BIST 9.464
DOLAR 34,43
EURO 36,44
ALTIN 2.842,63
HABER /  GÜNCEL

Yargıdan bir bildiri daha

Adalet Bakanı Cemil Çiçek 'tartışmalara kurumları bulaştırmayalım' diyor ama kurumlar öyle düşünmüyor. Bildiriye Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da katıldı.

Abone ol

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişiklikle yürütmenin, yargıyı etki altına almayı hedeflediği bildirildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada Anayasa'ya göre yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemeler eliyle yürütüldüğü bildirilerek temel hak ve özgürlüklerin demokratik, laik hukuk devleti ilkelerinin sağlam ve sarsılmaz güvencesinin, Cumhuriyetin temel niteliklerini ilke edinen, hukuk devletinin yaşamına ve devamına hayat veren kurum olan yargı olduğu vurgulandı. Demokratik hukuk devletinde saygın olan ve herkesin saygı göstermesi gereken kurumlar bulunduğu ifade edilen açıklamada, bunların başında yargının yer aldığı kaydedildi. Yargının daima en güçlüye karşı en güçsüzü koruyabilecek kudret ve kuvvette tutulması gerektiği belirtilen açıklamada yargının onur ve güvenilirliğinin, şahsi ve siyasi düşüncelere vasıta yapılmaması gerektiği vurgulandı. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatının, hakimlerin dokunulmaz olduklarını göstermeyeceği ifade edilen açıklamada, bu teminatların hakimler ve savcılar için değil yargı hizmetlerinden yararlanan Türk milletinin güvencesi olarak tanındığına işaret edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Anayasamız kuvvetler ayrılığını esas almıştır. Erkler arasındaki bu ayrımın sonucu olarak yargı, üstlendiği hassas adalet dağıtımı ve yargısal görevini ancak bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla yerine getirebilir. Yargı üzerinde yürütme erkine denetim ve vesayet yetkileri tanınması halinde yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı istenilen düzeyde gerçekleştirilemez. Bu alandaki müdahale izlenimleri yargı içinde ve dışında huzursuzluklara yol açmaktadır. Hukukun üstünlüğüyle yargı bağımsızlığı arasındaki bağ çok iyi değerlendirilerek hassas dengeler bozulmamalıdır. Yargı hakettiği konuma getirilmiyorsa mutlaka baskı altındadır ve bağımsız değildir." Yargının sorunlarının gün geçtikçe arttığı kaydedilen açıklamada, yargının ve sorunlarının bugüne kadar ihmal edildiği, çözümünün de düşünülmediği bildirildi. AB İlerleme Yargı Bölümü Komisyon raporunda yargı bağımsızlığının sağlanmasının ısrarla vurgulandığı kaydedilen açıklamada bu hususların AB istediği için değil demokratik, laik, hukuk devleti için gerekli olduğu ifade edildi. 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yapılan değişiklikte, yargının biriken sorunlarını çözmekten uzaklaştığı ve yürütmenin, yargıyı etki altına almayı hedeflediği bildirilen açıklamada hakim adaylarıyla avukatlıktan alınacakların mülakatının ve mevcut yargıçlardan da Teftiş Kurulu'na alınacak müfettişlerin atanmalarının Bakanlıkça yapılmasının, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu sekreteryasıyla müstakil bütçe ve binasının bulunmamasının, bunların çözümü için herhangi bir gayret gösterilmemesinin, yargı bağımsızlığını engelleyeceği gibi yargıda siyasallaşma yaratacağının da açık olduğu ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi: "Kurulumuzun bu husustaki görüşleri, defalarca yazılı ve sözlü olarak yetkili mercilere intikal ettirildiği halde, bir sonuç alınamamıştır. Bu durum karşısında yargı bağımsızlığının önündeki engellerin kaldırılması ve yargının siyasallaşmasının önlenmesi yolundaki düşüncelerimizin, kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunulması uygun görülmüştür." Açıklamada, ortaya koyulan görüşlerin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin kişisel görüşleri olduğu bildirildi.