Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Burhan Kuzu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun hükümeti kurması yönündeki ihtimale ilişkin 'Allah aşkına hokus pokusla hükümet mi olunur' diye eleştiri yaptı.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Başdanışmanı Burhan Kuzu, Ankara kulislerinde Cumhurbaşkanı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na olası bir hükümet kurması için görev vereceğine ilişkin iddialar için çarpıcı bir açıklama yaptı.
Yeni Şafak'taki köşesinde, Kuzu'nun görüşlerini aktaran Kemal Öztük,"Görev CHP’ye verilirse ne olur?" başlıklı bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni Başdanışmanı olan Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'ya bu iddianın anayasal ve hukuki alt yapısını öğrenmek için sorduğunda, “Ya Kemal hokus pokusla öyle hükümet mi olunur Allah aşkına?” cevabını aldığını aktardı.
"Hoca'dan beklediğim hukuki bir jargon değildi ama reel politik bir cevaptı." diyen Öztürk'ün o yazısında çarpıcı satırlar:
(...)
Soru şu: MHP her şeye ama her şeye 35. kez “hayır” dediğine göre, Davutoğlu görevi iade edecek mi, Cumhurbaşkanı görevi CHP'ye verecek mi, verecekse ne olacak?
Bu cümleyi yazdığım anda son dakika haberi düştü, Davutoğlu Cumhurbaşkanı ile görüşecek ve görevi iade edecek. Yazının yarısını oluşturacak soru tek cümleyle cevaplandı, bitti.
"CHP GÖREVİ ALIRSA NE OLUR?"
Gelelim sorunun ikinci kısmına, CHP görevi alırsa ne olur?
Ankara'da siyasetin önemli bir ismini aradım. Hal hatır sorduktan sonra soruyu yapıştırdım, “CHP görevi alırsa ne olur?” O da cevabı yapıştırdı, “Kılıçdaroğlu Başbakan olabilir.”
Acemi bir kulis yazarı olarak ne yapacağımı şaşırdım. Acaba “son dakika” gibi bir şey yapıp, ortalığı ayağa kaldırabilir miyim, diye geçti aklımdan. Sonra köşe yazarı olduğumu hatırladım. Detayları sordum, sakince anlattı önemli isim: “Kılıçdaroğlu görevi alır, bir kabine listesi hazırlar, Cumhurbaşkanı'na “ben bu listeyle güvenoyu olacağım” der, o da onaylar. Meclis'e hükümet programı sunar, güven oyu alamaz, ancak seçime kadar Kılıçdaroğlu Başbakan, CHP geçici hükümet olarak görevinin başında kalır.”
Şaşkınlığım daha arttı. “Bu çok önemli iddia” dedim. “Ankara kulisleri bununla çalkalanıyor, sen duymamışsın anlaşılan” diyerek hafiften dokundurdu arkadaşım, yani önemli siyasetçi.
"BURHAN HOCA SENARYOYU PEK DUYMAMIŞ SANIRIM"
Tabii kulis haber için yeterli bir argüman yakalamıştım ama yine de işi sağlama bağlamak istedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni Başdanışmanı olan Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'yu aradım hemen. Amacım bu iddianın anayasal ve hukuki alt yapısını öğrenmek. Burhan Hoca'ya anlattım durumu, “Ya Kemal hokus pokusla öyle hükümet mi olunur Allah aşkına?” Evet, Hoca'dan beklediğim hukuki bir jargon değildi ama reel politik bir cevaptı. Burhan Hoca bu senaryoyu pek duymamış sanırım, Ankara kulislerinde dolaşmıyor mu acaba?
"MHP OLMADAN BİR ŞEY YAPAMAYACAĞINA GÖRE..."
Hoca bomba gibi patlatacağım yazının şevkini kaçırdı biraz. Yine de kulisleri koklamaya (bu tabir Ankara gazetecileri için geçerli) devam ettim. Evet, CHP'nin ısrarla 'görevi bize verin' açıklamaları herkesi işkillendirmişti. MHP olmadan bir şey yapamayacağına göre, Burhan Hoca'nın deyimiyle 'hokus pokus' mu yapacak acaba?
KILIÇDAROĞLU NASIL BAŞBAKAN OLABİLİR?
Tam o esnada bir tivit gördüm, Diriliş Postası Gazetesi'nden Erem Şentürk, eski bir yazısını yeniden okumamızı tavsiye etmiş. 11 Temmuz 2015 tarihli yazının başlığı, “küçük ihtimallerin içindeki büyük krizler”. Arkadaşımız Erem, CHP'nin, 'hokus pokusla' değil, gerçekten parlamenter sistemin arızalı açıklarından faydalanarak nasıl hükümeti kurabileceğini, Kılıçdaroğlu'nun nasıl Başbakan olabileceğini bir güzel anlatmış. Hem de Burhan Hoca'dan daha hukuki bir dille!
İyice şaşırdım kaldım. Ben şimdi ne yazacağım peki? İlk defa ben öğrendim diye düşündüğüm kulisi meğer Ankara'da herkes konuşuyormuş, ilk ben yazarım dediğim yazıyı Erem Şentürk 11 Temmuz'da yazmış. Burhan Hoca hokus pokusla iş olmaz diyor, Davutoğlu görevi iade ediyor, geriye ne kaldı yazacak?
"BU CHP KAFASINDAN HER ŞEY SADIR OLUR"
Yok ben bu Kulis yazarlığını beceremeyeceğim.
Bir küçük hatırat anlatayım da yazıyı bitireyim bari. Sabih Kanadoğlu'nun meşhur 367 icadı vardı, hatırlayın. O zaman Meclis Başkanı olan Bülent Arınç'ın danışmanıydım. Arınç'a sordum, “olabilir mi böyle bir şey”? Arınç, “valla ben hukukçuysam eğer, bu garabet şey hukuken mümkün değil ama siyasetçiysem bu CHP kafasından her şey sadır olur” demişti. Kimsenin inanmadığı 367 teorisi gerçek oldu, siyaset felce uğradı.
Neyse, siz yine de kulisleri Ankara gazetecilerinden takip edin.