Türkiye, kesecek hayvan bulamayınca et ithalatına gitti. Peki Türkiye'de hayvancılık neden bitti? İşte uzmanından cevabı;
Abone olÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Türker Savaş, Türkiye'de hayvancılık sektöründe ekonomik durumun çok kötü olduğunu ileri sürerek, ''Dışarıdan gelen hayvanlarla ya da et ithalatı ile bu işi çözemezsiniz'' dedi.
Savaş, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki hayvan sayısının azalması üzerinde çeşitli spekülasyonların olduğunu söyledi.
Türkiye'nin sürdürdüğü temel politikayla tarıma yeterince destek vermemesinin yanlış olduğunu savunan Savaş, Türkiye'nin tarım ülkesi olduğunu belirterek, bazı ekonomistlerin ''rantabl üretim yapamıyoruz, bu büyüklükle çok parçalılıkla rantabl üretim olmaz, Avrupa, batı ne yaptıysa biz de onu yaparsak bu işi çözeriz'' düşüncelerine katılmadığını söyledi.
Burada çok önemli bir mantık hatası olduğunu savunan Savaş, ''Böyle bir politika Türkiye'ye dayatılıyor, bu zorla yapılmaya çalışılıyor'' dedi.
Savaş, şöyle konuştu:
''İşletmeleri büyütürseniz daha rantabl olurlar, ekonomik anlamda daha iyi duruma gelirler. Ama örneğin 10 işletmeden 9'unu kapatacaksınız, bir tane kalacak. Peki o dokuz kişiyi ne yapacaksınız. Sorun orada. O dokuz kişi nereye gitti, onlar kentlerin varoşlarına yerleşti. Batıda tarımdaki istihdam çok düşük seviyelere ulaştı. Bizde de sanki ekonomik olarak geri kalmışlığımızın suçlusu tarımdaki istihdamın hala yüksek olması şeklinde söyleniyor. Batı nasıl yaptı bunu. Batıda diğer sektörler gelişti, tarımdaki çalışanlar da o tarafa kaydılar. Tüm sektörlerin birlikte gelişimi söz konusudur batıda. 'Tarımı durdurayım, sanayi gelişsin' diye bir şey yok. Hepsi birlikte gelişmelidir.''
Türker Savaş, geleneksel yapının çok hızlı şekilde, rantabl olmadığı gerekçesiyle, o yöne doğru çekilmeye çalışıldığını, küçük çiftçinin ezildiğini ve desteklenmediğini ileri sürerek, bu değişiminin çok hızlı gerçekleştirildiğini, yapısal anlamda işletmelerin büyümesinin olmadığını kaydetti.
DEVLET DESTEKLEMELİ
Prof. Dr. Türker Savaş, Türkiye'de büyük işletmelerin çoğunluğunun sermayeyi farklı bir alandan tarıma aktardığını ifade ederek, ''Tekstilcidir, gitmiştir sığır tesisi kurmuştur. O, tabi ki tamamıyla ekonomik kurallara göre oynar. Bugün iyiyse iyidir, yoksa anında tasfiye eder. Bu da ne yapar işte böyle yarın bir gün süt açığı olur, et açığı oluşur'' dedi.
Tarımda ve hayvancılıkta bugün yaşananları, birikimin kırılma noktası olarak değerlendiren Savaş, şöyle devam etti:
''Bazı büyük firmaların büyük miktarlarda hayvan materyalini piyasadan çekmeleri var. Geleneksel yetiştiricinin 4 hayvanı vardır, erkek hayvanlarına 1 ya da 1.5 yıl bakar, bu banka gibidir onlar için. Ondan sonra kesime verir. Hayvancılıkta ekonomik durum o yetiştiriciler için o kadar kötüleşti ki. Hayvanlarını daha buzağı döneminde satmaya başladılar. Mahalle kasabı kesecek hayvan bulamıyor. Büyükler alıyor, kırılma noktası bu.
Bu nedenle dışarıdan gelen hayvanlarla ya da dışarıdan et ithalatı ile bu işi çözemezsiniz. Dışarıdan hayvan gelmesi demek, hayvancığımızın daha kötüye gitmesi demek. Bunlar piyasayı ucuzlatacak, piyasa ucuzlayınca yetiştirici mağdur olacak ve daha çok bu işten çekilecek. Giderek daha çok dışarıya bağımlı hale gelecek. Bu iş içeriyi desteklerseniz olur. Yani tarım ve hayvancılığın devlet tarafından bire bir desteklenmesi gerekiyor. Şu dönemi aşabilmek için, bunun yapılması gerekiyor.''
Türker Savaş, var olan desteklemelerin giderek azaldığını ve yapısal değişimlerin olduğunu belirterek, süt üretiminde yapılan desteğin hayvan başı desteğine dönüştürüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin tarım ve hayvancılıkta geri bir noktada olduğunu savunan, Savaş, sözlerini şöyle tamamladı:
''Türkiye koyun ve keçi de Avrupa ile rekabet edebilecek düzeydeydi. Bu konuda treni kaçırmak üzere. Koşullarımız itibarıyla yapabilirdik. İspanya, İtalya buna çok asılıyor, Fransa öteden beri vardı zaten. Bunu görüp desteklemek gerekir. Türkiye'nin coğrafi şartları koyun, keçiye daha uygundur, Avrupa'daki gibi sığırcılık için uygun değildir.''