BIST 9.726
DOLAR 34,66
EURO 36,40
ALTIN 2.948,87

Bu ülkede Erdoğan'ın rakibi var mı?

31 Mart yerel seçimlerinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin güven oylamasına çevrilmek istenmesi nedendir? Çünkü 'Yüzde yüz yerli,yüzde yüz milli' olan bu sistem nedeni Türkiye üzerindeki elleri kırılmaktadır.

Türkiye ekonomik sıkıntıda…

Doğru…

Peki sadece Türkiye’mi?

Batı dünyası…

Yıllardır böyle...

Biz sadece ülkemizin içine kapandığımız için dünyanın yaşadığı ekonomik sıkıntıları görmüyoruz!..

Nasıl kemer sıktıklarını, nasıl önlemler aldıklarını,nasıl eski ekonomik rahatlıktan vazgeçtiklerini  görmüyoruz!..

'Felaket tellallığı' yapanların gazına geliyoruz..

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sorunlar yarattığı algısı yaratanların  asıl rahatsızlığının bu yeni sistemin ‘Yüzde yüz  yerli, yüzde yüz milli bir yönetim biçimi’ olması nedeniyle Türkiye üzerindeki ellerinin kırılması olduğunu biliyoruz...

Artık kimin ne yaptığı tek merkezli olarak biliniyor!..

Yüzde yüz yeli yüzde yüz milli bir hükümet kabinesi var...

O nedenle  ABD, İngiltere ve Batı dünyası 31 Mart seçimlerinin  Recep Tayyip Erdoğan’a karşı son  şansları olduğunu çok  iyi biliyor!..

CHP,İYİ Parti,SP ve HDP'nin elele vermesi, PKK ve FETÖ'nun  AK Parti ve MHP'ye genel seçimmiş gibi  savaş açması  nedendir acaba?

Türkiye artık  ABD ve Batı'nın uydusu değildir.Ve Türk ekonomisini artık ABD, İngiltere  veya Batı aşıkları,onlardan icazet alanlar yönetmiyor!

'Yerli ve Milli genç  ve cesur  adam' olarak Berat Albayrak yönetiyor...

Türkiye artık namerde muhtaç değil dostlar!..

Bütün saldırıların nedeni budur işte!..

Türkiye’nin ne olursa olsun ekonomik bağımsızlığını ilan etmemesi için mücadele eden iç ve dış mihraklar olduğu açıktır...

Kemal Beyin 'siyasi akıl oyunlarının' çıkış adresleri CHP Genel Merkezi değildir.

Nafile  çabalar!..

Türkiye’de bütün bu saldırılara karşı bugün her alanda  müthiş bir ekonomik savaş veriyor…

Dur durak yok…

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TOBB ile 2,5 milyon istihdam oluşturmak  için harekete geçtiğini gördük..

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı takip ediyorum…

Her zeminde sahada…

Bakanlığının ilk gününden bugüne kadar geldiği yolculuğa bakın hiç abartısız büyük bir başarı öyküsü yazdığını görüyoruz..

Görmek istemeyenlerin  dertleri başka!..

Berat Albayrak Türk ekonomisini ayağa kaldırmak için  tarih yazıyor…

Her gün yeni bir değil iki, üç hamle…

Gece gündüzü ve boş günü yok..

Ve hakkını teslim edelim aldığı önlemlerle Türk ekonomisi için ‘CAN SUYU’ yolunu açtı..

Yani Türkiye bu ekonomik savaşı da yenecek..

Şöyle geriye bir dönelim…

Tüm dünyanın ekonomik kriz yaşadığı 2007 Aralık, 2008 Şubatında Türkiye’de herkes korku içindeyken çıkıp “Türkiye bu krizi teğet geçecek” diyen kimdi?

Recep Tayyip Erdoğan..

Peki  ‘Atma’ diye dalga geçenler kimlerdi?

Kemal Beyler!..

Peki ne olmuştu?

Türkiye’ye kriz uğramadı bile…

Yani teğet geçti...

Ama felaket tellallığı yapan Kemal Beylerin yüzü kızarmadı?

Bugünde  kriz üzerinden vurmaya çalışıyor!..

Soralım bugün ekonomik olarak sorun yaşamayan Avrupa’da hangi ülke var?

İtalya mı, İspanya mı, Fransa mı, Almanya mı?

Gidip görün!..

Hani bugün ülkemizde  tanzim satış kuyruklarını siyasete malzeme yapanlar var ya!..

Çıkın Avrupa’ya!

Mesela Almanya’ya!

Bizzat gördüm ayın belli günlerinde yardıma muhtaç aileler için yardım dağıtım yerlerinin önünde kuyruklar oluşuyor…

O eski Avrupa yok! 

Hatırlıyorum 15-20 yıl önce Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da gurbetçi insanlarımıza yapılan aile yardımları için ‘Benim ülkemde bunların olması hayal?’ demiyor muyduk…

Gıpta ile bakmıyor muyduk!..

Şimdi Avrupa o yardımları azaltırken Türkiye ‘Hayaldi gerçek oldu’ dercesine sosyal devlet olmanın bütün özelliklerini vatandaşlarına yansıtıyor arkadaş!..

Elini vicdanına koy kardeşim!..

Yazdım tekar  hatırlatalım..

Oğlu asker olan yoksul aileye 2 ayda bir 660 TL. Çocuğunu okutan aileye aylık ortalama 684 TL…

Evde hasta anasına bakana aylık 1149 TL, Engelli çocuğuna bakan aileye aylık 1305 TL…

65 yaş üstü yoksula ayda 601 TL,Eşi vefat eden muhtaç durumdaki her kadına her ay 250 TL ödeme yapılıyor...

Dünyada bu yardımları yapan Türkiye dışında bir başka  ülke var mı?

Varsa gösterin…

Say, say bitmiyor!..

Türkiye’de 21.6 milyon hane var. Hanelerin 2.3 milyonu devletin düzenli sosyal yardımlarından, 2.0 milyonu geçici (süreli) yardımlardan yararlanıyor.

6.6 milyon kişinin sağlık sigortası primini devlet ödüyor.

Aile ve Sosyal Güvenlik Politikaları Bakanlığı’nın 2016 yılı raporuna göre (3 yıl önce);

Her yıl 2 milyon haneye yakacak yardımı devam ediyor.

Doğum yardımı olarak birinci çocuğa 300, ikinciye 400, sonrakilere 600 TL ödeme yapılıyor…

Devam edelim…

6.300 muhtaç asker ailesi çocuğuna her ay 100 TL ödeniyor.

53 bin öksüz ve yetim her ay 100 TL maaş alıyor.

Yoksul 56 bin hanenin okula giden 86 bin çocuğuna gıda yardımı yapılıyor.

Doğu’da, erkek ve kız çocuklarını okula gönderen ailelere her ay çocuk başına ödeme yapılıyor. İlköğretimde kız çocuk başına 40 TL orta öğretimde 60 TL ödeniyor. Bu yardımlardan 1 milyon hane, 2.1 milyon öğrenci yararlanıyor…

1 milyon haneye, 2.1 milyon öğrenci için şartlı eğitim yardımı yapılıyor. 1 milyon 200 bin ailenin 1.4 milyon üyesi şartlı sağlık yardımından yararlanıyor.

Zorunlu sağlık sigortası ödeyemeyen 1 milyona yakın ailede 3.1 milyon kişinin sigorta primini devlet ödüyor.

Aşevlerinde günde 30.500 kişiye yemek dağıtılıyor. Evde bakım yardımından 700 bin kişi yararlanıyor.

Sosyal yardımların toplamı 40 milyar TL üzerinde… Milli gelirin 1.5’i büyüklüğünde. Genel Sağlık Sigortası kapsamında 9.2 milyon kişi, toplam 77.1 milyon kişi sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. Sosyal yardımların tamamının faturası devlet bütçesinden ödeniyor…

Bugün Türkiye’de ülkeyi yönetenlerin   yardıma muhtaç aileleri kucakladığını kimsesizlerin kimsesi olmaya daha güçlü bir şekilde devam ettiğini kim inkar edebilir ki?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bütün dünyaya ‘sosyal devlet nasıl olunur’ diye  ders veriyor…

Yetmedi yurt dışına  elini uzatıyor…

Afrika ülkelerindeki kimsesizlerinde kimsesi olan bir Türkiye ve  lideri  olduğunu gururla söylemek gerekir..

Bu adam Recep Tayyip Erdoğan…

Biraz’ da millet olarak  seni beni yok hepimizin aynaya bakıp’ Biz  ne yapıyoruz?’ diye bir öz eleştiri yapmamızda gerekir diye düşünüyorum..

Tasarruf nedir bilmeyen, günlük yaşayan, har vurup harman savuran,  hava için, komşum, arkadaşım görsün diye  hiç bir şeyden eksik kalmama uğraşı içinde  yarını düşünmeyen bir milletiz arkadaş

Teknolojinin en son ürünlerini  dünyada bizim insanımızdan önce koşup alan yok…

En büyük ‘Teknoloji Pazar’ biziz ey ahali!.

Asgari ücret alırken  elinde telefonun varken son modeli çıktı diye  5 bin liralık cep telefonunu kredi kartı taksiti yani faizi  ile alıp sonrada   ‘Geçinemiyorum’ diyenler olduk..

‘Tok açın halinden anlamaz’ durumuna geldik...

Bugün bir ailenin evinde bir değil iki televizyon var,Bugün bir ailenin her ferdinin baba, anne ve evlatlarının elinde nerede ise  son model cep telefonu var. Bugün arabası olmayan neredeyse kimse yok…

Apartmanların önlerine bir bakın..10 daireli bir apartmanın önünde veya otoparkında  15 araç var!

Lüks  meraklısı olduk…

O nedenle ‘Domates, biber, patlıcan’ derken faturayı birazda kendimize keselim…

Bu ülke 17 yıldır yaşanan  başarı öyküsünden sonra şimdi ‘Bu seçimler genel seçim değil yerel seçim  iktidara ders verelim’ algı operasyonlarına kurban gidecek bir ülke asla olamaz…

Macera aramaya gerek yok!

Bırakın ‘O teşkilat bunu yaptı, şu başkan, bu milletvekili şunu yaptı, bu aday tutmadı, bu adaya mı oy vereceğim’  diyerek oy vermeyeceğini söyleyip küsmeyi demeyi..

Pire için yorgan yakmaya kalkmayın…

Oyunuzu vereceğiniz kişi her zaman olduğu gibi  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Muhalefetin, dış odakların bu seçimi genel seçim havasına bir başka deyişle Recep "Tayyip Erdoğan’a  güvensizlik oylamasına" çevirmeye çalıştığını ve bununla birlikte  hedefin ne olduğunu görmek gerekir..

Sen kalk;

Basra körfezinin kontrolü için Katar'da büyük bir askeri üs kur.

Kızıldeniz'in kontrolü için Sevakin adasına yerleş...

Afrikaya kadar git Somali'de stratejik bir üs kur.

Suriye'nin doğusunda batısında terör örgütünü bitirmek ,ülkenin bekasını sağlama almak için  operasyon üzerine operasyon yap..

Gel içeriye;

‘Patlıcan, domates, soğan’ edebiyata yaparak seni devirmeye çalışanlarla mücadele etmek zorunda kal!..

Üzülmemek mümkün mü?

Alıştı artık…

Son yazımda dediğim gibi o artık  ‘Fırtınalı denizlerin reisi ‘

Hem de ne fırtınalar..

Unutturmamak gerek...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile başlayan siyaset serüveni, şiir okuduğu gerekçesiyle Pınarhisar Cezaevi’nde kesintiye uğrasa da, “Sanma bu tekerlek kalır tümsekte” diyen şairin muştusu gibi devam etti.

Yasakladılar, engellediler. Manşetlerle itibarsızlaştırmak istediler. Yetinmediler, iftira attılar, yalanlarla dolu tezgahlar kurdular.

Milletin Adamı Erdoğan’ın milletiyle buluşmasının önüne geçmek istediler.

Başaramadılar..

Sadece siyasi rakipleri değil kurulu düzen de onun yükselişinin önüne geçmek için türlü, türlü tuzaklar kurdu.

Fakat O, Pınarhisar Cezaevi’nden çıktı…

Yasakları yıktı…

Engelleri aştı…

Mücadelesinde her seferinde bir Allah’a bir de milletine güvendi, sığındı.

Her sığındığında Allah önündeki engelleri kaldırdı, millet onunla yan yana yürüdü, omuz verdi destek verdi.

Millet O’nun sesini kulağında duyduğunda dirildi, O milletine kendini emanet ettikçe güçlendi.

Bütün tuzaklara, bütün engellere rağmen Allah’ın inayeti ve milletin engin desteği ile partisini kurdu ,genel başkan oldu, milletvekili oldu, başbakan oldu, halkın seçtiği cumhurbaşkanı oldu…

Üzerine kurulan oyunlar, kumpaslar, tezgahlar, darbe girişimleri bütün bunların üzerinden gelerek ülkesini aydınlığa kavuştururken gerek içeride gerekse de dışarıda kimsesizlerin kimsesi oldu…

Başlı başına bir yazı konusu olan son örneği Pakistan ile Hindistan arasında meydana gelen dünya ülkeleri arasında çıkan büyük  krizlerde  barış ve huzur ortamı için ‘ARABULUCU’ oldu…

Yani bugün dünyanın gözü üzerinde olan bir lider Recep Tayyip Erdoğan.

17 yıldır girdiği bütün seçimleri açık ara kazanırken hep ‘HEDEF 2023’ diye Cumhuriyetimizin 100.kuruluş yıldönümüne sürekli  vurgu yaparken hep milletinin desteğine güvendi…

Hiç yanılmadı…

O nedenle;

31 Mart yerel seçimleri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 2023 yolculuğunda son durak. 31 Mart’tan sonra 4,5 yıl artık ülkede seçim stresi olmayacak.

Yani ülkenin önü daha da açık olacak…

O nedenle;

‘Bu seçimler Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği seçimi değil. Gelin  AK Partiyi uyarma anlamında cezalandıralım’ diye algı operasyonu yapanların oyununa dikkat!..

Hesap  yerel seçiler üzerinden Erdoğan’ı seçime zorlayıp Türkiye’de istikrarsızlık ortamı ile kaos yaratmak!..

Oyuna gelinmemelidir…

Eğer Türkiye bugün namerde muhtaç değilse ve bundan sonra yine namerde muhtaç  olmayacak ise;

31 Mart seçimlerinde  'Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomik ve siyasi  bekası’ için tek şans 17 yıldır olduğu gibi  'yerli ve milli bir lider' olarak yine hiç tartışmasız ve alternatifsiz olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 'Allah yolunu açık etsin' diyerek  destek vermektir..

Çünkü bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan'ın rakibi yok!..

Çünkü o gerçek bir lider..

Eski ABD Başkanı Andrev Jackson kendisine  halkın verdiği destek karşısıda şöyle der.”Cesaretli bir adam, tek başına çoğunluktur.” 

Erdoğan'ın 17 yıldır süren cesur duruşu ile milletten aldığı destek bu sözü anlatır adeta...

Öyle ki bu  milletin kaderi Erdoğan'ın kaderi ile öylesine örtüştü ki  dünya siyaset tarihi demokrasi ile yönetilen ülkelerde 17 yıldır girdiği bütün seçimleri açık ara kazanan ve 17 yıldır tek başına iktitar koltuğunda oturmasına rağmen yıpranmadan milletinden aynı sevgi ve ilgiyi gören 'Bir lider gerçeği'  yazmıyor.

Diğerleri ise (Yeni parti kuracakları iddia edilenler dahil )olsa olsalar ancak Genel Başkan olarak kalırlar...

O nedenleq

Sandığa giderken AK Parti'den  vazgeçeceği imajı veren  seçmen  sandık ile başbaşa  kalıp oy pusulusanı ve mührü eline aldığı zaman Recep Tayyip Erdoğan'dan asla geçemiyor.

31 Mart'ta da bu olacaktır...

Pireler için yorgan yakmayacaktır...

Çünkü bu millet ile Erdoğan arasındaki bağ öyle bir hal almış ki sandık başına gittiği zaman Kayahan'ın 'Bizimkisi bir aşk hikayesi' şarkısına dönüşüyor.. 

İzlemeye hazır mısınız?

https://www.youtube.com/watch?v=pRBfAIRa5oc

VARMI BÖYLE BİR SEVGİ...