BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Bu rüşvet çarkı AK Parti'yi vuracak!

Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'nun İcra Daireleri'ndeki rüşvet çarkını kaleme aldığı yazısı medyanın da gündemine oturdu

Abone ol

Türkiye'de kurumsallaşamayan hukuk sisteminde yaşanan rüşvet ve hukuksuzluk Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'ya ulaşan bir "stajyer avukat"ın mektubuyla bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi.

Stajyer avukatın "rüşvet çarkını anlatan" mektubunu köşesine taşıyan ve Adalet Bakanlığı'ndan yanıt beklediğini yazan Mustafa Mutlu'nun köşe yazısına bakanlıktan gelen cevap ise çürümüş adalet sistemini gözler önüne serdi.

Adalet Bakanlığı, yanıtında adliyelerdeki rüşvet çarkını kabul etti.

Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'nun çok ses getirecek yazısının önemli satırbaşlarını sizler için derledik....

"RÜŞVET ALMADAN ADALET DAĞITMAM"

Bu köşede sizinle "bir stajyer avukatın ilk mesleki izlenimleri"ni paylaştım. Zorunlu stajının son günlerine gelen bu genç adam, büyük bir içtenlikle "adalet dağıtmakla görevli kişi ve kurumların nasıl adaletsizliğin pençesine düştüğünü" anlatıyor ve "Bugün sıradan bir adliyede sıradan bir icra dosyasıyla ilgili işlem yapmak için, yazı işlerindeki memurun önüne 10 lira koymak zorundasınız" diye isyan ediyordu.

ADALET BAKANLIĞI'NDAN ŞOK CEVAP

Adalet Bakanı'na, "Haydi; açın bana telefonu ve 'Asla böyle bir şey yoktur' deyin" diye çağrıda bulundum. Yanıt Adalet Bakanı'ndan değil, Basın Müşaviri Murat Aydın'dan geldi.

Murat Aydın da ne yazık ki o uzun mektubunda, "Hayır, böyle bir şey yok" diyemiyordu. Sadece herhangi bir iddia, ihbar veya şikâyet söz konusu olduğunda ya da re'sen yapılan denetimlerde bir usulsüzlük tespit edildiğinde, derhal hem adlî hem de idarî yönden inceleme ve soruşturma başlatılarak sorumlular hakkında gerekli cezaî müeyyideler uygulandığını söylüyordu.

Sonra da icra daireleriyle ilgili rüşvet iddialarını ortadan kaldırmak için almayı düşündükleri önlemleri uzun uzun anlatıyordu.

Bunun için en kısa zamanda tüm icra dairelerindeki sıcak para trafiğini ortadan kaldıracaklarını söylüyordu.

İyi de bunlar benim o basit sorumun yanıtı değil ki...

Ben sadece bu ülkenin Adalet Bakanı'nın, "Bu ülkenin adliyelerinde rüşvet alınmıyor" demesini istedim...

Ne yazık ki diyemedi!

ARI KOVANINA ÇOMAK SOKTU...

Mutlu, yazısının ardından mesleğe yeni başlamış ve henüz rüşvet çarkının içinde silindir gibi ezilmemiş avukatlardan gelen mektupları da özetleyerek köşesinde yer verdi.

İşte "rüşvetin tanığı avukatların" şok eden sözleri....

Avukat Hakan Dinç: "Stajyer avukat arkadaşımızın anlattıklarında çok eksik var fakat bir kelime fazla yok. Stajımın ilk evresinde vermiş olduğum rüşvet savaşında aldığım ağır darbeler neticesinde farklı iş kollarına eğilmek zorunda kaldım ise de avukatlığa kısmi olarak devam ettiğime göre tam olarak başarılı olduğum söylenemez. Adalet sisteminin çökmüş vaziyette olduğunu üzülerek ifade etmek isterim."

Stajyer Avukat B. B. Ç.: "Ben de mektubuna yer verdiğiniz meslektaşım gibi 8 aydır avukatlık stajımı yapmaktayım. Ama artık sabahları uyanıp staj yaptığım büroya gelmek dahi içimden gelmiyor. Başka adliyeleri bilemem ama Ankara'da kime sorarsanız sorun bu durumu inkâr edemez, 'Hayır böyle bir şey kesinlikle olmuyor' diyemez. Diyen yalan söylüyordur. Bu gerçek, Ankara Barosu'nun biz stajyer avukatlar için uyguladığı zorunlu eğitim programlarında bile şakayla karışık da olsa, ayan beyan itiraf edildi meslek büyüklerimiz tarafından"

Av. H. B. E.: "Stajımın ilk gününde üstatların ve hukukçu ailemin bana tembih ettikleri şuydu: 'Avukatlık, hukukun kendisidir. O yüzden sana hukuksuz gelen her şeye karşı çıkacaksın.' Ben bunun ne demek olduğunu stajımın ikinci haftasında gittiğim icra dairesinde anladım. 'Bunun masrafı var' cümlesinin ardında, görevlinin benden açık bir şekilde hukuk dışı bir bedel istediğini fark ettiğimde dehşete düştüğümü ve onun adına utanıp kıpkırmızı olduğumu hatırlıyorum.

Avukat Burhan Öğütçü (İstanbul Barosu Denetleme Kurulu Üyesi): "Stajyer meslektaşımın çektiği çilelerin çok ama çok daha ağırını ben de çektim. Ama yurt dışına gitmek işin kolayı. Her alanda böyle oluyor. Herkes ya yurt dışına gidiyor ya da bir köşeye çekiliyor. 'Küstüm ben'le bir şey olmaz. Kalmak ve mücadele etmek gerekir. Aksi halde meydanın kimlere kaldığını hep birlikte görüyoruz."