Daily Mirror ise İnternet Haber'in kullandığı bu resme yakın bir resmi, "O buna bayılıyor" başlığıyla yayınladı.
Abone olİşte İngiliz gazetelerinin bugün savaş, Türkiye, Kürtler ve vahşetle ilgili haberleri: İngiltere basınında bugün yer alan haber ve yorumlarda, Irak savaşı ve savaşın Türkiye açısından değerlendirilmesi önemli yer tuttu. İngiltere'de gazeteler bu sabah ön sayfalarında Irak savaşının farklı yönlerini manşete çıkardı. Guardian, Bağdat'ta pazar yerine düşen bomba haberini ön sayfadan verdi. Independent da, birinci sayfasının neredeyse tümünü bu olaya ayırdı. Ölen sivillerin fotoğraflarının yanısıra, gazetenin Bağdat'taki muhabiri tanık olduğu dehşet verici manzarayı ve koalisyon güçlerine duyduğu öfkeyi iri puntolarla şöyle aktardı: "Bir Amerikan jetinin fırlattığı iki füze hepsini öldürdü. Hayatlarını mahveden ulus tarafından kurtarılacaklardı güya; paramparça oldular. Kendi kendime soruyorum: Kim acaba buna 'istenmeyen savaş zaiyatı' deme cesaretini gösterebilir? Amerikalı pilot yoğun kum fırtınasından sıyrılıp yaklaştığı zaman, pazar yerinin bulunduğu Ebu Talib sokağı yaya ve sürücülerle tıklım tıklım doluydu." İngiltere'de savaşa en çok karşı çıkan gazete izlenimini veren Daily Mirror, bu sabahki önsayfasında 2 fotoğrafı üst üste koydu. Birinde, korku içinde feryat eden Iraklı bir kadın, diğerinde gözleri ışıldayarak gülümseyen Amerikan Başkanı görüldü. Mirror, manşetinde iri puntolarla, "O buna bayılıyor" diye yazdı. Times'ın ön sayfasına çıkarttığı konuyu ise, Amerikalıların taktik değiştirmek zorunda kalışı oluşturdu. Gazete, "Pentagon 30 bin yeni askeri seferber ediyor" ifadesini kullandı. Daily Telegraph'ın manşetinde ise, "Saddam tanklarını öne sürdü" diye yazdı. Gazete, Bağdat dışındaki Amerikan güçlerine karşı Irak tank birliklerinin konvoylar halinde yola koyulduğunu bildirdi. "TÜRK GENERALİN GERGİNLİĞİ YATIŞTIRMA GİRİŞİMİ" Financial Times ise bu sabah Kuzey Irak gelişmeleriyle ilgili haberde "Türk generalin Iraklı Kürtlerle gerginliği yatıştırma girişimi" başlığını kullandı. Orgeneral Hilmi Özkök'ün "Türk ordusunun Kuzey Irak'a çatışma ya da işgal amacıyla" yeni asker göndermeyeceği vaadinin, Ankara'da batılı diplomatları rahatlattığını yazan Financial Times, buna karşın kimilerinin kaygılarının halen sürdüğünü de belirterek "Batılı diplomatlar, şayet Türkiye durumun Amerika'nın kontrolünden çıktığını hissederse, gene de Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceği güvencesi vermenin mümkün olmadığı uyarısında bulunuyorlar" dedi. Financial Times, Türkiye Genelkurmay Başkanı'nın Kuzey Irak konusunda ülkesine yönelik eleştirileri "hakkaniyetsiz ve rencide edici" diye nitelediğini yazdı ve şöyle devam etti: "Özkök, 1990'larda Türkiye'ye saldırılar için Kuzey Irak'ı üs olarak kullanmış ama şimdi tamamen yenik duruma düşmüş olan KADEK ile Amerika karşıtı İslamcı terör arasında bağ kurdu. 'Okyanusun öte yakasında tehdit altında olduklarını söyleyen insanların, Türkiye'ye gelince, Kuzey Irak sınırından aynı tehditlerle karşı karşıya olduklarını söyleyen Türklere inanmamalarını anlamakta zorlanıyorum' diye konuştu." Financial Times'taki Londra kaynaklı bir başka haber yer aldı. Gazete, Irak savaşının başkentteki Türk ve Kürt toplumlar arasında da ilişkileri gerginleştiğini haber vererek "Türkiye'nin Kuzey Irak'a asker gönderme ihtimali, bölgeden binlerce kilometre ötede, Türk ve Kürt toplumların yaşadığı Londra'nın kuzeyindeki Green Lanes mahallesinde, her 2 toplumu da endişelendirecek biçimde tansiyonu tırmandırma tehlikesi taşıyor" dedi. "TÜRKİYE DÜN USLU USLU SÖZ VERDİ" Hafta başından bu yana Kuzey Irak tartışması İngiliz gazetelerinin baş makalelerinden düşmedi. Independent'taki 2 baş makaleden birinde "Türk cephesi" başlığı kullanılarak "Türkiye dün uslu uslu söz vererek, şayet bir mülteci krizi ya da güvenliğine yönelik büyük bir tehlike arzetmezse, Kuzey Irak'a girmeyeceğini söyledi. Savaştan yana yahut karşıt olsunlar batılı liderler nüfuzlarını vargücüyle kullanarak Türklerin bu söze sadık kalmalarını sağlamalıdır" denildi. Independent gazetesine göre, Orgeneral Hilmi Özkök dün Amerika'dan "stratejik müttefikimiz" diye bahsetmiş olsa bile, "Şu sıralarda bu kulağa çok boş geliyor". Türkiye'nin Amerikan askerlerine geçiş izni tanımayışının ileride bedelini ödeyeceği kanısında olan gazete, fakat bu noktada, Washington'u itidale çağırarak, "Amerikan askerlerinin Türkiye'de konuşlanmasını reddetmek konusunda Ankara her türlü hakka sahipti. Zira Türk kamuoyunun yüzde 90'ı savaşa karşıydı. Ve Türkiye'nin liderleri, İngiliz liderlerin aksine, bunu göz ardı etmedi. Fakat bunun bir bedeli de olacak. Amerikalılar, acemi Türk hükümetinin dış politika deneyimsizliğinden ve İslamcı bir duygusallıktan bahsediyor. Şimdi Washington'un Avrupa'daki müttefikleri İngiltere ve İspanya'ya baskı uygulayarak Türkiye'nin Avrupa Birliği başvurusunu engellemelerini istemesi muhtemel. Uluslararası topluluk, bu tip aceleci tepkiler konusunda dikkatli davranmalı. Türkiye- Avrupa Birliği ilişkileri, başka bir zeminde değerlendirilmeli. Ama öte yandan, Türkiye'nin Iraklı Kürtlerden uzak durması da herkesin çıkarına" dedi. "KÜRT DENKLEMİ" Guardian gazetesinde yer alan bir yorum yazısında ise, daha birkaç yıl önce Kosova Arnavutlarının yardımına koşan ve şimdi Balkanlar'da bozulmaya müsait bir barış ortamını ayakta tutmaya çalışan Batılı güçlerin, Irak savaşından sonra bölgenin Kürtleri için planlarının ne olduğu sorgulanıyor ve Kürt denkleminin Irak'taki diğer etnik gruplar ve Türkiye dahil çevre ülkeler hesaba katılırsa içinden çıkılması zor bir durum sergilediği belirtildi. Gazete, "Şu an Irak'ta henüz patlamamış duran en büyük bomba Keene de Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceği güvencesi vermenürt sorunudur" dedi. Yazıyı kaleme alan Timothy Garton Ash, "Şu gerçeği görelim. Bu savaş sona erdiği zaman Ortadoğu'dan Balkanlar'a, dedelerimizin 1918'de boğuştuğu sorunlar ne idiyse, gene aynen karşımıza dikilecekler. Akıllı uzmanlar şimdiden Irak çapında bütün Kürtlere bireysel haklar ve Irak Kürdistanı'na özerklik tanıyan bir federallikten dem vuruyor. Peki ama Irak Kürdistanı'nın sınırlarını kim çizecek? Kerkük'teki petrol, içinde mi kalacak, dışında mı? Ve işgal edilmiş, kaos içinde bir ülkede diğer bölgelerdeki Kürtlerin haklarını kim garanti edecek? Ya da Kürdistan'daki Iraklı Arapların? Unutmayın, Kosova'daki İngiliz askerleri sonuçta bölgenin Sırp azınlığını korumak zorunda kaldı. İspanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde dahi bu tip ince anayasa ayarları toplumlar arası sürtüşmeyi engelleyemezken, Irak'taki şansı ne olabilir? Ya Irak'taki seçmenlerin büyük çoğunluğunun istekleriyle, Iraklı Kürtlerin açıkça ortaya koyduğu istekler birbiriyle örtüşmezse" dedi. Timothy Ash, Osmanlıların çöküşünden bu yana Ortadoğu ve Balkanlar'da pek çok sorunun halen yanıtlanmadığını söyledi ve yazısını şöyle bitirdi: "Bazen, Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmak gerek diye düşünüyorum."