BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Büyük deprem riski var

Muğla ve çevresinde meydana gelen depremlerle ilgili yeterli veri olmaması bilimadamlarına endişe veriyor. Bilimadamları, söz birliği etmişcesine konuşuyor.

Abone ol

Hurriyetim.com sitesinin haberine göre, Ege'deki depremleri artçı ya da öncü diye nitelendirmenin ve fırtına diye geçiştirmenin yanlış olduğunu belirten uzmanlar bölgede büyük deprem riski bulunduğunu ifade ediyor. Ege bölgesi'nde 2 Ağustos'tan bu yana devam eden orta büyüklükteki depremler tatilcileri ve yerli halkı tedirgin ederken, bilimadamları sarsıntıların "fırtına ya da olağan" diye geçiştirilmesini eleştiriyor. OC.DR. GÜNDOĞDU: FIRTINA DEĞİL SIRADIŞI BİR OLAY Uzun zamandır sessiz olan Gökova Körfezi'nin hareketlenmeye başladığını söyleyen TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, " Art arda meydana gelen depremler, bölgenin tektonik yapısıyla ilgili. Bu olaya kesinlikle deprem fırtınası denilemez. Tamamen sıradışı bir olaydır. Bunun artçısı, öncüsü var diye değerlendirilecek durum değil. Büyük deprem riski devam ediyor ama kendi kendine bir dengelenme de olabilir. Elimizde bulunan veriler kesin birşey söylemek için yeterli değil."dedi. PROF DR. ŞENGÖR: 6.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR Bodrum depremine ilişkin bir şey söyleyebilmek için oradaki fayların karakteristik özelliğini bilmemiz gerekir diyen İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Prof. Dr. Celal Şengör, şöyle devam etti: Bilimsel düzeyde Pakistan ve Hindistan'dan daha geri bir ülke olduğumuz için sadece teorik olarak burada 6.5 büyüklüğünde bir depremin yaşanabileceğini söyleyebiliriz. Doğru ve bilimsel bir açıklama yapabilmemiz için tarihsel bir depremselliğe sahip olmamız, bölgenin fay zonunun dününü de bugününü de bilmemiz gerekiyor. Ancak açıkça söyleyim bunu bilmiyoruz. PROF. DR. AKÇIĞ: BU DEPREMLERE ÖNCÜ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, son günlerde Ege bölgesindeki art arda meydana gelen depremleri değerlendirdi. Akçığ bu konuda şunları söyledi: “Bu depremlere veya öncü demek mümkün değil. Bazıları birinin artçıları. Zaten öncüleri yakalayamıyoruz. Bazı depremlerde öncü de olmuyor. Eğer bunlar öncüyse, bunun arkası tufan demektir. Ancak bu olaya bu yönden bakmamakta yarar var. Ege Bölgesi, deprem bölgesi. Patlamış mısır ya da kaynayan tencere gibi. Devamlı deprem üretiyor. Genellikle de orta büyüklük diye tabir ettiğimiz 4.5 ile 6.5 yani yıkıcı deprem grubuna girmeyen, gelişmiş ülkelerde deprem sayılmayan depremleri yoğun olarak üreten bir bölgedeyiz. Bu bölge de buranın bir uzantısı. "DEPREM YOĞUNLUĞU VAR" Olagelen depremlerin boyutlarına baktığımız zaman 5.4'lük var, sonra 3.8 ile 5 arasında değişen onu takip eden kısa sürelerle 9 tane deprem var, 200'ü aşan deprem aktivitesi var. Bunu deprem fırtınası veya deprem yoğunluğu diye adlandırıyoruz. Bu boyutta gittiği sürece, bir sorunumuz yok. Bölgenin özelliğini göz önüne alırsak, artçı-öncü sorularına net yanıt vermek mümkün değil. Bundan büyük olmaz demek, kehanet olur. Çünkü deprem gelişigüzel bir olay. Biz bir depremin olma olasılığını kestirebiliyoruz, sadece zaman ve yeri konusunda söyleyemiyoruz, ne biz, ne dünyada hiç bir ülke bu aşamaya gelemedi." PROF. DR. ÜŞÜMEZSOY: 6.5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR İstanbul Üni. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise "1933'te Muğla'nın Ula ilçesinden Ören'e doğru gelen fay hattı 7'ye yakın bir depremle yırtıldı. Bunun ardından Ören'den Bodrum'a giden fay hattı üzerinde 1957 yılında bir deprem yaşandı. Bu depremlerle hat üzerindeki gerilimin boşalması söz konusu. Ancak boşalmaması durumunda bu bölgede 6.5 büyüklüğünde bir deprem olabilir." dedi