BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Bunlar çok ama çok iğrenç ilişki

Bir evlat bunu annesine nasıl yapar? Bir kadın bunu kocasına nasıl yapar? Bir adam bunu sevgilisine nasıl yapar? Hepsi aynı haberde!

Abone ol

Türkiye'den ard arda gelen tecavüz ve cinayet haberleri dehşete düşürüyor. Bir iğrenç haber de İstanbul Pendik'ten geldi. tüfekle vurulan Mehmet Kırca'nın öldürülmesinin perde arkasında çarpık ilişkiler çıktı.

Mehmet Kırca’nın öldürülmesini azmettirdiği ileri sürülen eşi Sevgi P. (22), “Annemin 10 yıllık sevgilisi ile aramızda ilişki başlamıştı. O'nunla daha rahat birlikte olmak için kocamı öldürmesini söyledim” dedi.

Öldürülen Mehmet Kırcı’nın da evliyken başka bir kadından çoçuk sahibi olduğu, ayrıca eşinin hapiste olan ağabeyinin karısı ile mesajlaştığı ileri sürüldü.

HAMAM ÇIKIŞINDA ÖLDÜRÜLDÜ

İnşaat işçisi Mehmet Kırcı (29), 20 Ocak 2010 günü Fevzi Çakmak Caddesi, Ay Sokak üzerindeki hamama gitti. Mehmet Kırcı, hamam çıkışında saldırıya uğradı. Paltosunun altında sakladığı pompalı tüfeği çıkararak ateş eden saldırgan Mehmet Kırcı’yı öldürdükten sonra kaçtı.

Cinayet Büro Amirliği soruşturma açtı. 3 ay takip yapan ve cinayeti aydınlatmak için Erzincan’a giden ekipler, öldürülen Mehmet Kırcı’nın bir süre önce eşinin annesi Melek Ö.'nün (47) 10 yıllık sevgilisi Mahsuni Y. (33) ile kavga ettiğini belirledi. Görgü tanıklarına göre Mehmet Kırcı, kavgada Mahsuni Y.’yi dövdü. Mahsuni Y., Mehmet Kırcı'ya “Bunun intikamını alacağım” diye bağırdı. Polis, şüpheliler arasında yer alan Mahsuni Y.’yi ifadesini alındıktan sonra serbest bıraktı.

Soruşturmayı derinleştiren dedektifler, Mahsuni Y.’nin cinayetin işlendiği tarihte İstanbul’da olduğunu ve Mehmet Kırcı’nın çalıştığı inşaatın çevresinde dolaştığını tespit etti. Bu gelişme üzerine operasyon için düğmeye basıldı. Erzincan’a giden dedektifler, Mahsuni Y. ile birlikte Mehmet Kırcı’nın eşi Sevgi P. ve kayınvalidesi Melek Ö.'yü gözaltına aldı.

KATİLİ TELEFONLA YÖNLENDİRMİŞ

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilerek sorgulanan şüphelilerden, Mahsuni Y. susma hakkını kullandı. Sevgi P. ise hazırladığı planla kocasını öldürmesi için Mahsuni Y.’yi azmettirdiğini itiraf etti. Sevgi P. poliste verdiği ifadesinde şunları söyledi:

Eşim benimle evlenirken başka birisiyle birlikteydi. Ondan ayrıldığını söylemesi üzerine ona kaçtım ve evlendik. İlk başlarda mutluyduk ve iki çocuğumuz oldu. Ancak bir süre sonra onun eski sevgilisinden ayrılmadığını ve bir çocukları olduğunu öğrendim. Daha sonra cezaevinde bulunan ağabeyimin eşi ile de aralarında mesajlaştıklarını tespit ettim. Çalışmak için İstanbul’a gittiğimizde, annemin 10 yıllık sevgilisi ile aramızda ilişki başladı. Bu sırada Erzincan’a gelen kocam ile sevgilim Mahsuni Y. başka bir konudan kavga ettiler. Mahsuni, kavga sırasında dayak yediği için ona karşı çok öfkeliydi. Ona eşimin kaldığı yerin, çalıştığı işyerinin adresini verdim ve İstanbul’a gönderdim. Olay günü kocama telefon ederek nerede olduğunu sordum. Bana hamamda olduğunu söyleyince Mahsuni’yi arayıp oraya gitmesini istedim. O öldükten sonra Mahsuni ile birlikte daha rahat bir hayat yaşayacaktım.”

KIZIM SEVGİLİME CİNAYET İŞLETTİ

Cinayete yardım ve yataklık suçunda gözaltına alınan Sevgi P.'nin annesi Melek Ö. ise kızı ile sevgilisi arasında bir ilişki yaşanmasından şüphelendiğini ancak emin olamadığını söyledi. Melek Ö., poliste verdiği ifadesinde “Küçük yaşta bir öğretmenle evlendim. Biri kız 3 çocuğumuz oldu. Bir süre sonra kocam beni bırakarak kaçtı. Çocuklarımı güçlükle okuttum. Ancak aksilikler peşimizi bırakmadı. Büyük oğlum gasp suçundan 25 yıl hapis cezası aldı. Diğer oğlum Fırat nehrine atlayarak intihar etti. Son olarak kızım Sevgi de benim sevgilimi elimden aldı. Kızımın sevgilime cinayet cinayet işlettiğini öğrendim” dedi.

Poliste işlemleri tamamlanan Mahsuni Y., Sevgi P. ve Melek Ö., Pendik Adliyesi'ne sevk edildi.

YURTTAN BABAYA TELEFON: KIZINIZ TECAVÜZE UĞRADI AMA KÜRTAJ ETTİRDİK! (DİĞER SAYFADA)

[PAGE]

Denizli'de tekstil işçisi Sabahattin M., dövdüğü için devlet tarafından koruma altına alınıp, Isparta'nın Atabey İlçesi'ndeki 60'ıncı Yıl Sadık Doğan Yetiştirme Yurdu'na yerleştirilen 16 yaşındaki kızı S.M.'nin, tecavüz sonucu hamile kalıp, kürtaj olduğunu iddia etti.

Sabahattin M., olayı örtbas etmeye çalıştıklarını ileri sürdüğü yurt yetkilileri ile Atabey İlçe Emniyet Amirliği hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

EVDEN KAÇTI, YURTTA KORUMA ALTINA ALINDI

Geçen yıl Denizli Sevil Kaynak İlköğretim Okulu'ndan mezun olan S.M., yaz tatilinde liseye kaydı yapılmadan erkek arkadaşıyla kaçtı. Erkek arkadaşının annesi, ertesi gün S.M.'yi, “Yaşı küçük, kızı size getirdim” diyerek, polis aracılığıyla ailesine teslim etti. Baba Sabahattin M., üç çocuğundan biri olan S.M.'nin kaçtığı gençten şikayetçi oldu. Ancak, savcılık, suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Bu olayın ardından S.M., babası tarafından dövülünce evden kaçtı. S.M., kendisini dövdüğü gerekçesiyle babasından şikayetçi oldu. Bunun üzerine Denizli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, mahkeme kararıyla S.M.'yi ailesinden aldı. Kadın Sığınma Evi'ne yerleştirilen S.M., iki ay kaldıktan sonra geçen Ekim ayında, Isparta'nın Atabey İlçesi'ndeki 60'ıncı Yıl Sadık Doğan Kız Yetiştirme Yurdu'na gönderildi. S.M.'nin, burada Atabey Lisesi'na kaydı yaptırıldı.

KIZINIZ TECAVÜZE UĞRADI TELEFONU

Isparta'ya gönderilen kızının hayatının kabusa döndüğünü ileri süren baba Sabahattin M. şu iddialarda bulundu:

“Kızımızı geri almak için görüştüğümüz yurt yetkilileri, eşim Hediye M.'ye ‘Evrakları gönderip, işlemleri başlatalım’ demiş. Ancak, kızım 2010 yılı Ocak ayında yurttan kaçıp, 5 gün sonra geri dönmüş. Haberimiz olunca, yurt yetkilileri ile irtibata geçtik. Önce bilgi vermediler. Sonra, ‘Kızınız geldi, merak etmeyin’ dediler. Kızımızı görme isteğimizi ise kabul etmediler. Kızımın kaçtığı polise bile bildirilmemiş. Üç hafta önce kızımla görüşmek için telefon ettiğimde, apandist ameliyatı için hastaneye kaldırıldığı söylendi. Daha sonra görüştüğüm, soyadını bilmediğim yurt müdürü Y. Hanım, ise, ‘Kızınız tecavüze uğradı. Hamile kaldı. kürtaj yaptırıldı’ dedi. Şoke oldum. Devlet koruyamadığım için kızımı benden aldı. Ancak, kendisini hiç koruyamadı.”

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Olayın yurt yetkilileri ile polis tarafından kapatılmaya çalışıldığını öne süren Sabahattin M., savcılığa suç duyurusunda da bulundu. Sabahattin M., bu olayın peşini bırakmayacağını belirterek, “Denizlili Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'tan destek bekliyorum” dedi.

Isparta Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mahmut Altunay ise, kendisine şu ana kadar böyle bir konunun gelmediğini söyledi.

TECAVÜZCÜDEN AKLA ZARAR SAVUNMA (DİĞER SAYFADA)

[PAGE]



Antalya'da'da hastanenin acil servis tuvaletinde alkollü İngilizce Öğretmeni G.T.´a tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan temizlik görevlisi Hayri Güçcük, "Hiçbirimiz mükemmel bir ülke, mükemmel bir toplum ve mükemmel bir ailede yetişmedik" diyerek kendini savundu.

Antalya´ya tatile gelen ve alkol komasına giren İngilizce Öğretmeni G.T.´nin, kaldırıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi´nde temizlik elemanı Hayri Güçcük´ün tecavüzüne uğradığına ilişkin davanın sekizinci duruşması bugün yapıldı.

Antalya 2´nci Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davaya tutuklu yargılanan Hayri Güçcük avukatı Fatih Demirtop ile katılırken, tecavüze uğradığını iddia eden öğretmen G.T. katılmadı.

Sanık avukatı Fatih Demirtop, müvekkilinin haksız yere yaklaşık 250 günden bu yana tutuklu bulunduğunu belirterek, "Adli tıp raporu gelmemiştir ve ne zaman geleceği ise belli değildir. Müvekkilimin kaçma veya delilleri karartma gibi bir durumu söz konusu değil. Bu nedenlerle tahliyesini talep ediyorum" dedi. Mahkeme başkanı, Avukat Demirtop´un sözlerini zabta geçirtirken, sanık Hayri Güçcük´ün elindeki iki sayfalık dilekçeyi fark etti. Güçcük mübaşir aracılığı ile mahkeme başkanına sunduğu iki sayfalık dilekçesinde, "Hiçbirimiz mükemmel bir ülke, mükemmel bir toplum ve mükemmel bir ailede yetişmedik. Sözde olduğu gibi bedel ödeyerek öğrendik" diyerek kendisini savundu.

'POLİS SUÇLU'

Güçcük, yazılı savunmasında ifadesini alan polisleri suçlayarak "İlk başta ilişkiye beyan etsem de bu karakoldaki polislerin (Böyle söylersen seni bırakırlar) demesi üzerine benim de ilk defa başıma böyle bir şey gelmesi nedeniyle ne diyeceğimi bilemememin hatasıdır" dedi. Güçcük, tecavüz ettiği iddia edilen G.T.´yi suçlayarak "Alkol komasına girmiş, gözünü dahi açmaya mecali olmayan bir insan nasıl oluyor da kendisine yapılanların farkında olduğu gibi ve bir saat süre sonra olanları hatırlıyor" dedi.

MAHKEME HEYETİNE: DOĞRU YOLU BULACAĞINIZA İNANIYORUM

Hayri Güçcük, adalet sistemiyle ilgili eleştirilerin de yer aldığı yazılı savunmasında, şu görüşlere yer verdi:

"Bu adalet sistemimiz, delillerden şüpheliye gidileceği yerde, şüpheliden delillere gidilmektedir. Asıl mağdur diye adlandırdığınız şahıs mağdur değil, hayatımın her karesini etkilediği için mağdur olan benim. Ne kadar vicdanım rahat ise de ne yazık ki vicdanım temiz olarak bu dünyada kendimi aklamama yetmemektedir. Allah katında kendimi aklamama gerek yok. Sayın başkanım ve mahkeme heyeti. Bir işi yapıp da (Yapmadım) diyecek ve inkar edecek bir kişilikte insan değilim. Lütfen sözlerime dikkat edilerek vurgulamış olduğum sorularıma, savunmalarıma ve avukatımın savunmaları göz ardı edilmemesini istiyorum. Adaletinize güveniyor ve doğru yolu bulacağınıza inanıyorum."

Yazılı savunmanın ardından mahkeme, olay sırasında G.T.´nin yanında bulunan ve İstanbul´da bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan A.D.´nin adresinin belirlenmesi için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü´ne yazı yazılmasına ve adli tıp raporunun beklenmesi için duruşmayı 27 Mayıs tarihine erteledi. Tahliyesini isteyen Güçcük´ün bu talebi yine reddedildi.

OLAY NASIL OLMUŞTU?

İstanbul´daki bir okulda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan G.T., geçen 10 Ağustos tarihinde Antalya´da tatillerini geçirdikleri otelde kadın arkadaşı A.D. birlikte aşırı derecede alkol almış, alkol komasına giren G.T., gece yarısı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi´ne getirilmiş, kusmak isteyince, hastanede özel bir şirketten hizmet alımı yoluyla istihdam edilen ve hasta taşıma işinde çalıştırılan 24 yaşındaki Hayri Güçcük tarafından tuvalete götürülmüştü. Bir süre sonra acil servis odasına dönen G.T, sorumlu hekime, Hayri Güçcük´ün tuvalette kendisine tecavüz ettiğini ileri sürerek şikayetçi olmuş, gözaltına alınan Güçcük, mahkemece tutuklanmıştı.

CENAZENİN YANINDA CUMA NAMAZI

[PAGE]

Bursa'da cuma namazını kılmak için camiye gelen emekli albay hayatını kaybetti. Cemaat ceset ile cuma namazı kıldı.

EZAN SONRASI AYAĞA KALKTI AMA YERE YIĞILDI

Olay, bugün 13.00 sıralarında Eski Karaman Mahallesindeki Yeni Cami'de meydana geldi. Cuma namazını kılmak için camiye gelen emekli albay Hurşit Yeniler (76), ezanın okunması ile birlikte ayağa kalktı. Ancak Yeniler birden yüz üstü düşerek yere yığıldı.

CEMAAT CUMAYI KILARKEN SAĞLIK EKİPLERİ ŞAHSI HAYATA DÖNDÜRMEK İÇİN UĞRAŞTI

Namaz kılmak için camiye gelen vatandaşlar durumu 112 ambulansına bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri cuma namazı kılındığı sırada şahsı hayata döndürmek için uzun süre uğraştı.

CENAZENİN ÜSTÜ KAPATILDI

Ancak yapılan müdahalelere rağmen Yeniler kurtarılamadı. Cenazenin üstü kapatılırken, cemaat namazını kılarak camiden ayrıldı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

8 ÇOCUĞU VE KARISI İÇİN KATLİAM EMRİ VERDİ

[PAGE]


Bilge Köyü katliamında 44 kişinin ölüm emrini veren Şıh Mehmet'in yeni talimatı kanları dondurdu. Mehmet Çelebi, cezasını çektiği cezaevinden kardeşine yeni bir katliam emri daha verdi: “8 çocuğa DNA testi yaptırın. Karımla benim olmayan çocukları vurun.”

Eşi Fersiye Çelebi, kayınbiraderinin cezaevindeki kocasıyla yaptığı telefon konuşmasını yan odadan duydu ve yetkililere başvurdu. Valilik, kadını ve 1-22 yaş arasındaki çocukları güvenli yere taşıdı.

'ÇOCUKLARIMI VE EŞİMİ ÖLDÜRÜN'

“Bilge Köyü Katliamı” davasında 44 kez ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan “Şıh Mehmet” lakaplı Mehmet Çelebi, çocukları için DNA testi istedi. Çelebi, kardeşine “Aksi bir sonuç çıkarsa eşimi ve çocuklarımı öldürün” dedi

Türkiye’yi ayağa kaldıran katliamın emrini verdiği için 44 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan birinci sanık “Şıh Mehmet” lakaplı Mehmet Çelebi, çocukları için DNA testi istedi.

KENT DIŞINDALAR


Katliamın nedeninin “namus meselesi” olduğunu her defasında tekrarlayan Mehmet Çelebi, DNA testini, mahkemenin kararına itiraz etmek için 8 çocuğunun bir kısmının kendisinden olmadığını kanıtlamak için istedi.

Cezaevinden, Kırklareli’nde yaşayan kardeşi Şükrü Çelebi’yi telefonla arayan Mehmet Çelebi, “Aksi bir sonuç çıkarsa çocuklarımı ve eşimi öldürün” diyerek DNA testi yapılması talimatını verdi.

KARISI KONUŞMALARI YAN ODADAN DUYDU

Şükrü Çelebi ile eşi Mehmet Çelebi’nin konuşmalarına kulak misafiri olan Fersiye Çelebi, kaldıkları lojmanda görevli Kırklareli Sosyal Hizmetler Müdürlüğü uzmanlarına durumu anlattı. “Can güvenliğimiz yok” diyen Fersiye Çelebi, 28 Nisan’da, Kırklareli Valiliği ekipleri tarafından polislerin gözetiminde biri kız 8 çocuğuyla birlikte gizlice lojmandan çıkarılıp kent dışına götürüldü.

Kırklareli Vali Yardımcısı İsmail Gültekin; Fersiye Çelebi ve çocuklarının devlet koruması altına alındığını doğrulayarak, “Konu çok hassas. Bilgi veremeyiz” dedi. Mehmet Çelebi, eşiyle ilişkiye girdiğini öne sürdüğü ve katliamda öldürülen Fesih Çelebi için “Şu an karşımda olsa onun ciğerlerini, kalbini sökerim” demişti.