BIST 9.673
DOLAR 35,25
EURO 36,77
ALTIN 2.960,98
HABER /  GÜNCEL

Bürokratların zamanaşımı keyfi!

Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan gibi siyasilerin yolsuzluk iddiası ile Yüce Divan'a gitmeleri sözkonusuyken, olaya karışan bürokratlar gayet rahat…

Abone ol

Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan gibi siyasiler yolsuzluk iddiası ile Yüce Divan'a giderken, olaya karışan bürokratlar rahat… 40 bürokrat 'zamanaşımı'ndan yırttı Hüsamettin Özkan ve Recep Önal, Halkbank'ta yolsuzluk iddiasıyla Yüce Divan'a çıkacak. Halkbank eski Genel Müdürü Yenal ansen hakkındaki 19 dava zaman aşımından dolayı düştü. İki dava sürüyor. Mesut Yılmaz TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu iki sonuç doğurdu. Biri bürokratlar hakkında yapılan suç duyuruları, diğeri eski başbakan ve bakanlar hakkında kurulan soruşturma komisyonları. Herkesin gözü Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan başta olmak üzere Yüce Divan'a gidecek siyasilere odaklanırken, komisyonun suç duyurusunda bulunduğu 40'tan fazla bürokrat hakkındaki 19 davanın zaman aşımından sessiz sedasız düşmesi dikkatlerden kaçtı. TBMM'de geçmiş dönemlerin yolsuzluk iddialarını araştırmak için bir araştırma komisyonunun kurulmasıyla birlikte, bürokrasi, yargı ve meclis cenahında alışılmışın dışında gariplikler yaşanmaya başladı. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, ele aldığı birçok dosyanın, Ecevit hükümeti döneminde çıkarılan af yasası kapsamına girdiğini görerek çaresiz kaldı; bazı dosyaların zaman aşımı nedeniyle tozlu raflardaki yerini almasını engelleyemedi. İlk hüsran Çiller dosyası Araştırma komisyonu ilk hüsranını Çiller dönemiyle ilgili bir incelemesinde yaşadı. Komisyon, 20 milyar dolara yaklaşan "Kütlü Pamuk" alımında devleti zarara uğrattığı iddiasıyla, Çiller ile ilgili bir çalışma başlattı. Ancak, eski başbakan ve DYP eski lideri Tansu Çiller hakkındaki dosya zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle rafa kaldırıldı. Ateş'in nafile çabası Komisyonun soruşturma istediği ve suç duyurusunda bulunduğu konularda da sadece Türkiye'de yaşanabilecek tuhaflıklar meydana geldi.AKP İstanbul Milletvekili ve Komisyon Başkanı Azmi Ateş, 20'nin üzerinde dosyayı tamamlayarak bürokratlar hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladı. Ateş'in ilk hedefi, Halkbank'ın eski genel müdürü Yenal Ansen oldu. Ansen ve diğer yöneticiler hakkında "görevi kötüye kullanmak, hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal ve suçu ihbar etmemek" iddialarıyla suç duyurusunda bulundu. Dosyaların büyük bölümü çeşitli şirketlere usulsüz krediler verildiği yönündeki iddialardan oluşuyordu. Azmi Ateş ayrıca, Hazine eski müsteşarlarından Selçuk Demiralp hakkında "görevi kötüye kullanmak ve dolandırıcılık", SPK'nın eski başkanı Muhsin Mengütürk hakkında ise "görevi kötüye kullanmak" iddialarıyla suç duyurularında bulundu. Ateş muhatap değil Araştırma Komisyonu'nun suç duyurularını inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise 2003 yılının Aralık ayından itibaren ardı ardına "takipsizlik" kararı vermeye başladı. Azmi Ateş'in savcılığın takipsizlik kararına itirazları da sonuç vermedi. Ateş'in başvurularını inceleyen Ankara, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, "Azmi Ateş konunun muhatabı değil" gerekçesiyle takipsizliğe karşı yapılan itirazı reddetti. Mahkeme, aynı şekilde 26 Ocak 2004 tarihinde, Yenal Ansen, Selçuk Demiralp ve Muhsin Mengütürk hakkında savcılığın verdiği takipsizliklere yapılan itirazların da, esasa girilmeden "taraf yönünden" usülden reddine karar verdi. Azmi Ateş'in bu çabaları devam ederken, çoğu 1997, 1998 ve 1999 yıllarını konu alan dosyalarda da zamanaşımı işlemeye devam etti. Yargı önünde "konunun muhatabı kabul edilmeyen" Azmi Ateş'in yapacağı tek şey ise, işin muhatabının kararlara itiraz etmesini sağlamaktı. Azmi Ateş bu amaçla ilgili kurumların teftiş kurulları ve hukuk müşavirlikleri ile tek tek görüştü ve Halkbank yetkililerini takipsizlik kararlarına itiraz etmeye razı etti. Zaman aşımından takipsizlik Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da komisyonun suç duyuruları hakkında ardı ardına "takipsizlik" kararı vermeye devam etti. Suç duyurularının büyük bölümü 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolması gerekçesiyle reddediliyordu. Azmi Ateş'in çabalarıyla 2004 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Türkiye Halk Bankası'nın avukatları takipsizlik kararlarına itiraz etmeye başladı. Yasa gereği Ankara'ya en yakın mahkeme sıfatıyla Başsavcılığın kararlarına yapılan itirazları incelemekle görevli olan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne Halkbank'taki iddiaları kapsayan yığınla klasör geldi. Ancak, Halkbank avukatlarının itirazları da sonuç getirmedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Halkbank avukatlarının yaptığı itirazı inceleyen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, itirazların reddine karar verdi. Gerekçe ise zamanaşımıydı ve bu hususta yargının yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Bürokratlar hakkında, yargı son sözü söylemiş oldu: "Gereği düşünüldü... Zamanaşımı ziyadesiyle geçtiğinden reddine." Mahkeme, Halkbank'taki yolsuzluk iddialarını esastan inceleme olanağı bulamadığından, klasörlerin bağlarını bile çözmedi. Esasa bile girilmeden eski banka yöneticileri hakkında açılan 19 ayrı dava kapanmış oldu. Bürokratlar hakkındaki davaların çoğu zamanaşımından düşerken, bazı dosyalar da daha önce adli takibata uğrayan konular olduğu gerekçesiyle reddedildi. Mahkemenin onadığı bu karar da CMUK'un 253/3 maddesindeki "Aynı konuda aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" hükmüne dayandırıldı. Bürokratlar kurtuldu, siyasiler Yüce Divan'a İşin tuhaflığı da bu dönemde başladı. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, çalışmalarını tamamlayıp, raporunu Meclis Başkanlığı'na verip savcılıklara da suç duyurularını yaptı. Ardından da raporlar dayanak alınarak eski bakanlar hakkında soruşturma komisyonları kuruldu. Yenal Ansen başta olmak üzere, suçlanan 42 bürokrat haklarındaki davalardan kurtulurken, siyasiler için ise yargı süreci henüz ilk dönemlerini yaşıyor. Bürokratların zamanaşımından kurtulduğu davalar şimdi siyasilerin başını ağrıtacak. Çünkü, TCK'nın 102/4 maddesine göre "görevi kötüye kullanmak" gibi suçlar açısından 5 yıllık zaman aşımı öngörülüyor. Zamanaşımı dolunca bürokrat hakkında hiçbir işlem yapılamıyor. Ancak, siyasiler için durum aynı değil. Anayasa'nın 83'üncü maddesine göre dokunulmazlığı devam ettiği sürece milletvekilleri ve bakanlar için zamanaşımı süreleri işlemiyor. Yani Ansen ve diğer bürokratlar için işleyen zamanaşımı, Yüce Divan'a gidecek olan eski başbakan ve bakanlar için geçerli değil. Dolayısıyla, Yenal Ansen kurtuldu ve hakkındaki dosyalar tekrar raflara döndü. Ancak, bu dosyalar Hüsamettin Özkan için raflardan bir kez daha inecek. Ansen'in iki davası kaldı Soruşturma komisyonunun yaptığı suç duyuruları sonucu 19 davanın düşmesinden sonra Halkbank eski Genel Müdürü Yenal Ansen ve banka yöneticileri hakkında devam eden iki dava kaldı. Halkbank bürokratları, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Ekinciler Grubu ve Doğuş Tekstil firmalarına usulsüz kredi verildiği iddiasıyla 1 yıl 2 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Ayrıca, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde de Aksan Ev Gereçleri A.Ş. ile Transtürk Holding A.Ş.ye verilen krediler nedeniyle açılan dava da sürüyor. Haklarında takipsizlik kararı verilen bürokratlar: Yenal Ansen, Osman Nuri Ertuğ, Ali ihsan Elgin, Hasan Özcan, Hasan Sarıaslan, Turan Kalaycıoğlu, Muazzez Ela, Hüsnü Barbaros Olcay, Şirin Bağaycı, Yücel Dirik, A. Nuri Kora, Ulvi Ay, İnciser Çeliker, Nurhan Sarıkuzu, Muzaffer Tek, İ. Tevfik Sekizinci, F. Yıldız Vidinli, Orhan Recen, Salih Şevki Doruk, Mualla Halistürk,Sümer Diyar, Melahat Kaya, Cumhur Pamuk, Cavit Kamacı, Ender Altun, Dursun Dursun, Muzaffer Emlak, Kemal Baytaş, M. Cihan Paçacı, M. Metin Tunçsu, Ünsal Taş, Sevim Aymelek, R. Ali Yılmaz, İsmail Kocaer, Mahmut Ünsal, Erşan Altay, Ayla Velioğlu, Özcan Kadakoğlu, Ali Aytekin, S. Selçuk Türkmen, Recep Şiray, İ. Bülent Özer. Kaynak : Tempo