BIST 9.646
DOLAR 35,22
EURO 36,77
ALTIN 2.964,29
HABER /  DÜNYA

Büyük felaketin ardından gelen sinsi tehlike

Önce deprem ardından tsunami felaketiyle başa çıkan Japonya ülkeyi etkisi altına alan gizli felaketle baş edemedi.

Abone ol

Japonya'yı yerle bir eden deprem ve tsunami felaketinin üzerinden geçen bir yılda, ülkedeki intihar rakamlarında çok ciddi bir artış olduğu bildirildi. Artışın nedeni felaketin yarattığı huzursuzluk.

Tokyo hükümetinden dün yapılan açıklamada, Japonya'daki aylık intihar rakamlarında yüzde 20'dan fazla artış yaşandığı belirtildi. Açıklamada artışın kısmen, deprem, tsunami ve sonrasında ortaya çıkan nükleer felaketin Japon toplumunda yarattığı huzursuzluktan kaynaklandığı ifade edildi.

Kabine Dairesi ve Ulusal Polis Ajansı'nın yayımladığı verilerde, 2011 yılında Japonya'da 30 bin 651 kişinin intihar ettiği görüldü.

Kabine Dairesi'nden bir yetkili, "Bütün Japon toplumu felaketten sonra huzursuzluk yaşıyordu. Bunun intihar rakamlarını etkileyen bir faktör olduğunu düşünüyoruz" derken, intihar oranlarının özellikle 30'lu yaşlarındaki erkeklerde yüksek olduğunu sözlerine ekledi.

Japonya'da geçen yıl 11 Mart'ta yaşanan 9.0 büyüklüğündeki deprem ve ardından meydana gelen tsunami'de 19 binden fazla kişi hayatını kaybetmişti. Nükleer tesislerin felaketten zarar görmesi sonucu son dönemin en büyük nükleer krizlerinden biri yaşanmıştı. Deprem Japonya ekonomisini de çok ağır zarara uğrattı. Birçok şirket iflasını açıkladı.

BU TUTANAKLAR YETKİLİLERİN BAŞINI AĞRITACAK

Öte yandan, yeni ulaşılan belgeler, Japon liderlerin tsunami'den birkaç saat sonra Fukuşima'daki nükleer enerji santrallerinde çekirdek erimeleri yaşanabileceğini bildiğini ancak bunu aylar boyunca kamuoyuna duyurmadığını gösterdi.

Hatta belgelere göre, dönemin başbakanı Naoto Kan, tsunami'den beş gün sonra krizin Çernobil'den daha kötü sonuçlar yaratabileceğinden endişe ettiğini de kabineye açıkladı.

Hükümetin Mart ayından Aralık sonuna kadar yaptığı görüşmelerin tutanakları o dönemde kayıt altına alınmamıştı. Sonradan yeniden oluşturulan bu belgeler, nükleer krizin çok başarısız idare edildiği konusundaki eleştirileri de alevlendirdi.

Belgelerde, kafa karışıklığı, bilgi yetersizliği, geç verilen yanıtlar ile hükümet, zarar gören kasabalar ve nükleer santral yetkilileri arasındaki iletişimsizlik net bir biçimde ortaya çıkıyor. Hatta bazı bakanlar, yaşananların kesinlikle kontrol altında olmadığına dair izlenimlerini ifade ediyor.

FELAKETİ HALKTAN GİZLEMİŞLER

Bir yetkili, depremden sadece dört saat sonra gerçekleştirilen ilk toplantıda, reaktör çekirdeklerini soğutan cihazların sadece sekiz saatlik ömrü olan bataryalarla çalıştığını belirterek, "Eğer sıcaklıklar sekiz saatten daha uzun süre yükselirse, bir çekirdek erimesi ihtimali söz konusu olabilir" diyor.

Belgeler, hükümetin depremle birlikte gelen riskleri önemsiz göstermeye çalıştığının da bir kanıtı. Hatırlanacağı gibi, 12 Mart'ta düzenlenen bir basın toplantısında erime ihtimalini dile getiren bir sözcü hemen görevden alınmıştı. Fukuşima nükleer santrallerinin işletmecisi TEPCO şirketi ise kısmi erime ihtimalini ancak Mayıs ayında kabul etmişti.