Çağrının Kodları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı, İmralı Heyeti’nin dün Öcalan’dan getirdiği yazılı mesajla karşılık buldu.
Heyet, İmralı ziyaretini daha öncekilerin aksine kalabalık bir grupla gerçekleştirdi.
Ziyarete kalabalık bir grupla gidilmesi, çağrıya değer katmak ve tevile imkân vermemek için yapılmış olabilir.
Heyetin, Öcalan’ın mektubunu okurken arkaya İmralı’da çekilen fotoğrafın yansıtılması verilen mesajın etkisini ve gerçekliğini artırmaya yönelik olmuş.
İmralı’dan verilen fotoğrafı okuduğumuzda, uzunca bir masa kurulmuş ve Öcalan’ın tam ortada oturduğu bir düzen kurulmuş.
Sağlıklı ve dinç görüntüsünden kendisine iyi bakıldığı anlaşılıyor.
Fotoğraf karesinde Öcalan, sütunun tam önünde yer alıyor. Simetriye dikkat edilmiş.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, masanın en mutsuzu ve sona atılmış.
Teröristbaşı, heyetin okuyacağı mektubu elinde tutarak “Bu benim çağrım ve talimatımdır” mesajı veriyor.
Dik duruşu ve odaklı bakışı ile iradesinin olduğunu göstermek istiyor.
Arkasında ayakta duran iki terör suçlusuyla, örgütünün arkasında duracağı imasında bulunuyor.
Beyaz masa örtüsü ile yeni bir sayfa ve umuda atıf yapılıyor.
İmralı Heyeti, teröristbaşından getirdiği mesajı, İstanbul’da bir otelde basın toplantısı düzenleyerek kamuoyu ile paylaştı.
Öcalan’ın örgütün feshini isteyen mektubunun kodlarını okuduğumuzda, kullanılan dilin Pkk ve DEM’in dilinden farklı olduğu görülüyor.
Mektubun hiçbir paragrafında “Kürt sorunu” tabiri geçmiyor, demokratik topluma atıfta bulunuluyor.
Metinde “Barış” kelimesi sadece bir, “Demokratik” kelimesi dört ve “Demokratik toplum” kelimeleri iki kez geçiyor.
Öcalan; “Pkk terör örgütünün ortaya çıkışını Sosyalizmin doğuşu, “Kürt realitesinin inkârı” ve ifade özgürlüğünün olmayışına bağlıyor.
Terör örgütünün Markist-Leninist ideoloji etkisinde olduğunu ifade ediyor.
Barış, halkların kardeşliği, öz yönetim ve “Faşist devlet” gibi kavramlar kullanılarak terör estirildiğini itiraf ediyor.
Türk-Kürt kardeşliği yerine ittifak kelimesini tercih ediyor ve emperyalizmin 200 yıldır, Türkiye’yi hedef aldığını dile getiriyor. Bir nevi, terörün de emperyalizme hizmet ettiğini kabul ediyor.
Ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist talepleri Kürtçülük olarak değerlendiriyor. Bu isteklerin toplumun talebi olmadığını söylüyor.
“Sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmalar” tabiri kullanıyor. DEM Parti ve HÜDA-PAR gibi yapılanmalar varken daha nasıl bir yapılanma olabilir, anlaşılır gibi değil.
Siyaset dışı arayışların çözüm olmadığını dile getiriyor.
Mektubunu son paragrafında ise başta Avrupa olmak üzere Pkk ile iltisaklı tüm STK’lara seslenerek silahlı gruplarla (Pkk, Ypg, Pejak vb dahil) birlikte kendilerini feshetmelerini istiyor.
Sırrı Süreyya Önder’in, çağrı okunduktan sonra Öcalan’ın notu diye ilave ettiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” ifadeleri, dikkate değer değildir ve kendisine ait bir talep gibi görünüyor.
Asıl dikkate alınması gereken Öcalan’ın çağrısıdır. Sırrı Süreyya Önder’in, çağrının öncesinde ve sonrasında konuştuklarının bir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Mevcut konjektör; DEM Parti, Barzaniler ve Talabaniler’i bu çağrıyı desteklemeye mecbur bırakmıştır. Terör örgütünün Kandil kanadının da silah bırakmaya meyilli olduğu, Ypg’nin direnebileceği anlaşılıyor.