BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

'Bunga Bunga' mı teknokratlar mı?

Silvio Berlusconi gitmiş ve Monti hükümeti işleri devralmış olabilir ama Alan Johnston'ın Roma'dan aktardığına göre İtalya'nın sorunları daha yeni başlıyor.

Abone ol

BBC sizi bir yere muhabir olarak gönderdiğinde hep aynısı olur.

İstediğiniz kadar okuyun, düşünün ya da sorup soruşturun, bir şeyin rahatsız edici şekilde farkındasınızdır, o da aslında gittiğiniz yer hakkında pek de fazla şey bilmiyor olduğunuzdur.

Mümkün olduğunca çabuk etrafınızda gördüklerinizi, duyduklarınızı kapmaya çalışırsınız.

Hatırlıyorum da bundan yıllar önce Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir göreve başlamak üzereydim. Bir kış akşamı kente vardım, Taleban kenti ele geçirdikten hemen sonraydı. Dağlardan geçen yolda gecikmeler olmuş ve biz sokağa çıkma yasağı başladıktan sonra kente girmiştik. Yasağı kimse kırmıyordu. Tümü karanlık, buzlu sokaklar terkedilmişdi, çıt çıkmıyordu. Bu şehir, yeni yöneticilerin ellerinde donmuş gibiydi adeta.

Ama elbette bu son görev biraz farklı türden...

Sonbahar güneşi altındaki Roma'ya ilişkin ilk izlenimim daha iyi olamazdı...

Genellikle kahvaltı vakti mülakatlarımı yapmak için erkenden kalkıyorum, bu kentin en güzel göründüğü zaman da o...Otomobiller, kalabalıklar yola düşmeden, gürültü bastırmadan.

Bir sabah, Tiber nehri üzerinde bir köprüde neredeyse yapayalnızdım ve etrafımdaki kubbeler, heykeller, zarif binaların cepheleri güneşin yumuşak, ilk ışıkları altında mükemmel görünüyordu.

Normalde bir hayli sıradan bulabileceğiniz şeyler birden bire çok özel gelmeye başladı, bu heybetin içinde.

San Giovanni Meydanı'nda bir siyasi protesto gösterisine gidiyordum. Kalabalık, bu meydana ismini veren Katedral'in gölgesinde, yavaş yavaş toplanıyordu. Yukarıdan bir aziz heykeli eğilmiş, elini aşağıda çoğalan güruha uzatıyordu. Tüm etkinliğe öyle bir tarz ve drama hakim ki bu İtalya'da çok kolay oluveriyormuş gibi görünüyordu.

Geldiğimden bu yana geçen haftalarda da burada olağandışı bir siyasi drama yaşanageldi. Son derece ciddi durumdaki mali kriz, Başbakan Berlusconi'yi devirdi. Berlusconi'yi çok kısa bir süre görebildim... istifa etmesinden saatler önce. Limuzini geçip giderken arkada öyle solgun ve küçülmüş halde, oturuyordu. Hayatındaki en kötü günlerden biri olmalıydı. O gece Roma sokaklarından geçerek cumhurbaşkanlığı sarayına giderken, büyük ve öfkeli bir kalabalık "Hırsız! Hırsız! Hırsız...!" diye bağırıyordu.

Yani birden bire Berlusconi yılları sona ermişti. Bu yıllar daha çok - gaflar, davalar, Başbakan'ın "bunga bunga" partilerindeki kızlara ilişkin renkli iddialarla dolu çılgınca ve siyasi bir pandomimi andırıyordu. Yerine Bunga Bunga dünyasına tamı tamına zıt bir şey geldi. İtalya'ya teknokratlar hükümeti atandı - takım elbiseleri içinde profesyoneller, yani. Halk genel anlamda yaşanan ton değişikliğini olumlu karşıladı.

Peki yeni hükümete olan destek daha ne kadar dayanır?

Yeni hükümet İtalyan ekonomisini yeniden yapılandırmaya çalışacak ve daha fazla taviz verilmesi ihtiyacından bahsediliyor.

Şaşırtıcı şekilde bakanlardan biri de bu durumun emekliler için ne anlama geleceğini anlatmaya çalışırken gözyaşlarını tutamadı.

Acı vermeye başladıkça, bu hükümete giderek daha fazla muhalefet oluşacağını tahmin etmek güç değil.

Saygın bir akademisyen olan, yeni başbakan Mario Monti, üniversite çalışmalarını sükûnetini bırakıp kendisi için alışılmadık bir yer olan siyaset sahnesine girdi.

Birisi "şimdi timsahlarla yüzüyor" dedi Monti'den bahsederken örneğin.

İtalyan siyasetinde yelken açanlar arasında Silvio Berlusconi hala göze çarpıyor.

Başbakanlık sarayından atılmış olabilir ama parlamentodaki en büyük partinin lideri, hala. Burada hiç kimse de öyle kolay kolay karanlığa karışacağına da inanmıyor.