Bütün dünyaya yalan mı söylediler?

Suriye devriminin sembolü haline gelen lezbiyen muhalif aktivist Emine Araf'ın gerçekliğiyle ilgili soru işaretleri büyüyor.

Suriye devriminin sembolü haline gelen lezbiyen muhalif aktivist Emine Araf'ın gerçekliğiyle ilgili soru işaretleri büyüyor. Sosyal paylaşım sitelerinde ve bloglarda dün geceden beri bu konu hararetli tartışmalara neden oluyor.

Araf'ın kimliğiyle ilgili soru işaretlerini ilk olarak ABD'nin önde gelen yayın organlarından NPR'in sosyal medya uzmanı Andy Carvin ortaya attı. Carvin, blogunda yazdığı bir yazıda, Suriye'de tanıdığı bazı eşcinsellerin Araf'ı kendi camialarından kimsenin tanımadığı bilgisini ilettiğini söyledi.

Carvin, bunun ardından sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından gerçek hayatta Araf'ı tanıyan, gören, bilen birisinin olup olmadığını sordu. Carvin'in bu sorusuna şu ana kadar olumlu yanıt gelmedi.

FOTOĞRAFLAR SAHTE ÇIKTI

Bu gelişmeden kısa bir süre sonra Londra'da yaşayan bir kadın İngiliz Guardian gazetesine bir tekzip göndererek, Araf'la ilgili haberlerde kullanılan fotoğrafların kendisine ait olduğunu söyledi.

Jelena Lecic'ten gelen tekzip üzerine Guardian fotoğrafları haberden çıkardı. Lecic, dün gece BBC televizyonuna katıldı ve yaşananlardan dolayı endişe duyduğunu ifade etti.

TÜM DÜNYA PEŞİNE DÜŞTÜ

Yaşananlar üzerine bugüne kadar Araf'la ilgili haber yapan dünyanın önde gelen yayın organları da aktivistin peşine düştü.

NPR, New York Times, Washington Post, Guardian, Telegraph ve Le Monde gibi daha önce Araf'la ilgili haber yapmış olan yayın organları Araf'ın kimliğini teyit edecek ya da gerçek kimliğini ortaya koyabilecek kişilere ulaşmaya çalışıyor.

Araf'la bugüne kadar yapılan söyleşilerin de email üzerinden gerçekleştirildiği ortaya çıktı. hurriyet.com.tr de Araf'la email üzerinden bir söyleşi yapmıştı.

ARKADAŞI HİÇ GÖRMEMİŞ

Guardian'ın Şam muhabiri, görüşmek üzere sözleştiklerini ancak aktivistin randevuya gelmediğini belirtti.

Araf'ın kimliğiyle ilgili çıkan haberlerde, kuzeni olduğunu iddia eden ve kaçırıldığını tüm dünyaya duyuran Rania İsmail'in gönderilen emaillara yanıt vermediği ifade edildi. Kendisini Araf'ın özel bir arkadaşı olarak tanımlayan Montreal'deki Sandra Bagaria da sorulan sorular üzerine, Araf'la Ocak ayından bu yana yalnızca internet üzerinden görüştüklerini belirtti.

Bagaria, Araf'ı hiç görmediğin, hatta sesini dahi duymadığını kabul etti.

AİLENİN KAYDI YOK, ABD ARAŞTIRIYOR

Ayrıca Araf'ın "A Gay Girl in Damascus' (Şam'da eşcinsel bir kız) başlığıyla açtığı blogunda yer alan yazıların büyük bir bölümünün en son 2007'de güncellenen "Amina Arraf"a ait bir blogda yer aldığı ortaya çıktı.

AP ajansı, ABD'nin Virginia eyaletinde yer alan ve Araf'ın doğduğunu söylediği kasabadaki kayıtlarda Araf ya da ailesiyle ilgili hiçbir bilginin yer almadığını bildirdi.

Düzenlenen kampanyalar ABD Dışişleri Bakanlığı'nı da harekete geçirdi. Bakanlık'tan yapılan açıklamada, bu isimde Şam'da yaşayan bir ABD vatandaşı olduğuna ilişkin hiçbir bilginin bulunmadığı ancak konuyla ilgili araştırmaların sürdüğü vurgulandı.

TÜM GİZLİLİK ÖNLEM OLABİLİR

Ortaya çıkan soru işaretleri ve belirsizlik, sanal alemde ciddi tartışmalara yol açtı.

Bazı sosyal medya uzmanları, blogun gerçek olduğunu savunurken, diğerleri ise ayrıntılara inildiğinde ciddi sıkıntılar olduğu görüşünde.

GayMiddleEast.com'un Editörü Dan Littauer, Araf'ın kimliği ve akıbetinin ortaya çıkarılması amacıyla tüm olanakları seferber ettiklerini söyledi.

ABD'nin ünlü blog yazarlarından Paula Brooks da Araf ile yaptıkları email yazışmalarının IP numaralarını incelettirdiğini belirtti.

Brooks'ın incelemesinde IP numarası İskoçya'nın Edinburgh kentinde yer alan bir sunucuya işaret etti.

Ancak, Ortadoğu'daki baskı rejimlerinde yaşayan çok sayıda aktivistin sanal alemde izlerini belli etmemek için farklı ülkelerdeki sunucuları kullanmaları ve yazılarını sahte isimle yazmaları çok yaygın uygulamalar olarak biliniyor.

KAMPANYALARA DEVAM

Araf'ın kaçırıldığı yönündeki haberlerin Salı günü çıkmasının hemen ardından kurtarılması için çok sayıda kampanya başlatıldı.

Araf'ın serbest bırakılması için Facebook'ta açılan sayfada bir yandan kimliği tartışılırken, diğer yandan da kampanyaların hız kesmeden devam etmesi çağrısı yapılıyor.

Araf'ın kimliğini sorgulayan yayın organları da kampanyaya desteğin devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Bazı yayın organları, Araf'ın kimliğinin doğrulanması halinde kimliğini sorgulayan yayınlardan dolayı kendisinden özür dileyeceklerini ilan etti.