Wikileaks belgelerinden önce Türkiye'de benzer 'sızıntılar' yaşanmış toplumu germişti. Neydi Türkiye'nin sızıntıları...
Abone olTürkiye'de belki de herkes ABD'nin başına gelenlere 'İyi oldu' yorumu yapıyor.
Peki Türkiye'de yaşanan sızıntılara ne demeli. Türkiye'de son birkaç yıldır sızıntı üzerine sızıntı yaşıyor. Balyoz darbe planı, heronlara verilen talimat, ergenekon gizli görüşmeleri ve diğer sızıntılar...
Kendimizi Wikileaks'a kaptırmışken, Sabah Yazarı Nazlı Ilıcak Türkiye'deki sızıntıları hatırlattı:
-Dünya Wikileaksleri tartışıyor, büyük çoğunluk, Julian Assange ve arkadaşlarını övüyor. Ama Türkiye'de bu olayların benzerlerini yaşarken, sızıntılar üzerinde hiç de böyle sıkı bir mutabakat sağlayamamıştık. Halbuki, ülkemizde, birçok şeyin eskisi gibi olmamasında, ortaya çıkan ses kayıtlarının ve belgelerin önemli bir rolü var.
Mayınları her zaman PKK'nın patlatmadığını, zaman zaman bizimkilerin ihmali ya da kastından kaynaklandığını, bu şekilde öğrendik.
(Zeki Es: "Bizzat kendim yerleştirdim... Bu çocukları koruyayım diye döşedim. Ama onlar o kadar yırtınmama rağmen hassasiyet göstermemişler... Sizi böyle sıkıntıya soktuğum için kahroluyorum." Gürbüz Kaya: "Hiçbir sıkıntı yok, bak hiçbir sıkıntı yok. Biz aynen planladığımızı tekrar uygularız. Kahrolacak bir şey yok.")
- Heron görüntülerinin sızması, Hakkâri- Çukurca/Hantepe'de, istihbarata rağmen, PKK'lılara karşı harekete geçilmediğini gözler önüne serdi.
Ayrıca Heron'a ilişkin ses kayıtları internete düştü; bazı subayların "Heronların iyi tespit yapması sebebiyle adamlarımız ağır zayiat veriyor. Ya uçakların koordinatları değiştirilsin, ya da düşürülsün" diye konuştukları ortaya çıktı.
-Yargıtay'da dönen dolapları, Hamdi Yaver Aktan ile Fatih Arkan'nın sözlerinden öğrendik. Anladık ki, hükûmete karşı tavırlarının etkisi ölçüsünde Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker'den birinin Yargıtay Başkanlığı'na getirilmesi planlanıyor.
- Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlükleri, meşhur ıslak imzalı İrtica ile Mücadele Eylem Planı, Balyoz belgeleri... hepsi sızıntılar sayesinde bizlere ulaştı.
Hem öyle belge niteliği taşımayan Wikileaks raporları gibi değildi bunlar. Assange'ın bütün dünya ile paylaştıkları, netice itibariyle, muhtelif ülkelerdeki diplomatların verdikleri bilgileri, duyum ve kanaatleri ihtiva ediyor. Pentagon'dan ya da CIA'dan sızıntı gerçekleşseydi, tabii işin rengi değişirdi. Bizimkiler işte öyle bir şey: Bazı askerlerin çok gizli ve yasadışı faaliyetlerini içeriyor.
"Vesayete" karşı yürütülen mücadelede, demokratların elini güçlendiriyor. Hem dünyadaki, hem de Türkiye'deki sızıntılar, şeffaflığa katkı sağlamıştır. Bana göre, çok olumlu bir gelişmedir.