BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Bu yazıyı Fenerliler okumasın

Galatasaraylı Hasan Cemal duygularına yenik düştü ve Fenerlilerin okumasını istemediği bir yazı yazdı.

Abone ol

Fanatik Galatasaraylı Milliyet yazarı Hasan Cemal derbinin heyecanına kendini fazlasıyla kaptırdı. diyen Cemal Cimbom'a övgüler dizerken, ezeli rekiplerine de meydan okudu.



Yazı: Hasan Cemal
Kaynak:

Hiç belli olmaz, futbol bu. Top yuvarlıktır! Boşuna dememişler, futbolun adaleti olmaz diye...
Hatırlayın, daha bir hafta önce Fenerbahçe kendinden ne kadar da emin çıkmıştı Vestel Manisa deplasmanına.
Ne oldu? Beş yedi!
Tıpkı bir yıl önceki Türkiye Kupası finalinde Galatasaray'dan yediği gibi, beş gol birden...
Rüştü'nün kalesinde gördüğü beşinci golün haberi gelince neler hissettiğimi buraya yazamam, Fenerli dostlar kızar!
Benim işim siyaset.
Yıllardır siyaset izler, siyaset yazarım. Siyaset yazmak, futbol yorumlamaktan daha kolay.
Kıvırabilirsin!
Ama futbolda bu yok. Çünkü 90 dakikanın sonunda skor levhası yazar sonucu. Yani tâkke düşer kel görünüverir.
Bugünlerde başka yerlerdeyim. Kafayı toparlamak zorlaştı.
Kıpır kıpırım.
İçimde bir heyecan dalgası, karnımdan, kasıklarıma doğru gitgide yükseliyor. Stres halleri gelmiş durumda...
Derbi heyecanı!
Ama bu seferki bir başka...
2000 yılı baharında, Galatasaray'ı Avrupa şampiyonluğuna taşıyan Leeds ve Arsenal maçlarında da öyleydi. Avucumuza kadar geleni kaçıracak mıyız duygusunun yarattığı büyük gerilimi o zaman iliklerime kadar hissetmiştim.
Hele o Leeds maçındaki Hakan'ın golü! Tam bir Hakan klasiği idi.
Topu kalenin önünden sağa doğru kaçırırken, ince bilek hareketleriyle bir çalım, iki çalım, eyvah pozisyon gitti derken, sağ ayağıyla çıkardığı müthiş şutun kalecinin uzanamayacağı köşede füze gibi patlamasıyla nasıl bir duygu fırtınasına tutulmuştum Leeds stadında...
İyi ki Hakan var!
Üstelik yükselişte...
Anlaşılan, Hakan Şükür bizi bırakmadıkça, biz onu bırakamayacağız.
Nasıl bitecek bu maraton?..
Soluk soluğa geldik buraya. Parasız pulsuz, bin bir olumsuzluk ve güçlükle boğuşarak zirveye tırmandı Erik Gerets'le aslanları...
Hasan Şaş, kart sınırındaydı Çaykur Rize maçı öncesi. Bir yerde tesadüfen rastladım.
Taraftar heyecanıyla:
"Aman Hasan kardeşim sarı kart görme, sonra Fener maçında cezalı duruma düşersin."
"Merak etme abi!" dedi sempatik haliyle, "Kafamızda bir tek o maç var. Allah'ın izniyle Fenerbahçe'yi devirip şampiyonluğumuzu Saraçoğlu'nda ilan edeceğiz."
İnşallah.
Dikkat ettim, sahadaki o korkutucu, deli bakışlarından eser yoktu, güleryüzlüydü. Hasan Şaş'ın bu sezondaki çalımları, ortaları, asistleri, olağanüstü çalışkanlığı ve mücadele gücü bana büyük bir futbol keyfi verdi. Ya da 'Ribery acısı'nı unutturdu.
İyi ki varsın Hasan Şaş!
Yarınki derbiyle ilgili ne kadar haber, yorum varsa okuyorum. Mustafa Denizli, "Yüzde 51 Fenerbahçe!" demiş... Hadi bakalım göreceğiz.
Taraftar hiç değişmez. Bencildir. Gözü hep tabeladadır. Hiç kaybetmek istemez. Ayrıca bir gol, bir galibiyet, bütün günahları bir anda unutturur.
Kıpır kıpırım, evet öyle.
Televizyonda Adnan Polat'ın basın toplantısı. Güvenlik önlemlerini anlatıyor.
Ürkütücü!
Florya'dan Saraçoğlu stadına gidiş... Koridordan soyunma odasına kadarki bölüm... Dijital kameralarla kayıt! Soyunma odasından sahaya çıkış... Teknik direktör ve yedek kulübesine dönük önlemler... Tribünlerin kontrolü vesaire... Bilmem kaç bin polis...
Olacak şey mi?
Savaşa mı gidiliyor?
Derbiler, Attila Gökçe'nin dediği gibi futbol şenliği olmalı, savaş arenası değil...
Hakan'la Song'un sakatlık haberleri önce yüreğimi hoplatıyor. Ama ikisi de oynayacak.
Mondragon-Song-Tomas...
Cimbom zirveye tutunduysa, bu üçlünün emeği herhalde unutulamaz.
Keşke Ümit Karan da olsaydı. Bir o, bir Necati, attıkları gollerle Galatasaray'ı bu güç sezonda zirveye taşıdılar.
Gerilim, stres!
Her Fener derbisinde olur.
Ama nedense bu seferki, bu derbininki farklı. Bakıyorum, herkes bu maçı konuşuyor. Sanki bütün Türkiye yarınki maça endekslenmiş durumda.
Alex, Anelka, Tuncay...
Kilitleyebilecek miyiz bu üçlüyü?
Saraçoğlu'na giderken bizim üç puan önde olmamız avantaj mı, yoksa...
Kıpır kıpırım.
Hasan Şaş'ın sağdan ortasına, Hakan Şükür kule gibi yükseliyor, bir an havada, yükseldiği yerde öyle kalır gibi oluyor, ve bir kafa darbesiyle ampul takar gibi zafer golünü buluyor, 90 artı 1'de Galatasaray...
Normal mi bu?
Fanatik miyim yoksa?...
Bu heyecan hiç bitmesin! Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti de sonsuza kadar devam etsin.
Ama futbolun güzellikleriyle yaşansın.
Futbol şenlik olsun, savaş değil.
Haydi Cimbom, tüm Galatasaraylıların yüreği senin için atıyor, yarın tek yürek arkandayız.