TİM Başkanı Oğuz Satıcı, ihracattaki artışa rağmen ihracatçıların bu yıl gerekli karı üretemediğini söyledi.
Abone olTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, ihracattaki artışa rağmen ihracatçıların bu yıl gerekli karı üretemediğini söyledi. Satıcı, ihracat rakamlarının açıklandığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, 2003 yılında ihracatın yüzde 32,4 artarak 47 milyar 891 milyon dolara ulaştığını, Aralık ayı ihracatının da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 51 artarak 4 milyar 911 milyon dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi. Her şeye rağmen bardağın dolu yanından bakarak Türkiye'nin geçen yılı şanslı atlattığını ifade eden Satıcı, ancak 2003'ün gündeminde olan temel problemlerle bu yıl da karşı karşıya olduğunu söylemenin mümkün olacağını belirtti. Satıcı, şunları kaydetti: ''Gönül isterdi ki ihracatçımız bu büyüklükte bir artış sonrasında optimal karlar elde edebilsin. Ama maalesef veriler gösteriyor ki bu yıl gerekli karı üretemedik. 2004'ün daha fazla kar edebileceğimiz, daha fazla vergi üretebileceğimiz, bu yolla daha fazla yatırım yapıp daha çok insanı istihdam ederek Türkiye ye daha çok katkı yapabileceğimiz bir yıl olmasını diliyoruz.'' Türkiye'nin 2002'nin 3 Kasım gününden beri çok önemli bir fırsatı yaşadığını, Türkiye'nin seçimlerden bu yana daha güvenli, daha istikrarlı bir ülke olduğunu ifade eden Satıcı, istikrarın kaynağında IMF ile yapılan stand-by anlaşmalarına uymak konusunda kararlı davranılması ve temel meselelerde taviz verilmemesinin yattığını belirtti. GÜVEN TELKİN EDEN GÜNLER Satıcı, ''Bıçak sırtında yol alıyor olmamıza rağmen ülkemiz, tek parti hükümetinin hızlı ve güçlü karar alma becerisi sayesinde, son 10 yılın en güven telkin eden günlerini yaşamaktadır'' dedi. Satıcı, dileklerinin, istikrarın kesintisiz bir biçimde devam etmesi, 2004 yılında ülkeye ve kendilerine duydukları güvenin artarak sarsılmaz bir inanca dönüşmesi ve bu inancın Türk toplumunun bütün fertlerini gururla motive etmesi olduğunu dile getirdi. Bugüne değin istikrarın ve güven ortamının sağlanması yolunda atılan adımlar devam ederken, ortaya çıkan krizlerin en az hasarla atlatıldığını ve doğru yönetildiğini söylemek mümkünse de AB uyum yasaları için atılan görkemli adımların dışında hükümetin, ekonomik alanda henüz gerçek anlamda hiçbir yapısal reforma başlayamadığını savunan Satıcı, bu manada 2004'ün pekişen güven ortamında iktisadi alanda temel yapısal problemlerin çözülmesi için hızlı ve gerçek adımların atıldığı bir yıl olmasını dilediklerini kaydetti. Satıcı, Türkiye'nin rekabet gücünün arttırılması, girdi maliyetlerini geri çekip yatırım ortamını düzeltmek ve yatırım yapmak isteyenleri özendirmek gerektiğini, bunun sihirli anahtarının da kar olduğunu söyledi. Satıcı, ''Türkiye'yi önümüzdeki beş yıl içinde ortalama yüzde 6-7 büyüyen bir ülke haline getirmek gelecek nesillere tarihsel borcumuzdur'' dedi. EN TEMEL MESELE KAMUNUN REFORME EDİLMESİDİR Yapısal sorunların temelinde kamunun büyüklüğü, hantal ve verimsiz çalışıyor olmasının geldiğini, kamuyu bir an önce küçültmek ve devletin asli görevlerine dönmesini sağlamanın şart olduğunu dile getiren Satıcı, ''Benzetme yerinde ise bu büyüklükte bir filin bindiği sandal sağlıklı yüzdürülemez. Bu anlamda 2004'ün en temel meselesi kamunun yeniden ele alınması sağlıklı bir tartışma ve mümkün olan maksimum mutabakatla reforme edilmesidir'' değerlendirmesinde bulundu. Kamunun küçülmesiyle hafifleyerek süratleneceklerini belirten Satıcı, kayıt dışı ile gerçek bir mücadelenin başlatılmasını istediklerini söyledi. Satıcı, ''Böylece kayıt dışı olanın kayıt altında olanın sırtından geçinmesi son bulacaktır. Biz vergimizi Türkiye vatandaşı olduğumuzun bilinci ve onuru ile seve seve veriyoruz. Vergi vermenin kutsal bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda biz inanıyoruz ki vergi tabanın genişletilmesi gerçek vatandaşlık tabanın genişletilmesidir'' diye konuştu. Türkiye'nin ihracatçı firmalarının rekabet şartlarının bir çoğunu kaybettikleri bir ortamda dahi girişimcilikleri, ataklıkları, risk alma ve riski yönetme kabiliyetleri, firmalarını verimlilik ortalamalarının hayli yüksek olması nedeni ile pazar kazandıklarını ifade eden Satıcı, izlenen para politikalarına ve diğer olumsuzluklara ve hatta karsızlığa rağmen ihracatçıların gerçekleştirdikleri yüzde 32'lik artışın bu tespitlerinin kanıtı olduğunu vurguladı. Satıcı, para politikalarına yönelik itirazlarının temelinde yalnızca ihracatçıların rekabet sorunlarının değil aynı zamanda Türkiye'nin geleceği hakkında duydukları kaygı ve hassasiyetlerin olduğunu anlattı. ENFLASYONLA MÜCADELE Enflasyonla mücadelenin gerçekçi ve akılcı hedefler koyarak olacağına işaret eden Satıcı ''Biz bu ülkenin enflasyonla mücadeleyi ihracatını geliştirerek sürdürebileceğinden eminiz. Bu nedenle 2004'ün, enflasyon rakamları kadar ihracatın ithalatı karşılama oranının da dikkate alınacağı bir yıl olmasını diliyoruz'' dedi. Komşu ülkelerle ticareti genişlettiklerini bildiren TİM Başkanı Satıcı, bu noktada üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapabilmenin yolunun bir an önce açılması gerektiğini kaydetti. Satıcı, Gümrük Birliği'nin bu konuda getirdiği kısıtın ciddi bir haksızlığa yol açtığını, önümüzdeki dönemde AB ile olan ilişki ve müzakerelerde bu sorunun masaya mutlaka konulması ve bu konuda ısrar edilmesi gerektiğini söyledi. TİM Başkanı, ''Değer zincirinde daha ileri adımlar atabilmek için; teknoloji ve ar-ge meselesini, fark yaratma ve markalaşma meselesini, bir yandan uluslararası seviyede tedarikçilik yapmaya devam ederken öte yandan perakendeciliğe geçişin sağlanabilmesi için gerekli know-how ve olanakların yaratılması meselesini önümüze ulusal bir mesele olarak koymak ve bu konuda ulusal düzeyde seferber olmak zorundayız'' dedi. Türkiye'nin önceliklerini doğru seçmek ve kaynaklarını önceliklerine göre kullanmak zorunda olduğunu belirten Satıcı, ''Türkiye kaynaklarını bu noktada seferber etmek durumundadır. Bizim bu anlamda kaynak yaratan kaynak kullanımından başka seçeneğimiz yoktur'' diye konuştu.