BIST 9.673
DOLAR 35,18
EURO 36,60
ALTIN 2.961,90

Büyüksün Baba!

 

 

 

Politikacısı, gazetecisi, akademisyeni, taksicisi, berberi, Yahudisi, Urumu…

Yıllardır sözbirliği etmişçesine “Ülkede muhalefet yok canım” nev’inden bir türkü tutturmuşlardı.

“CHP liderlik, MHP baraj, BDP Öcalan derdinde” lakırdıları semaya yükselmişti.

Durumdan cesaret alan Başbakan’da her daim muhalefete “Bunlar bırakın devlet idare etmeyi, iki koyun versen akşama birini kaybedip gelirler.” diyerek ha babam yüklenirdi.

Ama Sayın Başbakan’ın göremediği, bu ülkede ana muhalefetten başka bir de “baba muhalefet” vardı ve Güniz sokakta "kapı gibi" duruyordu.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun Demirel ziyaretini hep birlikte izledik.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel lacivert ceketi, açık mavi kravatı, şık yaka mendilini kuşanmış vaziyette, komisyonu kapıda karşıladı.

Şıktı, zarifti.

Bütün üyelerin teker teker elini sıktı.

Bu tablo karşısında duygulanan MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin, Baba’nın elini sıkarken öpme seviyesine kadar eğildiği bile görüldü.

Demirel, masaya dizilen üyeler karşısında ayakta durarak hoş geldiniz konuşması yaptı.

Hala dinç, hala billur gibi hafızasıyla teker teker tane tane döktürmüş Demirel…

Komisyon üyelerinin açıklamalarından duyduk:

"Bugün siz geçmişteki eylemleri, yanlışları araştırıyorsunuz, yarın da bugünkü yanlışları bir başkası araştırır"

“Neden darbeleri önlemek için girişimde bulunmadınız?" -"Ne yapacaktım, adam eline silahı almış."

“Darbelerde halk hiçbir zaman seçtiği iktidarlara sahip çıkmamıştır.” 

"Darbelerde ABD'nin dahli yok, derin devlet de darbeleri yapan da askeriyedir"

“28 Şubat darbe değildir. Alınan 18 maddelik MGK kararları yasaldır. Erbakan'a istifa et demedim. Çiller'in çoğunluğu hükümet kurmaya yetmediği için yetki vermedim, doğru da yaptım."

İçeriğini tartışırız.

Yapabilecekleri olduğu halde yapmadıklarını konuşuruz.

Anlatmak istediğim başka…

Sağa sola döndürmece yok.

Her cümlesi bin ton çekiyor.

Tutarlı.

Düşünelim…

Bu kadar yalın, bu kadar net bir muhalif cümle duydunuz mu hiç?

Geçmiş dönemi soran bir vekile cevaben: “Dünün güneşiyle bugünkü çamaşır kurutulmaz."

Buyur!

Ansiklopedi yazsan yine bir işe yaramaz.

Eğitimlisi eğitimsizi, oturanı yürüyeni, büyüğü küçüğü, hepsinin anladığı; dudaklarda tebessüm, akıllarda soru işareti bırakan bir cümle daha…

Dünün güneşiyle bugünkü çamaşır kurutulmaz."

Kabul edelim ki Demirel algı yönetimini çok iyi biliyor ve bunu doksana yaklaşan ömründe bile çok iyi yapıyor.

Merhum Ecevit’in ölüm yıldönümünde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak Demirel’i davet etmişti de bazı aklı yetmezler “ Olacak iş mi bu! Merhum mezarında yan dönmüştür valla!” demişlerdi.

Tarih Kemal Bey'i haklı çıkarmıştır.

"Binaenaleyh" muhalefetin Demirel’den öğreneceği daha çok şey vaadır!