BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  POLİTİKA

Büyükanıttan İRTİCA UYARISI

Genenlkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt Harp Akademileri töreninde konuştu

Abone ol

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Harp Akademileri Komutanlığı'nda konuşuyor. Büyükanıt konuşmasının ilk bölümünü öğrencilere yönelik eğitime ayırıyor.

Büyükanıt üst düzey yetkililere laiklik eleştirisi yönelten Büyükanıt şunları söylüyor:

"Bu konuşmamı son yıllarda sıkça gündeme getirilen sivil asker ilişkileri başta olmak üzere güncel konularla ilgili bir fırsat olarak kullanmak istiyorum. Son günlerde gündeme getirilen bir konu Silahlı Kuvvetlerin bu konudaki görüşlerinin açıklanmasını zorunlu hale getirdi." "Her fırsatta laikliği yeniden tanımlamayım diyen yok mudur bu kişiler devletimizin en üst kademelerinde yer almıyor mudur?" Her fırsatta laikliği yeniden tanımlamayım diyen yok mudur bu kişiler devletimizin en üst kademelerinde yer almıyor mudur?

Bu konuşmamı son yıllarda sıkça gündeme getirilen sivil asker ilişkileri başta olmak üzere güncel konularla ilgili bir fırsat olarak kullanmak istiyorum. Son günlerde gündeme getirilen bir konu Silahlı Kuvvetlerin bu konudaki görüşlerinin açıklanmasını zorunlu hale getirdi.

ÜST DÜZEY İSİMLERE LAİKLİK ELEŞTİRİSİ
İrtica ve bölücü terör konusuna da değinmek istiyorum. Kuvvet Komutanlarımız yapmış olduğu konuşmalarda TSK'nın görüşlerini net olarak dile getirmişlerdir. Tamamen ben de katılıyorum. Bazı sorular sormak istiyorum. Her fırsatta laikliği yeniden tanımlayalım diyenler yok mudur bunlar devletimizin en üst kademelerinde yer almıyor mu? Cuimhuriyetin temel nitelikleri ağır bir saldırı altında değil mi?

Her fırsatı TSK'ya saldırı için kullananlar kimlerdir? Bu listeyi uzatmak mümkün. Bu sorulara hayır Türkiye'de bunlar yoktur diyebiliyor muyuz? Diyemiyorsak irtica tehditi vardır ve buna karşı her türlü önlem alınmalıdır.
TSK'nın terörle mücadelede taraf olduğu defalarca açıklanmalıdır. Bir süredir sanki çatışan iki ülke varmış gibi ateşkes sözünün kullanılmasıdır.

TEK ÇÖZÜM PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI
Geçtiğimiz hafta da ırak devleti başkanı sıfatı taşıyan kişi tarafından terör örgütünü ateşkese ikna edeceğini açıklamasıdır. TSK silahlı tek terörist kalmayıncaya kadar terörle mücadelesini sürdüreceğini çeşitli defları açıklamıştır.Terör örgütü için tek çare silahını kayıtsız şartsız bırakıp Türk adaletine sığınmasıdır.

Terörle mücadelenin bir başka boyutu da terör örgütüne sağlanan dış destektir. Nato tarihinde ilk defa hem AB hem de NATO PKK'yı terörist örgüt ilan etmiştir. Yine her iki kuruluş kendilerine de döküman yayınlamışlardır. Hal böyle iken bu kuruluşlara üye olan bazı devletler kendi topraklarında terör örgütünün kendi topraklarında serbekstçe faaliyet göstermesine seyirci kalmaktadırlar. Ülkesinde yakaladıkları teröristleri yargılamamakta yada kaçmalarına müsaade etmekte yada terör örgütüne geri göndermektedir. Bir tv kanalının yayının önlenmesinde ilgili ülke ifdae özgürlüğü kapsamına sokakarak müttfekinin değil teröristlerin yanında yeralabilmiştir.

AB TEMSİLCİSİ KRETSCHMER'E TEPKİ

Bir TV kanalının yayının önlenmesi ile ilgili ülke, durumu ifade özgürlüğü kapsamına sokarak müttefikinin değil teröristlerin yanında yeralabilmiştir.
Bazı kesimlerce TSK'yı yıpratmak için sürdürülen kampanyaya değinmek istiyorum. TSK tenkitlere her zaman açıktır. Hatta bunlar bilime, mantığa ve gerçeklere dayandığı takdirde istifade etmesi kaçınılmazdır. Bir süredir Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini sorgulama amaçlı kampanyalar sürdürülmektedir. Saldırının dozu ne kadar artarsa bu demokratikleşme yönünde atılmış o kadar büyük adım olarak kabul edilmektedir. TSK da bu kampanyanın en önemli hedeflerinden biri haline getirilmiş, ordumuzun toplum içindeki yerini sorgulamaya ve TSK'yı demokratileşmenin önünde engel olarak göstermeye başlamışlardır. Bu saldırılar dıştan olduğu gibi içimizden de destek bulmuştur.
     
Dost ve müttefik ülkenin genelkurmay başkanı üzerindeki üniforma ile Türkiye'ye gelip yanlışlarla dolu eleştirilerde bulunabilmiştir. TSK'nın konumu konusunda içeriği pek çok maddi hata ile dolu yeni bir belge yayınlanmıştır. Bu belgenin tanıtımı 22 Eylül'de yapılmıştır. Bu toplantıda yerli yabancı konuşmacıların sözleri her türlü tahammül sınırını aşmıştır. Bu konuşmacılar TSK'nın kanunlardan aldığı yetkileri "ülkenin hukuki ve kurumsal yapısına saygısızlık" olarak tanımlamışlardır.
     
Bütün bu mesnetsiz açıklamalara devletin hiçbir kademesinden açıklama gelmedi. Siyasi her türlü polemiğin dışında kalmak için azami çaba gösteren TSK'nın AB paravanı arkasına saklanılarak yapılan saldırılara karşı kendini korumak da en tabi hakkıdır. Bizi savunan olmuyor, kendimizi savunmaktan çekinmeyeceğiz.
     
TSK bazı çevrelerin hedef tahtası olamaz. Asker olarak bizim siyasetle ilgimiz yoktur. Ancak güvenlik ve rejim ile ilgili temel mülahazalarımızdan rahatsızlık duyanlar varsa bu onların rahatsızlığıdır. Bay Krestchmer 22 Eylül'de yapılan tanıtım toplantısında 'TSK ulusal güvenlik konusunda geniş perspektiften bakarak açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar halk üzerinde geniş etkiler yapıyor" tesbitinde bulunuyor. Bu tür ifadeleri açık Türkçeye çevirmek istiyorum.
     
Sözü geçen AB temsilcisi neden rahatsız oluyor. TSK'nın sözlerinden halkın etkilenmesinden neden rahatsız oluyor? Yoksa TSK'nın söylemleri bu sözleri söylenlerin gizli ajandalarını mı zorluyor? İçinde polis teşkilatından üyelerin de bulunuğu rapor hazırlanmıştır. Yargıya intikal etmiş münferit olayları tek merkezden yönlendiriliyor olduğu gösterilmiştir. Bu beyanları Kasım ayında AB tarafından yayınlanacak İlerleme Raporu öncesinde yayınlamak da TSK'yı cevap vermeye zorlamak istedikleri de aşikardır.
     
Siyasi her türlü polemiğin dışında kalmak için büyük gayret göstermektedirler. TSK kimsenin hedef tahtası değildir, olamaz. TSK, AB üyeliğini tamamen destekliyor. Sözü geçen AB görevlisi neden halkın TSK'ya güveninden neden rahatsızlık duyuyor.
     
Bu raporların kim veya kimlerin desteği ile yapıldığını biliyoruz. Bu raporlar daha da artarsa belgelerle açıklama yapacağız. Bu raporun açıklanmasına Türk yetkililer de katılmış konuşma yapmışlardır."