Nişanyan: Türkiye'de öküz milliyetçilik var. Allah belsaını versin bu memleketin dedim. Türkiye doğusunu kaybedecek...
Abone olHazreti Muhammed'le ilgili sözleri büyük tepki çeken Sevan Nişanyan, AGOS Gazetesi'ne yine gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
Nişanyan'a göre Türkiye uzun vadede bölünecek. Bunun nedenlerinden biri de "Öküz Milliyetçilik" yapılması.
Sevan nişanyan'ın çok konuşulacak açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle
ERMENİ OLMASAYDIM BÖYLE BİR ADAM OLMAZDIM
Ermeniliğimi yakın yıllara, son 10 yıla kadar çok fazla önemsemedim. Dönüp baktığım zaman görüyorum ki Türkiye'de oluşan kişiliğimde Ermeni olmam çok önemli bir rol oynamış. Ermeni olmasaydım, bu adam olmazdım. Bunu şimdi çok net olarak görebiliyorum. 20 yıl önce sorsaydın böyle demezdim.
TÜRKİYE'DE ÖKÜZ MİLLİYETÇİLİK VAR
Türkiye'deki öküz bir milliyetçilik var ve bu herkese işlemiş durumda. Bu tarz bir düşünceyi paylaşmam imkânsızdı. Ortaokul yıllarımda fark ettim kendimi bunun dışında hissettiğimi. Çağdaş kılıklı Türk faşizminin abidesi olan Işık Lisesi'nde okudum. Sabah akşam antlarla, kitlesellik histerileriyle yaşanılan bir yer. Hiçbir zaman kendimi ona ait hissetmedim. Ona ait hissetmeyince de dışarıda duruyorsun bir şekilde ve yalnız kalıyorsun. O yalnızlığı taşıyabilmek için kendini güçlendirmen gerekiyor, yoksa ezilirsin.
"ALLAH BELASINI VERSİN BU MEMLEKETİN"
Memnumum Türkiye'de olmaktan. Tabii ki karamsarlığa kapıldığım, "Allah belasını versin bu memleketin" dediğim de oldu. Ali Nesin'le askeri mahkemeye düştükten sonra bana beş yıl pasaport vermediler, "Ne işim var bu memlekette?" duygusu Türkiye'de yaşayan 72 milyonun dönem dönem kalbinden geçen bir duygudur. En çok o zaman kapıldım bu duyguya. En milliyetçi olanı da, yurtdışına hiç çıkmamış olanı da zaman zaman bu duyguya kapılır. Türkiye zor bir yer, insanı köreltir, farklı olana acımaz. İnsanları birbirinin ayağından tutup zorla aşağı çekmeyi bir spor olarak belirlediği bir ülkedir. Türkiye'de yaşayıp da "Acaba burada yaşamakla doğru mu yapıyorum?" sorusunu kendine sormamış kimse yoktur. Ama dönüp baktığımda eğlenceli ve renkli bir hayat yaşadım. Birçok konuda çok başarılı oldum. Farklı olduğum halde ayakta kalma mücadelesi bana çok şey kattı.
EŞİMİN YÜZÜNE DIŞKI ATARAK KÖPEKLERİN AĞZINA KEMİK VERDİM
Hiç şüphesiz binlerce hata yaptım. Ciddi olarak pişman olduğum tek şey çok fazla, anormal denebilecek sayıda insanla tanışmış olmam. Bunların çoğu kayboldu hayatımdan, uzun vadeli arkadaşlığı üç-beş kişiyle koruyabildim, kitabı yazarken fark ettim ki diğerlerinin adını bile unutmuşum. Her tanıştığın insan senin için bir var oluş alternatifidir. Dolayısıyla her kaybettiğin insan senin hayatından bir şeylerin eksilmesi anlamına gelir. Eşim Müjde ile olan hadisedeki pişmanlığım ise, köpeklerin eline kemik vermiş olmak. Birilerinin bunu istismar etmesine, sömürmesine fırsat verdik. Çok büyük bir aptallıktı bu anlamda. Eşimi de kendimi de eleştiriyorum, ikimiz de suçluyuz.
TÜRKİYE FIRAT'IN DOĞUSUNU KAYBEDECEK
Uzun vadede Türkiye'nin Fırat'ın doğusunu kaybedeceğini düşünüyorum. Türkiye orayı elinde tutma şansını 1999 ve 2004 arasında kaçırdı, son fırsat oydu. Türkiye'nin bugünün dünyasında, bu budalalıkla o bölgeyi kontrol altında tutabilmesi imkânsızdır. Türkiye birdenbire akıllansa bile fırsat artık kaçtı. Bir yeri yönetebilmek için oranın vilayetindeki seçkinlerin, ileri gelenlerinin seninle duygu ve çıkar birliği olması gerekir. Diyarbakır'ın önde gelen bin şahsiyetinin Türkiye Devleti ile hem çıkar hem de duygu birliği içinde olması lazımdır. Bunu kaybedersen bir müddet polis gücü ile götürürsün işi, sonra da pes edersin. Türkiye bu savaşı kaybetmiştir, bu noktadan sonra sadece daha çok kan dökülecek. Sırbistan, Bulgaristan, Arnavutluk'ta ne olduysa o olacak.
Türkiye, Makedonya gibi bir yeri kaybetti. Oranın üçte ikisi Türk'tü. Daha 100 yıl olmadı orayı kaybedeli. Bu bile yaşandıysa Kürdistan da elbette kaybedilecektir. Milliyetçiliğin iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum, Kürt milliyetçiliğinin de iyi bir şey olduğuna inanmıyorum. Keşke Türkiye, Ermenistan, Suriye ve Kürdistan'ı kendi sınırları içinde yaşatabilecek bir basirete sahip olsaydı. Ulus devlet kimseye fayda getirmemiştir.
19. yüzyılın sonunda Ermenilerin önde gelenlerinden biri "Erzurum'da kral olmaktansa, İstanbul'da vezir olmayı tercih ederim" der. Benim bakış açım da budur. Keşke Rumlar, Ermeniler Türkler, Araplar, Kürtler birlikte yaşayabilseydi. Ulus devlet felaket getirmiştir. Yunanistan bağımsız oldu da ne oldu? İstanbul'a sahiptiler, kaybettiler, Yunanistan'da bağımsızlıktan sonra 100 yıl kan banyosu sürdü. Bağımsızlık, ulus devlet güzel bir şey değil. Ulus devlet insanların özgürlüğünü, ufkunu, ekonomik fırsatlarını daraltıyor. Türkiye, ulus devlet felaketine sürüklenmeseydi bugün daha uygar bir yerde yaşıyor olurduk. Yazık ki bu süreç hâlâ devam ediyor ve maalesef Kürt bağımsızlığı da engellenemeyecek.