BIST 8.619
DOLAR 34,28
EURO 37,20
ALTIN 3.019,86
HABER /  GÜNCEL

Çağın salgını: Metabolik sendrom

Özellikle iş adamlarını tehdit eden metabolik sendromun görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artıyor. İşte metabolik sendromun tipik belirtimleri

Abone ol

Memorial Hastanesi Suadiye Polikliniği’nden Kardiyolog Uzm.Dr. Onur Erdoğmuş, bu sendromdan en çok etkilenen grubu, masa başında oturan, beslenmesi düzensiz olan, yoğun stres altında çalışan “beyaz yakalılar”ın oluşturduğunu söyledi.

Hastalığın dört belirtisine dikkat

Bel çevresinde genişleme
Tansiyon yüksekliği
Kolesterol yüksekliği
Kan şekerlerinde sınırda yükseklik

Sendromun yol açtığı hastalıklar

Kalp krizi
Diyabet
Obezite
İnmeler

SON YILLARDA SAĞLIKTAKİ EN BÜYÜK SALGIN: METABOLİK SENDROM


Her yıl dünyada 17 milyon insan kalp krizi nedeniyle yaşama veda ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2010 yılında Avrupa’da 30 milyon diyabetli insan olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam Belçika, Macaristan ve Portekiz nüfusunun toplamına eşdeğer bulunuyor.

Uzmanlara göre; bu insanların en az yarısının ortak yönü; kalp krizi geçirmeden veya diyabet olmadan yıllar önce bir metabolik sendrom safhasından geçmeleri. Eğer bu metabolik sendrom safhası fark edilirse, kalp krizi ve diyabet riskini azaltmanın mümkün olacağını belirten Uzm. Dr. Erdoğmuş şöyle devam etti:

“Bugüne kadar Türkiye’de kuramsal olarak bu sendromlu insan sayısının çok fazla olmadığı düşünülebilirdi. Fakat METSAR (metabolik sendrom araştırma gurubu) verilerine göre Türkiye’de 20 yaş üstü nüfusun 1/3’üne yakını metabolik sendromlu, bu da Avrupa ve ABD verileriyle paralel bir sonuç göstermekte. (Avrupa da oranı 1/5, ABD oranı ¼ .) Yine METSAR verilerine göre nüfusun %36’sında bel ve kalça bölgesi kalınlığı mevcut, % 35,8’inde trigliserit, % 27,6’sında kan şekeri yüksekliği mevcut. Metabolik sendrom salgın bir şekilde dalga dalga dünyada yayılıyor. Çünkü sendrom aslında endüstrileşme ile ortaya çıkan bir modern yaşam hastalığı. Dünya küreselleştikçe, insanların yaşam biçimleri de bu küreselleşme süreci içinde birbirine benzeyerek, aynı hastalığın her yerde görülmesine neden oluyor.”

BEL BÖLGESİNDEKİ YAĞLANMA ‘METABOLİK SENDROM’ BELİRTİSİ

Şehrin yoğun yaşantısına kapılan ‘beyaz yakalıların’ kahvaltıya fırsat bulamadığını belirten Memorial Hastanesi Suadiye Polikliniği’nden Dyt. Elif Keskin şunları söyledi:

“Bütün gün bilgisayar başında oturup, öğlen ve akşam yemeklerinde ağır besinler tüketerek, televizyon karşısında uyuyakalıyorlar. Bütün bunlara stres de eklenince vücudun kortizol ve insülin düzeyleri yükseliyor. Bu yükseklik kendisini zamanla bel ve göbek çevresinde genişleme, bacak kaslarında erime ile belli ediyor. Bel çevresinde oluşan yağlar, diğer bölgelerdeki yağ hücrelerinden farklı olup metabolik açıdan aktif olurlar. Böylece daha çok yağ dokusu oluşuyor. Kişi bel çevresindeki artışı genellikle hastalık olarak dikkate almaz. Halbuki bu artış metabolik sendromun en önemli işaretidir ve insülin, kortizol düzeyi azaltılamazsa, kişi diyabet olmak ya da kalp krizi geçirmek üzere yola çıkmış demektir.”
Kaynak: