TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda dinlenen Yaşar Büyükanıt kendinsine düzenlenen suikastleri açıkladı...
Abone olTBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu tutanaklarına göre, Büyükanıt, komisyonda 2 saat 35 dakika kaldı. Büyükanıt, toplantının başında ''meslek hastalığı'' olarak nitelediği duyu kaybının bulunduğunu ve bu nedenle mikrofonun sesinin yükseltilmesini istedi. Büyükanıt, kendisine konuşma fırsatı verildiği için de teşekkür etti. Emekli bir asker olduğunu bazı düşüncelerini kamuoyuna yansıtmakta biraz cimri davrandığını ifade eden Büyükanıt 4 defa suikaste maruz kaldığını söyledi.
Kendisine hiç şantaj yapılıp yapılmadığına ilişkin soru üzerine Büyükanıt, ''Vallahi, açık söyleyeyim, pek şantaja pabuç bırakmam. Onun için herhalde yapmamışlardır ama 4 kere suikasta maruz kaldım. Hepsinde Allah yardım etti'' dedi.
KAPICIM DHKP'C'Lİ ÇIKTI
Nerede olduğunun sorulması üzerine de Büyükanıt, şu bilgileri verdi:
''İlki tümgeneraldim, Genel Sekreterken, DHKP-C aşırı sol örgütleri oturduğumuz lojmanın kapıcısı o örgütün üyesi çıktı. Dünyada gördüğüm en terbiyeli insandı. Beni çok severdi. Çünkü mesela Malatya'daki bir meslektaşım iki kutu kayısı gönderir, o gelir benim çantamı almaya, ben bir kutusunu ona veririm. Eşim çocuklarına bakar, eder, işte elinden geldiği kadar, maddi gücümüz elverdiği takdirde. Uslu, terbiyeli, sessiz... Kapıcıya el atmışlar, ele geçirmişler. Sonradan Güniz Sokak'ta yani Sayın Demirel'in evinin olduğu yerde bir örgüt yakalandı. Ona el atan örgüt, başında da bir şey var; aldılar, götürdüler.''
SUSTURUCUYLA VURUP BİSİKLETLE KAÇACAKTI
BDP'li Önder'in, ''Ne var başında?'' diye sorması üzerine Büyükanıt, şunları anlattı:
''Örgütten susturuculu silah. Şimdi, ben Genel Sekreter olduğum için en erken ben ayrılıyorum lojmandan bir an evvel Genelkurmay'a gitmek için. Çok açık bir hedefim, ne korumam var ne bir şeyim var. Ben merdivenden inerken beni vuracak, bisikletine binip kaçacak. Bir tanesi bu. İki tanesi Diyarbakır'da. 30 Ağustos 1996 yılında, yani ilk gittiğim sene.
MEKANİZMA ÇALIŞMAMIŞ
Bir tanesini canlı bomba yapmışlar, 15 tane Rus yapımı el bombasını beline dolamış. Sonradan mekanizma çalışmamış. Allah yardım ediyor, yoksa uçup gitmiştik. Bir de 29 Ekim'de havan mermisiyle benzer bir canlı bomba vardı, onu da polis yakaladı. Diğerini 30 Ağustos'ta biz yakaladık Güneydoğu'da. Kuvvet komutanıyken de Çukurca'yı denetlemeye gittiğim zaman, dördüncüsü.
24 KİLOLUK C-4 PATLAYICI
Çukurca'yı bilenler bilir, bir düz kısmı vardır, bir de yukarıda kötü bir yolla yukarı çıkar, patika gibi, bozuk asfalt da diyebilirsiniz. Helikopterle aşağıya ineceğim, kara yoluyla yukarıdaki birliğe gideceğim. Helikopterin inmesinden iki üç dakika önce bir plastik kutu içinde 24 kilo C-4, bir teli çıkmış. Bir astsubay çavuşun dikkatini çekmiş. Ben geldiğimde daha etrafını kazıyorlardı. O patlasa zaten ben o 30-40 binden atlayan astronot gibi ben tersine gitmiştim yani 24 kilo C-4. Ama şantaj filan Allah'a şükür, öyle bir şey olmadı.''