Bursa fayı kırılırsa ne olur? Bursa'da bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi'nin uyarıları korkutucu.
Abone olBursa'da bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi’nin Başkanı Mustafa Arık, Bursa fayının kırılması halinde, kentin yeryüzü şeklinin değişebileceğini öne sürdü.
Arık, binaların depreme karşı dayanıklığını denetleyen yapı denetim firmalarında tek bir jeoloji mühendisinin bulunmadığını da iddia ederek, "Bursa’da bu korkunç gerçek var" dedi.
Arık Türkiye'de en yüksek deprem riskini taşıyan illerin başında Bursa’nın geldiğini belirterek, "Depremden birinci derecede etkilenmesi söz konusu olan İnegöl, İznik, Mudanya, Karacabey ve Orhangazi ile diğer büyük ilçe belediyelerimizde de zemin, doğal afet ve yerbilimsel gibi konularda yararlanılacak tek bir jeoloji mühendisi bile çalıştırılmıyor. Bursa’da bu acı gerçek var" diye konuştu.
BURSA FAYI 30 YIL SONRA DEPREM ÜRETME PERİYODUNA GİRECEK
Mustafa Arık, "17 Ağustos depreminden sonra Bursa, İstanbul’da yıkım yapabilecek büyüklükte sadece Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın olması nedeniyle gündemde tutulmuştur. 1855 yılının Şubat ve Nisan aylarında Bursa’da meydana gelen 7.0 ve 7.3 büyüklüğündeki depremler; doğuda Derekızık-Burhaniye Köyleri’nden başlayıp, batıda Uluabat Gölü’ne kadar uzanan 45 kilometre uzunluğundaki fayda yaşanan aktivite sonucu ortaya çıkmıştır. Bursa için önemli sayılabilecek fay zonu da yaklaşık 200 kilometre uzunluğa sahip. 500 yıldır suskunluğunu koruyan Geyve-İznik fay hattı da bulunmaktadır. Bu fay hattının geçiş güzergahı içinde İznik-Gemlik-Mudanya-Bandırma gibi önemli nüfus yoğunluğunun fazla olduğu yerleşim alanları ile Bursa bulunmaktadır. Bursa fayının 180 ile 260 yılda bir büyük deprem üretme potansiyeli söz konusu. 1855 yılından bugüne 156 yılın geçtiği göz önüne alındığında yaklaşık 30 yıl sonra Bursa fayı da büyük deprem üretme periyoduna girmiş olacaktır. Faylar kırıldığında Bursa’nın yeryüzü şekli değişebilir ama bu konuda yapıldığı söylenen çalışmalar söylemden öteye geçemiyor" dedi.
Van’daki sarsıntıların ardından Türkiye’de zemin-bina ilişkisinin bir kez daha gündeme geldiğini söyleyen Mustafa Arık, yaşanan son depremlerinin, gerek imar planlarının oluşturulması gerekse imar planları doğrultusunda, inşaat faaliyetleri öncesi kesinlikle zemin etüdü yapılmasını zorunlu kıldığını belirtti.