Bakanlar Kurulu 31 ilde 63 milyon 36 bin 606 metrekare alanı riskli ilan etti.
Abone olİNTERNET HABER -352 bine yakın konut ve işyerine ise şerh kondu. Riskli alanda gayrimenkul almadan önce tapuya bakmak gerekiyor.
Riskli alan ilanları hızlandı. Bakanlar Kurulu son iki hafta içinde 7 ayrı ilde daha riskli alan ilanı yaptı. Resmi Gazete'de yayımlanan riskli alan ilanına göre önceki hafta İstanbul Bağcılar'da Çınar, İnönü, Sancaktepe, Yavuzselim ve Merkez mahalleleri sınırları riskli alan ilan edildi.
2 Eylül'de Amasya'da Merkez ilçesi, Kirazlıdere Mahallesi, Çorum ili, Osmancık ilçesi, Gaziantep'te, Şahinbey ilçesi, Adana'da Yüreğir ilçesi, Tokat'ta Merkez ilçe, Kaledibi mevkiinde bulunan alanlarla Karaman'da Merkez ilçe, Hisar, İmaret ve Tahsin Ünal mahalleleri sınırları İçerisinde bulunan toplam 5 milyon 380 bin metrekare alan riskli olarak kayıtlara geçti.
9 Eylül'de ise İstanbul Pendik'te Batı Mahallesi, İzmir Karşıyaka'da Cumhuriyet mahallesi, Bursa Osmangazi'de Soğanlı mahallesi sınırları içerisinde yer alan toplam 636 bin 606 metrekarelik alanın risk duyurusu yapıldı.
100 BİNE YAKIN KİŞİ YAŞIYOR
Bugüne kadar riskli alan ilan edilen yerlerde toplam 927 bin 449 kişi yaşıyor. İlan edilen alanların toplam büyüklüğü 63 milyon 36 bin 606 metrekareye denk geliyor. Bakanlar Kurulu'nun kararıyla yeni ilana çıkan alanlar dahil bu yerlerde toplam 351 bin 810 konut ve işyeri bulunuyor. Riskli alanlarla ilgili teklifler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na valilik ve belediyeler tarafından yapılıyor. Alanı ise bakanlık belirliyor.
HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMAYIN
Riskli alanlarda ya da riskli yapılarda tapuya şerh konuluyor. Ancak bu durum özellikle riskli yapılarda konut ya da ticari birimlerin alım satımına engel teşkil etmiyor. Uzmanlar hayal kırıklığı yaşamamak için bu tür alım-satımlarda alıcının mutlaka ilgili belediyeden tapunun üzerinde şerh bulunup bulunmadığını sorgulaması gerektiğine dikkat çekiliyor. Kentsel dönüşüm hizmetleri birimlerinden de sorgulama yapılabiliyor. Riskli alan ilan edilen mahallede sınırlar, kapı numaraları, sokak ve cadde isimleri ayrıntılı olarak belirtiliyor. Böylece satın alınacak konut veya işyerinin riskli alan ya da riskli yapı olup olmadığı bilinerek gayrimenkule yatırım yapılıyor.
YERİNDE DÖNÜŞÜM OLMAYABİLİR
Bu tür yerlerden konut ve işyeri alan kişiler riskli alan olduğunu bildiği halde alım yapabiliyor. Ancak uzmanlar bunun da ciddi bir risk olduğunu dile getiriyor. Çünkü riskli alanlarda dönüşüm her zaman yerinde gerçekleşmeyebiliyor. Bazen taşıdığı şartlardan ötürü yerinde dönüşüm mümkün değilse, o zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca belirlenecek konut rezerv alanlarına bölge taşınabiliyor. Uzmanlar riskli alanlarda konut ve işyeri alan kişilerin, yeni bina ve buna bir şey olmaz, düşüncesinin de doğru olmadığını aktarıyor. Uzmanların üzerinde durduğu bir diğer başlık ise sağlam binaların da yıkılacağı yönünde oluyor. Buna göre ev yeni yapılmış olsa dahi, riskli alan ilan edilen mahalle sınırları içinde kalıyorsa, uygulama bütünlüğünü bozmamak adına yıkım mümkün.
2 ÖNEMLİ KRİTER VAR
Bugün'ün haberine göre riskli alan ilanı için belli kriterler gerekiyor. Deprem fayları üzerinde ya da yakın yerlerdeki bölgeler, toprak kayması, yangın çıkma ve sel felaketine maruz kalan dere ve göl yatakları riskli alan olarak kabul ediliyor. Üzerindeki evlerin artık ekonomik ömrünü tamamlamış ayakta duramayacak kadar eskimiş, köhnemiş ve çirkin yapıların bulunduğu mahalleler de riskli alan ilan edilebiliyor.
MÜTEAHHİTLERİNİZİ İYİ SEÇİN
Riskli alanlar yerinde dönüşmeye uygunsa belediye, TOKİ ya da inşaat firmaları tarafından hazırlanan yeni konut projelerine yönelik kat sahiplerine farklı teklifler yapılacak. Hangi şehirde, hangi mahallede ne kadar önemli bir bölgede oturduğunuza göre teklifler değişiklik gösterecek.
Aynı metrekarede bir ev alabilir ya da daha küçük bir metrekareye razı olabilirsiniz. Müteahhidin para kazanmasının mümkün olmadığı alanlarda ise yeni yapılacak konut ve işyerleri için borçlanmanız gerekebilir. Bu tür anlaşma dönemlerinde yanlış müteahhit seçimi de size sorun yaşatabilir. Bunun birçok örneğini görmek mümkün. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adını kullanarak kötü niyetli firmalar tarafından oyalanabilirsiniz. Örneğin anlaşma yapmak istediğiniz kişi sizi farklı nedenlerle oyalayıp gerekçe olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan onay beklediğini söyleyebilir. Bu tür durumlarda da yine ilgili makamlara bizzat başvurup bilgi talep edebilirsiniz.