BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,22
ALTIN 2.960,01
HABER /  GÜNCEL

Büyükada davası böyle başladı

Af örgütü toplantısı adı altında gizli toplantı yaptıkları iddiasıyla geçtiğimiz temmuz ayında Büyükada'da gözaltına alınıp tutuklanan yabancı uyruklu kişilerin de aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 11 kişinin yargılaması başladı.

Abone ol

BÜYÜKADA'da 5 Temmuz 2017'de yapılan toplantıya ilişkin aralarında Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi'nin de aralarında bulunduğu 8'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı dava başladı. 

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın birinci katında yer alan büyük salonda başlayan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Peter Frank Steudtner, Ali Ghravi, Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nalan Erkem, Veli Acu ile tutuksuz sanıklar Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli katıldı. Başka suçtan tutuklu sanık Taner Kılıç ve tutuklu sanık İlknur Üstün ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmada hazır bulundu.  

BAŞKONSOLOSLAR DA İZLEYİCİ OLARAK DURUŞMAYA KATILDI

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Almanya İstanbul Başkonsolosu Georg Birgelen, Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, Almanya Yeşiller Partisi'nden Özcan Mutlu, HDP Milletvekili Garo Paylan, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, Ufuk Uras, yabancı büyükelçilik temsilcileri, uluslararası af örgütü temsilcileri, insan hakları gündemi ve eşit haklar için izleme derneklerinden temsilciler ile yerli ve yabancı basın mensupları da duruşmayı izledi. Sanıkların kimlik tespitiyle başlayan duruşma, iddianamenin özetinin okunmasıyla devam ediyor. 

NEYLE SUÇLANIYORLAR?

İddianamede, Ali Ghravi, Günal Kurşun, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, İlknur Üstün, Muhammet Şeyhmus Özbekli, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Özlem Dalkıran, Peter Frank Steudtner, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç ile Veli Acu, "şüpheli" sıfatıyla yer alıyor.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç hakkında, "silahlı terör örgütü FETÖ üyesi olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer şüphelilerin ise "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. 

İddianamede, Büyükada'daki söz konusu toplantıyı şüphelilerden Taner Kılıç'ın organize ettiği ancak FETÖ'nün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullandığı gerekçesiyle İzmir'de gözaltına alınınca toplantıya katılamadığı belirtiliyor.

İstanbul'un Adalar ilçesinde insan hakları alanında faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşu mensubu kişilerce yapılan gizli toplantı hakkında detaylı bilgilere yer verilen iddianamede, "gizli tanık 1"in beyanları doğrultusunda, şüpheli konumunda yer alan şahısların "Çalışma Atölyesi" adı altında toplantı organize ettikleri ve bu toplantıda yasadışı faaliyetlerin konuşulduğu aktarılıyor.

Şüphelilerin toplantıya yönelik WhatsApp mesajlaşmalarının da yer aldığı iddianamede, Büyükada'da buluşulması planlanan toplantıda, şüphelilerden birinin bütün katılımcıları, "İlk ödeviniz, vapura binmeden önce tüm teknolojik aletlerinizi kapatacaksınız. Telefon, laptop, tablet, smart saat vs. Etraftı seyrederek, keyfini çıkararak seyahat ederek otele girinceye kadar açmayacaksınız. Okuyan 'ok' desin ki herkesin gördüğünde emin olalım" sözleriyle uyardığı anlatılıyor.

"ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NÜN GEZİ PARKI EYLEMLERİNE EVRİLMESİ AMAÇLANDI"

İddianamede, söz konusu dokümanlardan ülkedeki mevcut siyasi ortamın, terör örgütlerinin başrol oynadığı, sivil toplum örgütleri görünümü altında organize edilen Gezi Parkı olayları benzeri ayaklanma olaylarına ne şekilde evrileceğinin tartışıldığı belirtilerek, "Bu amaçla faaliyetlerde bulunan şüphelilerin yakalanması sırasında, düzenleyicilerin verdiği 'Adalet' ismiyle gerçekleşmekte olan yürüyüşün, Gezi Parkı olayları benzeri şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı tespit edilmiştir" ifadesine yer veriliyor.

Şüphelilerin çoğunun terör örgütleri ve mensuplarıyla olan irtibatları, faaliyet alanları itibarıyla sivil toplumu etki güçlerinin bulunmaları nedeniyle terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda yakın geçmişte Gezi Parkı eylemleri benzeri toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenledikleri değerlendirilen iddianamede, ayrıca şüphelilerle ilgili terör örgütleriyle bağlantıları ve olayın oluş şekline göre işledikleri yönünde şüphe bulunan "Terörizmin Finansmanı ve Casusluk" suçlarıyla ilgili ise başka bir soruşturma yürütüldüğü vurgulanıyor.