Yaşar Büyükanıt ile eşi Filiz Büyükanıt, yayımladıkları haberlerle “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle dava açtı.
Abone olGenelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile eşi Filiz Büyükanıt, yayımladıkları haberlerle “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle, Birgün gazetesi ile köşe yazarı, eski siyasetçi Fikri Sağlar ve Vatan gazetesi ile gazeteci Şebnem Hoşgör aleyhine 2 manevi tazminat davası açtı.
Orgeneral Büyükanıt ile eşinin avukatı Levent Koçer tarafından açılan davalarda toplam 200 bin YTL manevi tazminat talep edildi.
Farklı değerlendirmelere yer verilen dava dilekçelerinde, her iki gazetede çıkan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Orgeneral Büyükanıt'ın Dolmabahçe Sarayında yaptıkları görüşmeye ilişkin haber ve yorumlar hatırlatıldı.
Bu yayınlarda, “hiçbir maddi ve yasal delile dayanmayan, asılsız ithamlar ile gerçekle ilgisi olmayan birtakım savlara” yer verildiği ifade edilen dilekçelerde, şunlar kaydedildi:
“Sadece yalın okuyucu kitlesinde değil, en üst komuta kademesindeki Genelkurmay Başkanının görev ve sorumluluklarını ifadan imtina ettiği ve eşinin de hukuka aykırı tutum ve davranışlarda, usulsüz harcamalarda bulunduğu şeklindeki asılsız savların TSK'nın diğer mensuplarının en üst amir ve komutanlarına karşı güven hissini de yok etmeye matuf olabileceği; dolayısıyla temelini teşkil eden disiplini, astlık-üstlük münasebetlerini de zedeleyebileceği aşikardır.”
Dilekçelerde, yayınlanan olayların doğruluk ve gerçekliğinin araştırılması gerektiği ifade edilerek, “Yayınlanacak hususların üçüncü kişilere, özellikle görev ve sorumlulukları yasalarca belirlenmiş TSK'nın en üst komuta kademesindeki kişilere, dolayısıyla onların nezdinde kurumlara ağır bir zarar verebileceği düşünüldüğünde, doğruluğun denetlenmesi görevinin daha katı ölçülere bağlanması gerektiği sarihtir” denildi.
Dilekçelerde, “davalıların, somut kriterlere dayanmaksızın duyum veya dedikoduya dayalı haber yayınlamalarının basın özgürlüğü içinde kaldığının kabulünün olanaksız olduğu” kaydedildi.
Basın özgürlüğünün de tüm özgürlükler gibi yine hukuk düzenince çizilen sınırlara tabi olduğu belirtilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
“Kırk seneyi aşan hizmet süresinde ulaştığı TSK'nın en üst komuta kademesi olan Genelkurmay Başkanlığı görevine kadarki tüm görev safahatı, Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yasalarla belirlenen görev ve sorumlulukları içindeki duyarlılığının bir karinesidir. Böylesi en yüksek mertebeye ulaşan nadir kişilerden biri olan müvekkilimin sınırları yasalarla belirlenen görevini yapmaktan imtina ettiği, birtakım asılsız, gerçek dışı ithamlarla aykırı tutum ve davranışlar benimsediği, hatta teamüllere aykırı davranma kastında olduğunun dahi ima edilmesinin hem kişilik haklarına yönelik bir saldırı ve hem de büyük bir manevi zarar doğurduğu bir gerçektir.
Aynı şekilde, eşi Filiz Büyükanıt'ın senelerden beri ülkemizin birçok yerinde zor koşullarda görev yapan eşine sağladığı manevi destek, anne olarak gösterdiği özveri ve halihazırdaki konumu itibariyle de örnek olan tutum ve davranışlarını hiçe sayarak, gerek kamuoyu ve gerekse TSK mensuplarının aileleri nezdinde usulsüz harcamalar yapan, eşinin görev ve konumu ile şahsi harcamalarını bağdaştıran ve eşinin makam ve memuriyetini kullanan birey olarak gösterilmesinin yarattığı manevi zararın ise tanımlanması dahi olanaksızdır.
Salt kamuoyu nezdinde küçük düşürmeye, şeref ve haysiyetini rencide etmeye yönelik böylesi asılsız ithamların hukuka uygun haklar ile açıklanabilmesi dahi imkansız olup, müvekkillerimin bu hukuka aykırı fiiller nedeniyle husule gelen manevi zararlarının kısmen dahi olsa izalesini talep etme zaruretleri hasıl olmuştur.”