BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bush'la Blair İstanbul'da yargılanacak

Bush ve Blair'i yargılayacak olan Irak Dünya Mahkemesi üyeleri İstanbul'a gelmeye başladı. İstanbul'a gelen ünlü aktivist Roy, ayağının tozuyla tüm dünyaya seslendi.

Abone ol

Dünya savaş karşıtı hareketinin girişimiyle oluşturulan Irak Dünya Mahkemesi Cuma günü İstanbul’da toplanıyor.

1960’ların sonunda yapılan Russell Mahkemesi’nden esinlenen Irak Dünya Mahkemesi, Irak’taki savaş ve işgale ilişkin gerçekleri ortaya koymayı ve sonuçları kamuoyunda tartışmayı hedefliyor.

‘Sokaktaki İnsanın İmparatorluk Rehberi’ ve ‘Ya Çek Defteri Ya Cruise Füzesi’ adlı kitapların yazarı Arundhati Roy, Irak Dünya Mahkemesi için İstanbul’a geldi.

Mahkemenin son oturumunun açılışını dünyaca ünlü eylemci ve yazar Arundhati Roy yapacak. 1997 yılında Booker Ödülü’nü alan ilk romanı ‘Küçük Şeylerin Tanrısı’ ile bir anda dünya çapında ün kazanan Roy, küreselleşme karşıtı görüşleriyle tanınıyor. Roy NTV’nin sorularını yanıtladı.

Roy, dünya mahkemesinin resmi bir yanı olup olmadığını ve amacının ne olduğu yönündeki soruya, “Mahkemenin resmi, yasal bir yanı yok. Ama Irak savaşının yasal bir yanı var mıydı? Savaş öncesi milyonlarca kişi sokaklarda savaşa hayır demişlerdi. Onlar da resmi görüşü temsil etmiyorlardı. İnsanlar bir gücü temsil etmeseler de kendi yarattıkları boşluklarla kendi seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Mahkemenin işlevi de bu. Yaptırımı da yok. Amacı ise geleceğe yönelik alternatif bir bilgi bankası oluşturmaktır” yanıtını verdi.

“KÜRESEL HAREKET SIKIŞTIRILIYOR”

Küresel hareketin en önemli isimlerinden olan Roy, insanların hükümetler, silah şirketleri ve medya tarafından sıkıştırıldığını iddia etti. “Bir çıkış gerekiyor” diyen Roy “Bakın her türlü direniş kötüleniyor. Hatta barışçıl direnişe bile karşı çıkılıyor. Hindistan örneğinde olduğu gibi barşıçıl direniş yöntemlerini artırmamız gerekir.”

Roy, terörizm, teröristler konusunda ise, “Terörizm savaşın özelleştirilmesidir. Örneğin dünün teröristleri bugünün özgürlük savaşçıları olabiliyor. Ama stratejik olarak bakarsanız ABD ve El Kaide arasında felsefi açıdan bir fark yok. İkisi de insanlara bedel ödetiyorlar. Aralarındaki fark ise ABD yönetiminin seçilmiş olmasıdır. Diğer yandan ne Irak halkı Saddam Hüseyin’i ne de Afgan halkı Taliban’ı seçerek iktidara getirmiştir. İronik bir durum ama Bush ve Ladin aynı şekilde bedel ödetmektedir” diye kaydetti.

“İNSANLAR SESLERİNİ YÜKSELTMELİ”

İnsanların olanakları ölçüsünde barışçıl bir biçimde seslerini yükseltmesi gerektiğini söyleyen Roy, küresel anlaşmaları desteklediğini belirtti. Roy “Bizim için gerekli anlaşmaları destekliyorum. Nükleer silahların yayılmasını engelleyen anlaşmalar, Kyoto Protokolü, Uluslararası Adalet Divanı bunların arasında. Ancak küreselleşme deyince onların anladığı sadece sermayenin akışı oluyor” dedi.

Roy, önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Dünya Irak Mahkemesi gibi platformlarda sesimizi duyurmaya çalıyoruz. Çünkü ne Irak’tan ne de Afganistan’dan medya aracılığı ile bilgi alamıyoruz. Önemli olan direnişe katılmaktır. Irak’ta direniş demek terörizm demek değildir. Çünkü bir çok büyük Amerikan şirketi, örneğin Halliburton, Bectell gibi şirketler Irak’tan besleniyor. Direniş sadece silah anlamına gelmez. Her alanda olması gerekiyor. Bu işi silahsız olarak her alanda yapabiliriz.”

Haber: Mete Çubukçu
Kaynak: www.ntvmsnbc.com

bus