BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,74
ALTIN 2.957,97
HABER /  GÜNCEL

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tepkili

Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Bursa Gazeteciler Cemiyeti yeni ceza kanununa tepki gösterdi. Başkan Kolaylı yeni kanundan memnun olmadıklarını açıkladı.

Abone ol

Birleşmiş Milletler kararıyla her yıl 3 Mayıs'ta kutlanan Dünya Basın Özgürlüğü günü, ne yazık ki bu yıl Türkiye'de "Türk Ceza kanunu yoluyla basın özgürlüğünü kısıtlama çalışmalarının" yapıldığı bir döneme rastladı. Avrupa Birliği Uyum Yasaları üzerinde yoğun mesai harcandığı böylesi bir dönemde, bugüne kadar atılan tüm olumlu adımların aksine, Türkiye'yi 3. dünya ülkesi konumuna düşürecek üzücü gelişmeler yaşanmaktadır. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ceza Kanunu ile, düşünce ifadesine, eleştiri hakkına, kısacası basın özgürlüğüne ilişkin düzenlemeler yapılırken, mevcut haklar ve özgürlükler geri alınmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi kapsamında ortaya konulan çalışma, Türk Basını'nın özgürlüklerini kısıtlama ve hatta tamamen ortadan kaldırma yönündedir. Özellikle Yerel Basın, basın tarihinde görülmemiş uygulamalarla, yüksek para cezalarıyla ve cezaevi tehdidiyle karşı karşıya bırakılmak istenmektedir. İsteğimiz, basına sınırsız özgürlükler getirmek değil; aksine kişilik haklarına, cevap ve düzeltme haklarına saygılı, vatanın bölünmez bütünlüğünü koruyucu bir yasanın çıkmasıdır. Ancak bugünkü şekliyle yürürlüğe girecek olan yeni TCK, tüm dünyada "basınına sansür uygulayan Türkiye" imajının doğmasına, daha da önemlisi "basın özgürlüğünün ortadan kalkmasına" neden olacaktır. Gerçek anlamda basın özgürlüğünden söz edilebilmesi için kaçınılmaz olan ve özellikle basını ilgilendiren 18 madde başta olmak üzere toplam 27 maddeyi kapsayan değişiklik önerimizin dikkate alınması konusundaki isteğimizi, "Dünya Basın Özgürlüğü Gününde" bir defa daha tekrarlıyoruz. Yerel basının desteklenmesi, TCK, CMK ve Basın Kanunu'nda önerdiğimiz değişikliklerin yapılması en önemli beklentilerimizdir. Türk basını için yaşamsal önem taşıyan bu beklentilerimiz karşılanmadığı sürece, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamanın bir anlamının olmadığını düşünüyoruz."