Bu yazarlar çok can yakacak!
Bazı okurlar, "Epeydir televizyonlara çıkmıyor, konferanslara gitmiyorsun, hayırdır?" diye soruyor...
Bazı okurlar, "Epeydir televizyonlara çıkmıyor,
konferanslara gitmiyorsun, hayırdır?" diye
soruyor...
"Bir hayalim vardı. Elime şöyle bir imkan geçse
de devletine, milletine, bayrağına ve toprağına sadakatle
bağlı yeni yazar adayları yetiştirsek diyordum nice
zamandır. 6 aydır o hayalimi gerçekleştirmekle
meşgulüm" diye cevap veriyorum onlara.
Kafanızı şişirmeyeceksem, beni çok mutlu eden bu çalışmayı sizinle
de paylaşmak istiyorum.
Hafta sonları şehir şehir koşturuyorum. Üsküdar, Esenler, Gebze ve
Gemlik'te açtığımız "Yazarlık Okulu"na
başvuran yüzlerce genç kardeşime yazı yazmanın püf noktalarını
anlatıyorum. Şöyle:
6 haftalık bir kurs düşünün.
Bu 6 hafta içinde, yazıya atılan başlığın öneminden, giriş
bölümünün nasıl olması gerektiğine, yazıda nerelerde es verilmesi
gerektiğinden, finalin hangi yöntemlerle yapılması gerektiğine
varıncaya kadar her şeyi en ince detayına varıncaya kadar
anlatıyoruz.
Sadece köşe yazısı konusunda değil verdiğimiz eğitim.
Facebook, Twitter yazarlığı konusunda bilmeleri gerekenleri,
kısacık bir cümle ile neler yapılabileceği üzerine çalışıyoruz.
Bir başka çalışma daha yapıyoruz.
Kulağa aşina gelen bir cümleyi, 5 farklı şekilde farklı
kelimelerle nasıl yazmamız gerektiği üzerine de çalışıyoruz.
Tabi sadece anlatmakla yetinmiyoruz.
Üçüncü haftadan itibaren her hafta kursiyerlerimize birer yazı
ödevi veriyoruz. Mesela, "Gelecek hafta herkes kadına
şiddet, taciz ve tecavüz konsunda bir yazı
yazacak" diyoruz.
Ya da vatan gibi, bayrak gibi, Mehmetçik gibi konularda
düşündüklerini yazıya dökmelerini istiyoruz.
Yazar adayları her hafta mikrofonu eline alıyor, yazılarını genç
kalem arkadaşlarının karşısında okuyor. Okumayı bitirdikten sonra
arkadaşları öneri ve eleştirilerini sıralıyor. Biz de nerede yanlış
yaptığını satır satır anlatıyoruz.
6 haftanın sonuna geldiğimizde "Sertifika
Dağıtım" töreni düzenliyoruz.
Sertifika törenine istedikleri bir bakanı, bakanla beraber
bölgedeki önemli siyasi isimleri ve STK temsilcilerini davet
ediyoruz. Ayrıca aile fertleri de bu gurur gününde onların
karşısında oturuyor.
Bugüne kadar düzenlediğimiz sertifika törenlerine İçişleri Bakanı
Sayın Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet
Özhaseki katıldı.
Bin, bin beş yüz kişilik salonlarda yapılan
"Sertifika” törenlerinde bütün televizyon
kanalları ve ajanslar hazır bulunuyor. En başarılı
öğrenciler sahneye çıkarak alkışlar arasında yazdıkları
yazıları okuyor.
Başarılı olan öğrenciler, sertifikalarını bakan veya bölgenin
önemli siyasi isimlerinin elinden alıyor.
Şimdi birileri "Sen iktidarı savunacak yazarlar
yetiştiriyorsun" diyebilir.
Hayır.
Gerçekten hayır...
Bugüne kadar kursumuza katılan yaklaşık 400 öğrencimiz de bu konuda
bana şahitlik edecektir. Kursun ilk dersinde üç önemli kural
belirliyor ve "Bu kurallara uymayacak arkadaşlarımız
aramızda bulunmasın" diyoruz.
O kuralları sizinle de paylaşmak istiyorum.
1- Yer küre üzerinde zulmün tezgahından geçen
veya haksızlığa uğrayan kim varsa... Diline, dinine, rengine,
ırkına, milliyetine ve cinsiyetine bakmaksızın onların hakkını ve
hukukunu savunmak sizin namus görevinizdir.
2- Herkesi memnun etmek, sadece ahmakların
hayalidir. Güç için, çıkar için, şan ve şöhret için birilerini
memnun etmeye çalışmayın. Memnun etmeniz gereken Allah'tır.
Yazarken, Allah'ı unutmayın!
3- Daima ama daima devletinizden yana,
milletinizden yana, bayrağınızdan ve toprağınızdan yana olun.
Zalimden yana değil, mazlumdan yana olun. Güçlünün yanında değil,
haklının yanında olun. Yazılarınızda sizin gibi düşünmeyenleri
ötekileştirmeyin. Hatta onların fikirlerini özgürce
söylemeleri için alan açın.
Bu üç kural, "Yazarlık Okulu"muzun kırmızı
çizgisi oldu.
Bu çizgiyi aşanları veyahut aşmaya çalışanları bir an düşünmeksizin
aramızdan ayırıyoruz. Irkçılık, kavmiyetçilik, cinsiyetçilik
veyahut bölücülük yapanları derhal kapı dışarı ediyoruz.
Ha bu arada, söylemeyi unuttum. 6 haftanın sonunda
kursiyerlerimizi kendi başlarına bırakmıyoruz tabi.
"www.yazarokulu.org" isminde bir internet
sitesi kurduk. Bu genç kardeşlerimiz yazılarını orada
paylaşıyor.
Ayrıca “whatsapp” üzerinden kurduğumuz
gruplarda da bu kardeşlerimiz yazılarını paylaşıyor, sınıflarda
yapılan eleştiri ve öneriler bu kez “whatsapp”
üzerinden aynen devam ediyor. Yani anlayacağınız, bir nevi uzaktan
eğitim veriyoruz.
Bir de güzel bir haber vereyim.
“Yazarlık Okulu” projesi günden güne büyüyor. Pek
çok il ve ilçeden ve hatta STK’dan talepler geliyor. Türkiye’nin
önde gelen yazar ve televizyoncularının oluşturduğu bir grupla bu
okullarda da eğitim vermeye hazırlanıyoruz.
Size şunu söyleyeyim.
Hem vallahi hem billahi... Bu "Yazarlık
Okulları"ndan öyle kalemler çıkıyor ki alıp Türkiye'nin en
çok satan gazetesine koysanız, zerre-i miskal sırıtmaz. Allah nasip
ederse, önümüzdeki dönemlerde bu kalemleri en iyi yerlerde yazarken
göreceksiniz. Buna bütün kalbimle inanıyorum.
Zaten önümüzdeki aylarda onların etkisini sosyal medya üzerinden de
hissetmeye başlayacaksınız.
Çok can yakacaklar!
Can Dündar gibi ajanların, Fetö ile iş
tutan hanilerin çanlarına ot tıkayacaklar. Ve milli
yazar nasıl olunurmuş, herkese gösterecekler inşallah!