı asarım; kim hak ederse o alır. Oynamadıkları zaman basınla ve yönetimle bu işi çözmeye çalışıyorlar. Bence o yolu seçeceklerine sahada çalışıp oynamaya baksınlar.” dedi. Geçen sezon devre arasında Beşiktaş’ın başına geçen Rıza Çalımbay, gerektiğinde görevi bırakmasını da bileceğini vurgulayarak “Takımda hava gittiyse, futbolcuyu gönderme şansı olmadığı için teknik direktörün gitmesi gerekiyor. Ben bıraktıktan sonra Beşiktaş başarılı olacaksa, bırakırım.” diye sert konuştu. Fazla iyi niyetli olduğu için bazı hatalar yaptığını vurgulayan Çalımbay, bazen iyi niyetin işe yaramadığını itiraf etti. “Sabah tesislere gelip akşama kadar ne varsa yaparım. Ama her şey benim elimde değil, sahaya çıkıldıktan sonra futbolcunun elinde. Şimdi belli bir dönem gelir, bu makamı da bırakırız, sorun değil. Belli bir kesim beni istemiyordu.” dedikten sonra, yerli bir antrenörün Beşiktaş’a gelip başarılı olmasını istemeyenlerin var olduğunu belirtti. Futbolculara büyük iş düştüğünü belirten Rıza Çalımbay, kendi içlerinde yaşadıkları problemi ise en kısa sürede çözmek için tedbir alacağını söyledi. Kendisiyle ilgili spekülasyonları değerlendiren Çalımbay, olaya taraftar gözüyle baktığında bırakması gerektiğini belirterek, “Taraftar galibiyet ister. Adam skora bakar, başka yaptığı bir şey yok. Ama bizim taraftar gözüyle bakmamız mümkün değil. Ankaraspor ve Malmö maçı çok önemli. Hem ben, hem camia hem de futbolcular açısından çok kritik iki maç oynayacağız.” şeklinde konuştu. Yerli-yabancı teknik adam ayrımı yapıldığını belirten Çalımbay, “Bu maçı biz kazansaydık şimdi Daum için konuşuyor olacaklardı. ‘Daum gitsin, şöyle olsun, böyle olsun’ diye. Onların da kaderi aynı ama sen iki lira alıyorsan yabancı beş lira alıyor. Yabancı görevi bırakıp gitse sonuna kadar parasını alır. Yerli hoca maç kaybetse dışarı çıkıp istediği şekilde bile dolaşamaz. Maalesef üç büyüklerde bizlerde beş maçta beklenen başarılar, yabancılar için 20-30 maç olabiliyor.” diye dert yandı. Denizlispor maçı sonrası herkesin takımını ve kendisini göklere çıkardığını belirten Çalımbay, “Hazır olmadığımızı her fırsatta söyledim. Herkes Ailton’u göklere çıkardı. Oysa Ailton sezon başı hazırlığı bile yapmamıştı. Hazır değildi. Hatta derbide devre arası Ailton’u çıkaracaktım, ama mecburen oyunda bıraktık. Çünkü Youla sakatlandı. Carew’in gitmesi bizim için büyük bir dezavantaj oldu. Kleberson gibi bir oyuncu alıp transferi kapatacaktık. Carew’in gitmesine tabii ki karşı çıktım ama Carew’le görüştüm gitmek istedi. Biz de engellemedik.” açıklamasını yaptı. YÖNETİM SERGEN'İ DÜŞÜNMÜYORDU Sergen Yalçın konusuna da değinen genç hoca, yönetimin sezon başında Sergen’i düşünmediğini vurgulayarak, “Sergen, sezon başında yönetimin göndermek istediği bir futbolcuydu. Ben yönetime ‘Göndermeyin. İyi oynarsa oynatırım, böyle oynarsa oynatmam.’ dedim. Sezon başı Sergen çok iyiydi. Maalesef o Sergen gitti, başka bir Sergen geldi, çok kilo aldı. Her gün bir yerine bir şey oluyor, sakatlanıyor, iyileşiyor, sakatlanıyor, bir yeri ağrıyor. Benim Sergen’le bir probleYoula'nın kötü bir oyuncu olmadığını belirten Rıza Çalımbay, “İstatistiklere bakın, Youla, G.Birliği'nde oynarken F.Bahçe'ye, G.Saray'a, Beşiktaş'a sürekli gol atıyordu. 23 yaşında gencecik bir futbolcu. Fenerbahçe maçı için İnönü Stadı'na gelirken otobüs trafikte durdu ve genç bir taraftar otobüsün camına vurup 'Bu Youla'yı oynatma.' diye bağırdı. Maçtan önce böyle olaylar ister istemez Youla'yı olumsuz etkiliyor. Ben ona söylüyorum, ‘Hata yap, 2-3 tane top kaptır, önemli değil, ama sen işine bak.' diyorum.” Kaynak: Zaman Gazetesi