Bülent Arınç'a cevap
Bülent Arınç'ın dün yaptığı açıklama, son birkaç yıl içinde sergilediği ümitsiz eylemler dizisinin sonuncusu oldu.
Bülent Arınç'ın dün yaptığı açıklama, son birkaç yıl içinde
sergilediği ümitsiz eylemler dizisinin sonuncusu
oldu.
Doğrusunu isterseniz, kabul edilemez suçlarını hatırlattığım
yazıdan sonra bir açıklama yapmasını bekliyordum. Ancak gelecek
açıklamanın bu kadar düzeysiz ve seviyesiz olmasını
beklemiyordum.
"Mektup olayına atlayan biri var. Süleyman Özışık.
Trolden de beter" diye başlayan TBMM antetli kağıt üzerine
yazdığı açıklamaya, benim 2012 ve 2013 yılında Fetullah
Gülen'i öven birkaç twit mesajımı da iliştirerek şunları
söylemiş:
Ey Süleyman Özışık!
Hem Fetö'nün a'dan z'ye tüm etkinliklerinin müdavimi olup,
internet sitelerinden fotoğraflarına kadar her şeyin reklamını
yapmışsın, hem de kalkıp beni diline dolamaya çalışmışsın. Ama işte
görülüyor ki beni diline dolayacağım derken, geçmişin ayaklarına
dolandı.
Yahu biraz olsun utanmaz mısın bayım?!
Evet, aslında utansa bu "bayım", utanma hasletine sahip
olsa yazmaz. Ama demek ki onun ve onun gibilerin şahsım üzerinden
gizlemek istedikleri kripto bir tarafları var. Belki de açığa
çıkmamak için şahsımı hedef gösterip "güya" hedef
şaşırtıyorlar"
Açıklama böyle...
Yıllar yılı bu ülkede pek çok makamda oturan bir "zat", bula
bula 2012 ve 2013 yıllarında yazdığım bir kaç twit üzerinden beni
kripto ilan edip affedilmez suçlarını perdelemeye çalışıyor.
Dibin de dibine vurmak böyle bir şey sanırım.
İzin veririrseniz bu noktadan sonra bu zatın şahsına seslenerek
cevap vermek istiyorum.
Sayın Arınç...
Bir çocuğun oyuncak bebeğine sarıldığı gibi, benim 2012 ve 2013
yıllarında yazdığım twitlere sarılmak sizi ziyadesiyle gülünç
duruma düşürmüş.
Çünkü ben, AK Parti ile Gülen örgütü arasında "dershane"
tartışması başladığı andan itiraben, yani 17/25 Aralık'tan çok
önce, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte bu yapıya savaş ilan
etmiş biriyim,
Bir de size bakalım...
2014 yılının şubat ayında, yani 17/25 Aralık darbesinden 2 ay
sonra, Erdoğan'ı darbeyle indirip hapse atmak isteyen Fetullah
Gülen hakkında bakın neler söylüyorsunuz:
"Fethullah Gülen'i Hocaefendi'yi tartışmanın merkezinden çıkarmak
gerekiyor. Ona olan saygım da halen devam ediyor. Bugüne
kadar ki öğretisiyle, konuşmasıyla, yaşantısıyla ve tarzıyla
Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler
yapmamak gerektiğini düşünüyorum."
Devam...
Zaman gazetesine el konulmasından sonra Fetö medyasını savunduğunuz
2014 tarihli açıklamanız:
"Bizzat cemaatin çıkardığı bir gazete ve bunlar belli bir
şekilde de satılıyor. Takdir ediyoruz, okuyoruz. Benim de halen
evime geliyor, abonesiyim, aboneliğimi de kesmedim. 'Neler
yazıyorlar, bir bakalım' diye biz de okuyoruz."
Devam...
"Bu yapıya silahlı terör örgütü deniliyor. Sizin görüşünüz
nedir?" diye soran Fetö medyasına bağlı
muhabire verdiğiniz cevap: "Hani silahlı terör örgütü,
silahlar nerede?"
Devam...
CNN Türk'teki açıklamanız:
"Yapılan operasyonları ve yaşanan tutuklanmaları
izlediğimde... Hani imkanım olsa cübbemi giyip bu kişileri
mahkemede savunacağım!"
"Gelin nemrudu birlikte devirelim" diyerek Erdoğan'a hakaret
ve tehdit yağdıran, MİT tırları operasyonu ile devletin mahrem
bilgilerini dünyaya servis eden Can Dündar isimli haini
savunduğunuz günleri bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Bize geçmişinizi unutturamazsınız Sayın Arınç!
Siz, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde bile Fetö'ye tek laf edememiş
birisiniz. Ancak 18 Temmuz'da "Bunların terör örgütü olduğunu
yeni yeni anlıyorum. Bana ahmak diyebilirsiniz" demiş
birisiniz.
Siz, 15 Temmuz şehitlerinin ve gazilerinin evlerine gidemeyen,
sokakta başı dik gezemeyen, halkın nazarında özgül ağırlığı dibe
vurmuş birisiniz.
Allah beni sizin durumunuza düşürmesin!
2012-2013 yıllarındaki twitler üzerinden açıklama yaparak ve beni
twitter'da engelleyerek size sorduğum sorulardan kaçamazsınız!
Tekrar soruyorum, cevap verin Sayın Arınç:
17/25 Aralık sonrası çıktığınız TV programı sonlandıktan
sonra kameranın kayıttan çıktığını sanıp çevrenizdekilere,
"Merak etmeyin, ben Başbakan olduğumda herşey çok farklı
olacak" dediniz mi?
Birileri Erdoğan'ın aldığı kararları size ilettiğinde, "O kendi
işine, kendi kasetlerine baksın" dediniz mi?
7 Haziran sonrası CHP ile koalisyon kurmak için çırpınıp, "Bu
koalisyon kurulduktan sonra birilerine Yüce Divan yolu
görünecek" dediniz mi?
"Bu parti Tayyip'in partisi değil, bizim de bir özgül
ağırlığımız var. Ben hala kral çıplak demedim" diyerek
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tehdit ettiniz mi?
Ve en önemlisi...
Kızınız hala Fetullahçı terör örgütünün mütevelli heyetinde mi
değil mi?
Biz bu soruların cevabını istiyoruz. Bunun dışında Erdoğan'dan af
dileyip dilemediğiniz bizi zerre-i miskal ilgilendirmiyor.
Milletten özür dileme meselesine gelince...
Siz millet nazarında ölüsünüz ve ölüler özür dileyemez.