Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Genel Başkanı Kemal Burkay, PKK'nın özeleştiri yapması gerektiğini söyledi.
Abone olHak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Genel Başkanı Kemal Burkay, PKK'nın 'sütten çıkmış ak kaşık' olmadığını belirterek örgütün kendi öz eleştirisini yapması gerektiğini söyledi. Burkay, " Binlerce faili meçhul cinayet var. Bunların bir kısmı derin güçler tarafından işlendi, bir kısmı PKK'nın kendi içerisinde gerçekleşti. Devlet nasıl kendi içinde demokrasiye tahammül edemediyse PKK da kendi içerisinde farklı düşünen, eleştiri getiren insanların üzerine çok sert gitti. Bu insanların bir kısmı örgüt içerisinde infaz edildi." dedi.
Cihan TV Network'te yayınlanan Anadolu'da Sabah programına konuk olan Burkay, Fransa'daki 3 PKK'lının neden öldürüldüğü konusunda şu an sadece tahminler yapılabileceğini ifade etti. Bu tür yumuşama ve diyalog dönemlerinde, geçmişte de devlet veya hükümet olumlu bir adım atmak istediği zaman benzer olayların yaşandığına dikkat çeken Burkay, yaşanılanların sürpriz olmadığını kaydetti.
Silahların susturulmasına yönelik girişimlerin yaşandığı dönemlerde böyle eylemlerin beklendiğini anlatan Burkay, "Ne yazık ki gecikmedi de onlar. Paris'teki olayda bu türdendir. 'Görüşme sürecine karşı olan, bundan tedirgin olan, çatışmanın sürmesini isteyen, bundan yarar sağlayan güçler yaptılar' diye düşünüyorum. Bunlar içerde olabilir, dışarıda da olabilir. Örneğin bugün Suriye ve İran ile ilişkilerin böylesine gergin olması, belki o kesimden öyle bir müdahale olduğu ihtimalini getiriyor. Profesyonel işlenmiş bir eylem. İran geçmişte Kürt siyasilere karşı bu türden operasyonlar yaptı. Bu tür olaylar Avrupa'dan da beklenebilir." dedi.
CENAZE TÖRENİNİ KANA BULAMAK İSTEYENLERE FIRSAT VERİLMEMELİ
Cenaze töreni gibi kitlesel eylemleri provoke etmek isteyenlerin olabileceğine dikkat çeken Burkay, süreci baltalamak isteyenlerin boş durmayacağını ve benzer olayların olabileceğini vurguladı. Hem cenaze törenini düzenleyen BDP ve çevresi hem de güvenlik güçleri ile hükümetin bu konuda dikkatli olmasını isteyen Burkay, bu tür töreni kana bulamak isteyen veya yanlış yönlere yönlendirmek isteyenlere o fırsatın verilmemesi gerektiğini ifade etti.
Fransa'daki cinayetlerin müzakere sürecini nasıl etkileyeceği konusundaki bir soruya ise Burkay, bundan sonraki sürecin sorunun silahsız çözülmesini isteyen tarafların ustalığına bağlı olduğunu kaydetti. Hükümet ve BDP ile PKK dışında ana muhalefet partisine de düşen büyük bir rol olduğunu dile getiren Burkay, bu sorunun ülkenin en temel sorunu olduğunu ve herkese görev düştüğünü belirtti.
İLK ADIM SİLAHLARIN BIRAKILMASI
Çözüm için ilk adımın silahların bırakılması olacağını anlatan Burkay, şöyle devam etti: "Bu düğümün çözülmesinde ilk tutulacak halka silahların susmasıdır. Karşılıklı olarak susmasıdır. Meseleyi bir tarafın silahları tek yanlı susturması ve bırakması; böylesine koşulsuz bir taleple adım atmak bence zordur. Yapılması gereken en başta silahların karşılıklı olarak susturulmasıdır. Hem PKK silahlı eylemleri durdurmalı hem güvenlik güçleri askeri operasyonları durmalı. Ancak silahların sustuğu bir ortamda insanlar birbirlerine güvenirler, diyalog süreci gelişir. Tabi bunu PKK'nın silah bırakması izlemelidir. Bu da eş zamanlı adımlarla, güven verici adımlarla olur."
Legal ve demokratik bir partinin bütün iradesini, politikasını tek kişiye, onun iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlayamayacağının altını çizen Burkay, kitlesel desteği olan BDP'nin kendi politikalarına güven duyması ve bağımsız olması gerektiğini söyledi.
BDP 'BEN MUHATABIM' DİYEBİLMELİ
Burkay, BDP'nin Kürt sorununun çözümü konusunda neler istediğini dile getirmesi gerektiğini belirterek, " Bunu kendisi dile getirmeli ve 'bende muhatabım' diyebilmeli. Ne yazık ki geçmişte böyle olmadı. Onun için BDP ve onun öncüllerinin legal partiler maalesef böyle net, anlaşılır politikalarla ortaya çıkmadılar. Şu an çektikleri sıkıntılar da oradan geliyor. Hükümet İmralı'yı devreye soktu, Öcalan ile görüşüyor. Bir bakıma şaşırdılar BDP'li arkadaşlar; 'ne yapacaklar?' Evet Öcalan ne derse o olsun desinler yoksa onunda ne dediği de bilinmiyor tam olarak şimdi. Böylesine bir durum var. Silahların bırakılması elbet önemli ve PKK silahları tümden bırakmalı. Bunun için Öcalan ile konuşmak son derece doğal. Ama Kürt sorunu bu demek değil. Kürt sorunu, sadece bir silah olayı değil. PKK'dan önce de vardı Kürt sorunu, hatta Cumhuriyet'ten önce de vardı. Kürt sorununun çözülmesi sadece Öcalan ile yapılacak bir mutabakatla çözülemez. Hatta sadece PKK ile veya BDP ile yapılacak bir mutabakatla çözülemez. Bu sorun ebatlarına uygun şekilde gerçekçi bir projeyle, kapsamlı bir projeyle çözülebilir. Bu konuda da ne yazık ki hala iktidarın bile olumlu adımlar atmasına rağmen görünür bir projesi yok. Muhalefetin de yok." diye konuştu.
PKK BENİM YOLDAŞLARIMI DA ÖLDÜRDÜ
PKK'nın iç infazları konusunda öz eleştiri yapılmamasının sebeplerine dönük bir soruya da Burkay, "30 yıl süren karanlık bir dönem yaşadık. Toplum çok büyük bedeller ödedi. Binlerce faili meçhul cinayet. Bunların bir kısmı derin güçler tarafından işlendi, bir kısmı PKK'nın kendi içerisinde gerçekleşti. Çünkü PKK öylesine demokratik bir örgüt olamadı hiçbir zaman. Nasıl devlet kendi içinde demokrasiye tahammül edemediyse PKK da kendi içerisinde farklı düşünen, eleştiri getiren insanların üzerine çok sert gitti. Bu insanların bir kısmı örgüt içerisinde infaz edildi. Bizzat PKK'nın kadroları ve kendi dışındaki insanlar, başka örgütlerden insanlar. Mesela benim yoldaşlarım da PKK tarafından katledildi. Başka örgütlerle savaşa tutuştu. Dolayısıyla eğer bu dönemi kapatacaksak, o kirli savaş dönemini kapatacaksak, bu ülkeye barış gelecekse, demokrasi gelecekse ve Kürt sorununa bir çözüm bulacaksak hem söz konusu karanlık dönem aydınlatılmalı, faili meçhul cinayetler aydınlatılmalı. Derin devlet güçleri tarafından işlenmiş olan o binlerce faili meçhul cinayet, bunlar aydınlatılmalı ve sorumluları da geçte kalınmış olsa hesap sorulmalı. Bunun gibi PKK içerisindekiler de aydınlatılmalı. Çünkü o insanlar inanarak gittiler oraya. Bir amaç için gittiler, kendi ülkelerinin özgürleşmesi için, kendi halklarının özgürleşmesi için gittiler oraya. Ama farklı düşündükleri zaman 'hain' olmadıkları halde bu insanlar hayatlarını yitirdiler. İnfaz edildiler bir bölümü, çok büyük acılar çektiler. Dolayısıyla bunlar da açığa çıkmalı. PKK da 'sütten çıkmış kaşık' falan değil. O da kendi öz eleştirisine yapmalı. En azından bunu toplum görmeli." karşılığını verdi.