Serdar Turgut, hep başka gazetecileri eleştirdi. Bazı yazarları çok sıkıcı bulan Turgut, bir başka yazarı daha sıkıcı buldu. Kim mi? İşte Turgut'un sıkıcı bulduğu yazar:
Abone ol Serdar Turgut, S"ağlık problemleri için mi, yoksa başka sorunlar için mi?" bilinmez, yoga ve meditasyona başlamış. Tabi bu tür yöntemlerin bilinen en büyük özelliği (Pek yapmasak da bazı arkadaşlardan duyuyoruz) kişiyi kendi ruh haliyle içi içe bırakması. Yani Turgut'un da dediği gibi "Kişiyi ken içindeki "BEN"le baş başa bırakmması"... Serdar Turgut kendi kendisiyle baş başa kaldı. isimli yazı, Turgut'un ne kadar sıkıcı biri olduğunu gözler önüne serdi....Yazı : Serdar Turgut
Kaynak :
Son günlerde alternatif tıp diye bir şey çıktı. Aspirin almalı mı almamalı mı, ceviz mi yemeli yoksa fındık mı, ne tür çay içersek 150 yaşına kadar yaşarız, reiki ile ebedi yaşama ulaşılabilir mi, yoga yapılarak kilo verilebilir mi, türünden sorular her yerde tartışılıyor bu aralar...
Geçenlerde bir arkadaş bana meditasyon yapmamı da önerdi. Yapmakta olduğum görev nedeniyle beni sakinleştirebilecek meditasyon şeklinin henüz daha keşfedilmediğine inandığımı söyledim ona. Sonra da, auummmmmmmm sesini çıkaracak mıyım meditasyonda, diye de sordum. Meditasyonun böyle şeylerle alakası olmadığını, aslında bütün gücün, enerjinin benim içinde bulunduğunu (ne yani ben 'Jedi miyim' sorusunu Rana'dan korktuğum için sormadım) meditasyonun da içimdeki benle tanışmama yol açacağını söylediler bana. Bunu duyunca bir anda aklıma Woody Allen geldi ve 'peki içimdeki benimle tanıştığımda ya ondan hoşlanmazsam, ya daha da sinirlerim bozulursa' diye sordum, sohbetimizin bu aşamasında artık bizi dinlemekte olup da sabrı tükenmiş olan Rana'nın sessiz uyarılarıyla (evet o bile bazen sessiz olabiliyor) kendime geldim. Çünkü işi uzatacaktım, zira bir anda mizah yazarı kimliğime bürünmüştüm. Sohbetin o aşamasında sohbette değildim artık, komedyenliğe başlamıştım.
Alternatif tıp konusunda biraz kötümser olmamı lütfen kınamayın, zira ben yıllardır aklınıza gelebilecek her harf kategorisindeki vitamini aldım, aspirin aldım, yeşil çay içtim, tıbbın alternatif olanına çok uygun davrandım. Ama o arada tıbbın daha klasik olanını biraz ihmal ettim ve sonunda az daha ölüyordum. Şimdilerde yine günde 8 hap alıyorum. Sadece bunlarda alfabedeki harflerin adı yok, ne işe yarıyorlar onu da tam bilmiyorum. Benim yaş grubumdaki tüm
erkek arkadaşlar bu hapları tanıyor, biliyor hatta hapçı yaşlı erkekler kulübü bile kurabiliriz bir araya gelmeyi başardığımız takdirde. Ama bir araya gelmeyi de başaramayacağız biliyorum, çünkü bu arkadaşların bir bölümü gazeteci. Gazetecilerin herhangi bir konuda anlaşmaları mümkün değildir.
Durum böyleyken ben meditasyon dışında bir de yoga yapmaya karar verdim. İkisini aynı anda deneyeceğim, hatta reiki'yi de ekleyerek yoga-reiki-meditasyonunu aynı anda başaran hapçı yaşlı adam olarak dünya tarihine geçmeyi umuyorum.
Benim bir şüphem var; bu üçlüden en azından ikisinin birbiriyle çelişkili yan etkileri olduğunu ve bunları aynı anda deneyen bir insanın başına ummadığı işler geleceğini düşünüyorum. Yani bir gün ben bir hareketi yaptıktan sonra bir daha hiç çözülemeyecek şekilde düğüm olursam lütfen gelin beni ziyaret edin, hapımı yutmamda yardımcı olursanız, belki fotoğrafımı çekmenize de izin verebilirim. Benim merak ettiğim, sol ayağımı kafamın üstünden aşırarak yere oturduğumda yüksek sesle 'ummmmmmm' sesi çıkarıp çıkaramayacağımdır. Reiki hocamın içten tavsiyesi bu pozisyonu çok gazlı olduğum bir gün denemememdir. 'Neden', diye sordum ona 'bana yönelik bir tehlike mi söz konusu ki?' Reiki hocam düşünceli bir ifadeyle bana baktı ve 'Hayır ben daha çok bana yönelik tehlikeden korkuyordum' dedi. Ben de ona cevap olarak 'ummmmmmm' dedim ve içimdeki bene ulaştım. Şunu bilin ki içimdeki ben kesinlikle kafayı yemiş durumda. Kendisinin New York'ta ikinci cadde ile 90'ıncı sokak köşesinde yaşadığını sanıyor; hatta içimdeki ben, geçenlerde batıya doğru gidip Central Park'ta yürüyüşe bile çıktı. Şimdi de tutturmuş, illa da gece kulübe gideceğim diye. Bunun gideceği kulüp de eminim ki Hells Kitchen'dadır. Bu arada içimdeki ben, beni çok sıkıcı buluyor bunu da bilin...