Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 28 Şubat iddianamesinde çarpıcı detaylar yeralıyor.
Abone ol28 Şubat iddianamesine giren Teoman Koman imzalı bir emirde “Kamu kurumlarında cami yapılmasına izin verilmeyecek. Devlet parasıyla yaptırılan bidon minareler yıkılacak. Camilerdeki eski Türkçe yazılar kaldırılacak” deniliyor.
28 ŞUBAT’IN JANDARMA KOMUTANI TEOMAN KOMAN İMZALI EMİR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 28 Şubat iddianamesinde çarpıcı detaylar yeralıyor. Star'ın haberine göre, Jandarma Genel Komutanlığından gönderilen gizli ibareli Orgeneral Teoman Koman imzalı belgelerde, kamu kurumlarındaki minarelerin yıkılması isteniyor.
Kamu kurumlarına cami yasağı
28 Şubat iddianamesine giren Jandarma Genel Komutanlığından gönderilen gizli ibareli Orgeneral Teoman Koman imzalı 4 sayfalık belgede, birbirinden çarpıcı ve kan dondurucu emirler yer alıyor. Büyük masraflarla cami yapımına izin verilmeyeceği belirtilen belgede, “camilerdeki manası bilinmeyen Arapça yazılar” denilerek Kuran ayetleri ve duaların kaldırılacağı, resmi dairelerin mescitlerinden rahle, tespih, takke gibi TSK kıyafet yönetmeliğine uymayan malzemelerin kullanılamayacağı vurgulanıyor.
Bidon miralerin hepsini yıkın
Emekli Orgeneral Koman imzalı belgede “İbadet bir ihtiyaç olmakla beraber mevzuat resmi dairelerde cami ve mescit açılmasına cevaz vermemekte. Bundan böyle ihtiyaç halinde mescit açılabilirse de büyük masraflarla cami yapımına gidilmeyecek. Devlet parası sarf edilerek herhangi bir işe yaramayan bidonların kaynaklanması suretiyle yapılan minareler yıkılacak. Cami ve mescit duvarlarında manası bilinmeyen eski Türkçe yazılar kaldırılacak, rahle, tesbih, takke gibi TSK kıyafet kararnamesine uygun olmayan malzemeler kullanılmayacak” denildi.
İpte Başbakan sallandırmış orduyuz
28 Şubat iddianamesinde TSK’dan irtica sebebiyle atılan mağdur subayların ifadeleriyle savcılığa verdikleri belgeler de yer aldı. Kıdemli Yüzbaşı iken TSK’dan atılan İlhami Tan’ın verdiği “Cami Talimatı” başlıklı ilgili komutanlarca imzalı belgede 10 Kasım 1993 tarihinde Kara Harp Okulu Öğrenci Alayı 1. Tabur 4. Bölük 13. Kısım Odasında 4. Bölük Komutanı Kurmay Kıdemli Binbaşı M.K.D.’nin yüzden fazla harbiyelinin hazır olduğu bir ortamda yaptığı konuşmaya yer verildi.
Sivilde kalktı bizde kalkmadı
M.K.D. konuşmasında “Zamanında bu ordu ülkenin başbakanını ipte sallandırmıştır. TCK’nın 141., 142, 163. maddeleri sivilde kalkmış olabilir ama askeriyede kalkmadı. Dili uzayanın işini bitiririz. Bu ordu kaç kere ihtilal yapmış bir ordudur, kurmay olabilmemiz için belli çizgilerin dışına çıkamazsınız” diyor.
Askerlerin eşleri birer muhbir
İddianamedeki bir başka belgeye göre ise, asker ailelerinin birer haber toplama elemanı olarak görüldüğünü ortaya çıkardı. 1997 tarihli Albay Mehmet Sansar imzalı emir belgesinde “Kara Kuvvetlerinin tüm personeli ve aileleri birer haber toplama vasıtasıdır. Personel ve ailelerinin elde edeceği her türlü belge, bilgi ve haberler sisliler yoluyla üst komutanlığa ulaştırılması emredilmiştir” deniliyor.
Gökçek’in fıskıyesi de ‘irtica’ tehdidi
İddianamedeki en dikkat çeken belgelerden birisi ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yaptırdığı fıskiyeleri de irtica tehdidi gören bilgi notu oldu. Notta “Çevre düzenlemesi olarak yapılan fıskiyeli çeşmelerin Tahran’da görülenlerin bir benzeri olduğu ve her iki şehri görenler için Ankara-Tahran arasında psikolojik ilişki kurmayı amaçladığı anlaşılmaktadır” denildi.