Bülent Arınç ne yapmaya çalışıyor?
Bülent Arınç'ın gözümdeki ve gönlümdeki yeri her zaman başka oldu. Hak yemez, haram kabul etmez, hak yolunda bir isim olduğuna inandım, bu inancımı bugün de koruyorum.
Bülent Arınç'ın gözümdeki ve gönlümdeki yeri her zaman başka
oldu. Hak yemez, haram kabul etmez, hak yolunda bir isim olduğuna
inandım, bu inancımı bugün de koruyorum.
Hitabetine hayran olduğum isimlerden biriydi. 2001 yılından bu yana
ekran karşısına geçip kimi zaman hayranlıkla, kimi zaman ağzım açık
şaşkınlıkla izledim.
AK Parti iktidarında sadece bir kez kendisini eleştirdim.
7 Haziran seçimleri öncesinde Melih Gökçek ile girdiği polemik
sonrası, "Muhalefetin AK Parti'ye 13 yılda veremediği
zararı Sayın Arınç 13 dakikada vermeyi başardı"
demiştim.
Bu konudaki inancımı da aynen koruyorum.
Sayın Arınç 7 Haziran sonrası siyasi hayatına nokta koyacağını
açıkladığında, "Zamanı geldiğinde çekilmeyi bilecek kadar
erdem sahibi biri" diye düşünmüş ve şahsına olan saygım
daha da artmıştı.
Lakin şu sıralar kendisini şaşkınlık içerisinde
izliyorum.Konuştuğunda çevresindeki herkesi büyüleyen adamdan eser
yok. Sözün şehvetine kendini kaptırmış, eski dava arkadaşlarını
kurşundan kelimelerle vurmaktan haz alıyor gibi bir hali var.
Bir yanlış anlaşılma olmasın diye iki konuya açıklık getireyim.
1 - Bülent Arınç'ın CNN Türk'te yaptığı ilk
konuşma nedeniyle yapmıyorum bu eleştiriyi. Daha sonra ardı ardına
yaptığı sayfalar dolusu yazılı açıklamalar nedeniyle yapıyorum.
2 - Arınç'ın "Paralel Yapı ile mücadelede
suçu günahı olmayan bazı insanların hayatı karartıldı"
görüşüne imzamı atarım. AK Parti'nin içine konuşlanan bazı
cellatlar, makamına göz diktiklerini "Paralel"
yaftasıyla koltuklarından ettiler. Parasına göz diktiklerini
"Kripto" iftirasıyla soyup soğana çevirdiler.
Bu konuda kendisine söyleyecek bir tek lafım bile olamaz.
Ancak diğer konularda yaptığı bazı açıklamalar var ki bunların
muhakkak konuşulması gerekiyor.
Farzı misal...
Her fırsatta 40 yıllık siyasetçi olduğunu dile getiren Arınç, bu 40
yıllık dönem içinde atlattığı badireleri ve elde ettiği başarıları
kimi zaman mütevazilik sınırlarının dışına çıkarak dile
getiriyor.
Refah ve Fazilet Partisi'ndeki mücadelesini, AK Parti'nin
kurucularından biri olmasını, Meclis Başkanı koltuğuna oturmasını,
parti içinde ve devlet kademesinde büyük görevler yapmasını bal
reklamlarındaki gibi anlata anlata bitiremiyor.
Son konuşmasının bir yerinde, "Erdoğan siyasi yasaklıyken
ben şu görevlerdeydim" dediği bile oldu. Kendisine
haksızlık etmek istemem ama bu açıklamaya benim itirazım var.
Hiç kıvırmadan şunu kabul edelim.
Hepimiz Erdoğan'ın arkasına saklanmış, onun sayesinde kabadayılık
yapan korkaklarız!
Askeri darbelere, yargı ve polis cuntasına, iş dünyasının kalantor
vesayetçilerine, gezicilere ve paralelcilere eğer bugün meydan
okuyabiliyorsak bunun nedeni Erdoğan'ın sağlam iradesidir.
E Muhtıra olayında Abdullatif Şener gibiler partilerini bırakıp
kaçarken, Abdullah Gül, "Gerginlik olmasın, ben
cumhurbaşkanı adayı olmayacağım" diye geri adım atarken,
yumruğunu masaya vurup askere meydan okuyan Erdoğan'dı.
Gezi ayaklanması sırasında Erdoğan'ın çelikten iradesi olmasa bugün
Türkiye olarak korkunç bir noktaya savrulmuş olacaktık.. O gün iki
bacağının üzerinde tir tir titreyip, "Gençler mesajınız
alındı" diyenleri kimse unutmadı. Erdoğan olmasa ortada ne
Arınç, ne Gül, ne de AK Parti kalmış olacaktı.
17/25 Aralık darbesinde herkes teneşir uykusundaymış gibi sessizken
"Ben bu ülkeyi size bırakmam" diyen yine
Erdoğan'dı. O olmasa Fethullah Gülen bugün ülkeyi idare eden adam
olacaktı.
Buradan şuna geleceğim...
Arınç siyasi başarılarından bahsediyor bahsetmesine ama hiç kusura
bakmasın. AK Parti'ye oy verenlerin tamamına yakını partiye değil,
Erdoğan'a oy veriyor. Erdoğan olmasa Arınç Meclis Başkanlığı,
Başbakan Yardımcılığı gibi görevleri rüyasında bile göremezdi.
Erdoğan olmasa, Fazilet Partisi'nden sonra eski milli görüşçü
olarak tarihteki yerini almış olacaktı.
Arınç'ın şunu anlaması gerekiyor.
AK Parti Arınç sayesinde değil, Arınç AK Parti sayesinde büyüdü. AK
Parti Arınç'sız yüzde 49.5 alabilecek kadar büyük ama AK Parti
yoksa Arınç sadece bir bireydir. Belki de Manisa'da tek başına
bağımsız seçimeleyecek kadar özgül ağırlığı olan bir bireydir.
Hatırlatırım ki bu ülkede Erdoğan'dan önce postmodern darbe ile
koltuktan indirilen bir Erbakan Hoca vardı. Kendisi istifa
dilekçesini imzalarken meydanda ne Arınç, ne de bir başkası
vardı.
Kimsenin ağzından tek kelime dahi çıkmıyordu.
Erdoğan olmadan başarılı olabileceğine inanan nice siyasetçiler
gördü bu ülke. Parti kuran Abdullatif Şener, İdris Naim Şahin,
İdris Bal nerede?
Erkan Mumcu nerede? "Devleti ben yönetiyorum" diye
böbürlenen Mir Dengir Mehmet Fırat nerede? "Ben Erdoğan'ın
desteği olmadan da seçilirim" diyen Hakan Şükürler,
Ertuğrul Günaylar nerede?
Arınç'ın yaptığı 6 sayfalık açıklamada, "Unutulmamalıdır
ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha
bir çok hakikat gölgeleniyor" demesi basbayağı bir
tehdit..
"Bana ilişmeyin, yoksa daha çok şey anlatırım zorda
kalırsınız" diyerek aba altından sopa göstermek denir
buna...
Kendine çınar diyebilmek büyük bir ego gerektirir. Bir insanın
çınar olup olmadığına halk ve tarih karar verir. Eğer bir insan
bunu kendi kendine söylüyor, kendini büyük makamlarda görüyorsa
bunun adı kibirdir.
O zaman sorarlar adama...
Siz AK Parti'de 13 yıl boyunca bu yanlışlar yapılmasına rağmen mi
siyaset yaptınız? Madem AK Parti devlet ve millet aleyhine
sayılacak kararlar alıyordu, siz neden o zaman çıkıp konuşmadınız?
Neden, "Ey ahali, vicdanım rahat değil. bu partide şu
oyunlar dönüyor?" demediniz Sayın Arınç? Bu yanlışlar
yapılmasına rağmen mi 1 Kasım zaferinde balkona çıktınız?
"Dün neden sustunuz, bugün neden kustunuz" diye
sorarlar... Sorarlar ve cevabını veremezsiniz. Kadir kıymetiniz
kalmaz, sıradanlaşırsınız.
Sayın Arınç'a haddimi, hududumu aşmadan şu öneride bulunmak
isterim.
Siyaseti bıraktıysanız köşenize çekilin. Köşenize çekilmeyecekseniz
buyurun siyasete geri dönün. Ama "Ben davamı
savunuyorum" derken ülkenin şu zor zamanlarında kendi dava
arkadaşlarınızı hedef haline getirmeyin.
Eğer davanızı savunacaksanız savunacağınız adres Doğan Grubu
olamaz, olmamalı... Her fırsatta dava arkadaşınız olan Erdoğan'a ve
onun üzerinden milli ve manevi değerlere saldıran CNN Türk dava
savunulacak adres değil.
Son söz...
AK Parti seçmeni her şeye rağmen sizi geçmişte yaptığınız güzel
konuşmalar ve güzel işlerle hatırlıyordu.Bugüne kadar her konuda
yanınızda, arkanızda oldular.
Özellikle de sosyal medyada...
Sizleri savunmak için mücadele verirken kağıda kaleme gelmez,
yakası açılmamış küfürlere maruz kaldılar. Önceki gün
"Troll-Trolliçe" diyerek size destek veren bu dava
kardeşlerinizi kahrettiniz. Onlara küfredenleri ise güldürüp mutlu
ettiniz.
Çok ama çok ayıp ettiniz!