Yüce Divan'da yargılanan eski Bakan Yaşar Topçu ile Mahkeme Başkanı arasında yine ilginç bir söz düellosu yaşandı. Mustafa Bumin'in sorularına Topçu ne cevap verdi?
Abone olYüce Divan’da yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu, yargılanmanın kendisini rencide ettiğini ifade ederek, davanın daha fazla uzatılmadan karara bağlanmasını istedi. Sanık Yaşar Topçu’nun avukatsız katıldığı duruşmada, tanık olarak dinlenilen CHP Genel Saymanı Mahmut Yıldız, Karadeniz Sahil Yolu ihalesine, yüzlerce kişi arasından 16 firmanın çağrıldığını, bu firmaların tespitinin nasıl yapıldığını bilemediğini belirterek, Karadeniz Sahil Yolu’nun özellik arz eden bir otoyol olmadığını öne sürdü. Söz alan sanık Topçu, Yıldız’ın müşteki olduğu için tanık olarak dinlenilmesinin doğru olmadığını savundu. Tanık olarak dinlenilen dönemin Karayolları Genel Müdürü Dinçer Yiğit, tüm meslek hayatının karayollarında geçtiğini, kesintilerle birlikte 7 yıl genel müdürlük görevinde bulunduğunu anlattı. Bir dönem genel müdürlük görevinden alındığını ve mahkeme kararları sonucunda tekrar göreve döndüğünü ifade eden Yiğit, "Topçu’nun beni neden görevden aldığını bilemem. Maksatlı ve ihaleyle ilgili olduğunu düşünmüyorum" dedi. Yiğit, görevi boyunca yapılan ihalelerin, yasalara uygun olduğunu söyledi. "SİYASİ TERCİH" Duruşmada, Karadeniz Sahil yolu ihalesine çağrılmayan bazı firmaların yetkilileri de tanık olarak dinlenildi. Müteahhit Akın Kılınç, sahip oldukları şirketin söz konusu ihaleye katılma kapasitesi olduğunu, ihaleden önce de benzer işler yaptıklarını anlattı. İhaleye çağrılmadıklarını kaydeden Kılınç, "Bakanlığın takdiriydi, sorgulama şansımız yoktu. İdareyle ters düşmemek adına sorgulamadık. Bakanlık bir liste hazırladı, onları çağırdı" diye konuştu. İşadamı Cemil Özgür, 1963 yılından beri Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ihalelerine katıldığını ancak dava konusu ihaleye çağrılmadıklarını ifade ederek, "İdarenin takdir hakkıdır. İdare ile müteahhitler arasında anlaşma yapıldığını da duymadım. İçimden kırılmış olabilirim ama benim bir müracaatım olmadı" dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya’nın sorusu üzerine, hiçbir siyasi parti üyesi olmadığını ve müstakil çalıştığını belirten Özgür, "ihaleye davet edilen firmaların seçilmesinde siyasi tercih olduğunu düşündüğünü" kaydetti. Ceylan İnşaat Genel Müdürü Ahmet Kemal Akıncı, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tanıtım dosyası verdiklerini, ancak ihaleye çağrılmadığını ifade ederek, yeterli olmadıklarını düşündüklerini söyledi. Eko İnşaat Limited Şirketi Ortağı İbrahim Nursel Yaykıran, firmasının karayollarının ilk müteahhitlerinden sayılabileceğini, benzer nitelikte işleri sorunsuz teslim ettiklerini anlatarak, "Firma olarak davet edilseydik, bu işi yapabilecek kapasitedeydik" dedi. Garanti Koza Anonim Şirketi yetkilisi Murat Binak, firmanın 1950-1960 yılları arasında karayolları inşaatında faal olduğunu, ancak 1970’den sonra karayolu yapmadıklarını söyledi. Binak, ihaleye çağrılmadıklarını yadırgamadıklarını söyledi. Tanık olarak dinlenilen müteahhit Vedit Arığ, Emek İnşaat’ın ortağı Cuma Gürsel, Hasan Canpolat İnşaat’ın yetkilisi Belma Çelikoğlu, müteahhit Hüseyin Deliismail, Murtazaoğlu İnşaat’ın ortağı Mürsel Genç, ihaleye davet edilmediklerini, ancak ihaleye katılabilecek yeterliğe sahip olduklarını dile getirdiler. Duruşmada, dönemin Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Aydın Karaöz de tanık olarak dinlenildi. "8 YILDIR TÖHMET ALTINDAYIM" Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz alan sanık Yaşar Topçu, 8 yıldır töhmet altında olduğunu ifade ederek, "Böyle bir insanın adil yargılandığını kim söyleyebilir" dedi. Yüce Divan’ın verdiği kararın temyiz merciinin bulunmadığını, sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceğini anlatan Topçu, davanın daha fazla uzatılmadan karara bağlanmasını istedi. Topçu, deliller karşısında beraat kararı verilmesi gerektiğini, bir ceza verilmesi durumunda da cezaevinde yatmaktan korkmayacağını söyledi. Topçu’nun sözlerini uzatması üzerine Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Topçu’yu esasa yönelik savunma yaptığını, kendisinin de hukukçu olduğunu ve bunları bileceğini belirterek, uyardı. Davada başka tanık dinlenilmesine gerek olmadığını, dosyadaki belgeler ve bilgiler dışında belge ve bilgi edinilemeyeceğini savunan Topçu, "Yargılanmak beni rencide ediyor. Beni sanık sandalyesinde oturtarak cezalandırmak istiyorsanız, bu da bir yol. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan dava konusu olayla ilgili bürokratlar hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğine ilişkin belge geldi. Bu belge karşısında ortada suç olmadığı açık" dedi. Bunun üzerine Bumin, "İzin verin buna biz karar verelim. Delilleri toplayıp bir karar vereceğiz. Hem dava uzamasın diyorsunuz hem de aynı şeyleri tekrar tekrar söylüyorsunuz. Bırakın hangi delilleri toplayacağımıza biz karar verelim. Bunları esas hakkındaki savunmanızda yapın. Bütün bunları biz değerlendireceğiz" diye konuştu. "Davayı benim buradaki yarım saatlik konuşmam uzatmaz, ben bundan bahsetmiyorum. Savcı Bey diyor ki, şu şu da tanık olarak dinlenilsin. Ben bunların davayı uzattığını söylemek istiyorum" diyen Topçu’yu Bumin "Aynı şeyleri tekrar edip durmayın" diyerek uyardı. "BUGÜN DE DİNLERİZ YARIN DA" Bu sözler üzerine Topçu ile Bumin arasındaki diyalog şöyle gelişti: "Topçu: Siz beni dinlemek istemiyorsunuz? Bumin: Siz öyle mi algılıyorsunuz? Dinleyelim sabaha kadar buyurun, buyurun. Topçu: Tamam, vazgeçtim. Bumin: Anlatın, anlatın. Topçu: Dinlemiyorsunuz, anlatamam, vazgeçtim. Bumin: Size savunmanızı yapmanız için sonsuz süre veriyorum. Topçu: Vazgeçtim. Bumin: Bakın, bunlar tutanaklara geçti. Konuşmak istiyorsanız, buyurun, bugünde dinleriz yarın da... Topçu: Ben uzun uzun anlatmakla huzurunuzu işgal edecek bir insan değilim. Davanın sürdürülmesi beni rahatsız ediyor. Suç işledimse gidip yatayım. Ortada suç yok. Soruşturma Komisyonu’nda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine uygun olarak dinlenen tek bir tanık yok. Endişe ediyorum. Ben sanığım efendim, siz değilsiniz. Beni şikayet eden adamı tanık olarak dinliyorsunuz, endişeye neden bu... Devletin bakanları, başbakanları yalan söylemez. Ben de yalan söylemiyorum. Davanın bitmesi için benim söylemem gereken bir şey varsa söyleyeyim. Ama benden suçlamaları kabul etmemi istemeyin. Bumin: Yüce Divan’da bunu araştırıyor, ortada suç var mı yok mu? Merak etmeyin." Bumin’in ara kararı açıklamasının ardından da söz alan Topçu, sözleriyle heyeti ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını rencide etmek istemediğini, bazı endişelerini dile getirmek istediğini ifade ederek, özür diledi. Bumin de kendilerinin de böyle düşündüğünü söyledi.