BIST 9.949
DOLAR 35,15
EURO 36,70
ALTIN 2.978,42
HABER /  GÜNCEL

Bush, Irak faturasından korkuyor

ABD Başkanı Bush, Irak operasyonu sonrasındaki eleştiriler yüzünden 2004 yılındaki seçimi kabus gibi görüyor.

Abone ol

ABD'de 11 Eylül sonrası arkasına sağlam bir rüzgar alan Başkan George Bush yönetimi, Irak'taki sıkıntıların yanı sıra kamuoyundaki huzursuzluk, işsizlik ve ekonomik sorunlarla sıkıntıya düşerken, 2004 başkanlık seçiminde, rakibi Demokrat Parti'ye karşı zorlanabileceğini hissetmeye başladı. Irak'ta Saddam Hüseyin rejiminin beklenenden kısa sürede devrilmesine karşılık, savaş sonrası düzenin sağlanmasında çekilen sıkıntılar, kitle imha silahlarının bulunamaması, Amerikan askerlerinin her gün verdiği kayıplar ve ülke içinde işsizlik sorununun son 9 yılın en yüksek düzeyine çıkması, Bush'un 2004 yılı başkanlık seçiminde yeniden seçilmesinin zor olabileceğine işaret ediyor. ABD'de 11 Eylül terörist saldırılarından sonra kararlı tutumuyla halk arasında yüzde 90'lara varan çok yüksek bir beğenilirlik oranı tutturan Bush'un bu popülerliği, zaman içinde yüzde 60'lara kadar geriledi. Terörist saldırıların arkasındaki Suudi asıllı terörist Usame Bin Ladin'i yakalamaya yönelik girişimler zaman içinde unutulurken, ABD dikkatini Irak'a yöneltti ve kamuoyunda ''kötü adam'' koltuğuna, Bin Ladin'in yerine, Irak'ta devrilen Saddam Hüseyin oturtuldu. Irak'ın, elindeki kitle imha silahlarıyla hem komşularına, hem de ABD'ye tehdit oluşturduğunu savunan Amerikan yönetimi, uluslararası toplumun engelleme çabalarına karşın, kendi istihbarat raporlarını yeterli bularak, Irak'ta rejim değişikliği amacını askeri güçle gerçekleştirdi. Kitle imha silahlarının varlığını öne sürerek Irak'taki rejimi değiştirme tezini savunan Bush yönetiminin savaş sonrası Irak'ta bu silahları bulamaması, hem uluslararası, hem de Amerikan kamuoyunda ve Kongre'de tartışma konusu oldu. Irak'ta göreceli olarak savaşın beklenenden kısa sürmesi ve yine beklenenden az kayıp verilmesi, dikkatin savaş sonrası yeniden yapılandırılmaya yönelmesini sağlasa da, her gün Amerikan askerlerine yönelik saldırılarla verilen kayıplar, özellikle asker ailelerinde huzursuzluk yaratıyor. Irak'ta gereğinden bir gün bile fazla kalmayacağını her fırsatta dile getiren ABD'nin, bu ülkede ne kadar süreyle kalacağı da spekülasyon konusu ediliyor. Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Richard Lugar, Irak'ta ABD'nin en az beş yıl kalacağına inandığını söylemişti. Bir taraftan, ABD'nin bu sırada Irak'ta bulundurduğu 150 bin civarındaki kuvvetine takviye yapmasının gerekebileceği de tartışma konusu ediliyor. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ordu komutanlarının aksi yöndeki ısrarlarına karşın, Irak'ta savaşın hafif kuvvetle kazanılabileceğinde ısrarcı olmuştu. Öte yandan ABD, Irak'ta istikrarı ve düzeni sağlamakta da zorlanıyor. Elektrik, su ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalar bir taraftan sürerken, diğer taraftan, özellikle elektriğin sabotajlarla sık sık kesilmesi, Irak halkında da ABD'ye karşı olumsuz bir bakışa neden oluyor. Bu yöndeki haberler, Amerikan basınında geniş şekilde yer alıyor. ABD, Irak'ta uluslararası istikrar gücü oluşturmak için birçok ülkeden talepte bulunurken, koalisyon ortağı İngiltere ve Polonya dışında diğer ülkelerin bu güce asker göndermeye çok istekli olmaması da sıkıntı yaratıyor. Türkiye'nin asker gönderme önerisi, Washington'da henüz değerlendirme aşamasında bulunuyor. LİBERYA'DAKİ DURUM ABD Başkanı Bush'u zorlayan konulardan biri de Liberya'daki durumun giderek sıkıntılı bir hal alması ve buraya Amerikan barış gücü askerlerinin gönderilmesi zorunluluğu olarak ortaya çıktı. Bush, hem ülkesinde, hem de bölge ülkelerde istikrarsızlığı körükleyen Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor'ı görevi bırakmaya davet etmişti. Taylor, barış gücünün ulaşmasından sonra bu çağrıya uyacağını açıkladı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, ABD'den 2000 kadar barış gücü askerini Liberya'ya göndermesini talep etti. Ancak Amerikan basını, ABD'nin 500 ila 1000 asker gönderme niyetinde olduğunu yazıyor. Afganistan ve Irak'tan sonra Liberya'ya da asker gönderilmesi zorunluluğu, Bush'u zorlayacak diğer bir konu olarak ortaya çıkıyor. İŞSİZLİK SORUNU VE EKONOMİ Bunun dışında, ABD'de işsizlik oranının son 9 yılda en yüksek düzeye çıkması, Bush'un ikinci dönem başkanlık idealinde, ekonomik durumla birlikte en zorlayıcı konular olarak görülüyor. Haziran ayında ABD'de işsizlik oranı yüzde 6.4'e yükselirken, bu yıl Amerikan ekonomisinde 236 bin iş kaybı oldu. İşsizlik durumuyla ilgili rakamlar gazetelerin birinci sayfalarından kamuoyuna duyurulurken, özellikle siyahların iş bulmada zorluk çektiğine işaret edildi. Cumhuriyetçi Parti'nin rakibi Demokrat Partililer, Başkan Bush'un vergi kesintisi programında ısrar etmesinin ekonomiyi zorladığında ve bu programın işlemediğinde ısrar ediyor. İRAN'A YOL GÖRÜNEBİLİR Washington'daki gözlemciler, Bush'un babası, eski ABD Başkanı George Bush'un, Körfez savaşının ardından ''savaş kazanan başkan'' olmasına karşın, ekonomik durumdaki sıkıntılar yüzünden ikinci dönem başkanlık seçimini kaybettiğine dikkati çekiyorlar. Irak'taki zorluklar, kamuoyunda anketlerle kanıtlanan huzursuzluk, işsizlik ve ekonomik durumun, Bush'u ikinci dönem seçilmekte zorlayabileceği yorumu yapılıyor. Washington'daki bazı uzmanlar, Bush'un bu ''sıkışık'' durumunun Kasım 2004 başkanlık seçim kampanyasının ilerleyen günlerinde de devam etmesi durumunda, ''güvenlik kartının'' yeniden devreye girebileceği yorumunu yaptı. Bu uzmanlara göre ABD, nükleer silah programından rahatsızlık duyduğunu ifade ettiği ve rejim değişikliğine destek verdiği İran'a karşı askeri tedbirler almayı da ''daha dikkatle'' gözden geçirebilir. Amerikan halkı, geleneksel olarak savaş durumunda, güvenlik ve ülkenin çıkarları için Başkan'ın arkasında tek ses olma eğilimi gösteriyor. İkinci dönem seçilmek için Başkan Bush'un elindeki en büyük kart ise, Demokrat Partililer arasında güçlü, karizmatik bir başkan adayı bulunmayışı olarak gösteriliyor. Başkanlık ideali için 2008'i düşündüğü söylenen New York senatörü Hillary Clinton'ın, bu dönem başkanlık seçimini ''pas geçmesi'' halinde, Bush'un en güçlü rakibi olarak, Musevi asıllı Connecticut senatörü Joe Lieberman yer alıyor. Lieberman, 2000 başkanlık seçiminde Demokrat Parti'den Al Gore'un başkan yardımcısı adayı olarak yarışmış ve Bush'a karşı Gore-Lieberman ikilisi kaybetmişti.