Bu olayların hepsi gerçek
"Enteresan Olaylar" adlı kitapta gazetelere yansımış ilginç olaylar yer alıyor.
Abone olMithat Dindar'ın derlediği adlı kitapta gazetelere yansımış birbirinden ilginiç ve trajikomik olaylar yer alıyor. Gonca Yayınevi'nin neşrettiği kitaptan sizler için oldukça ilginç bir kaç konu seçtik.
FIRINDA KURUTULAN KEDİ
ABD’de bir kadın, bir kış günü kedisini yıkamış. Saç kurutma makinasıyla kurutmak istemiş. Fakat makina çalışmamış. Fırında kurutmak istemiş!.. Fırını ısıtmış. Kedisini fırına koymuş ve 1-2 dakika bekledikten sonra kapağını açmış!.. Tabi durum mâlum!.. Kedi ölmüş…
Bir yandan kedisinin yas’ını tutarken, diğer yandan da fırının broşürünü aramış. Broşürü bulunca, her sahifesini dikkatlice incelemiş, ama “mikro-dalga fırında kedi kurutulamaz” diye bir maddeye rastlamadığından, derhal üretici firma aleyhine tazmînât davası açmış. Davayı kazanarak, yüklü bir parayı da almayı başarmış!
DÜNYANIN EN UZUN ADI
Yeni Delhi - Hintli bir doktorun dünyanın en uzun adını taşıdığını bildirdi.
Haber Ajansı PİT’in bildirdiğine göre, soyadı Brahmatma olan söz konusu doktorun adı, 1478 harften oluşuyor.
Adını ancak üç dakika içinde söyleyebilen Doktor Barhmatma, Guinnes rekorlar kitabına geçmek için gerekli girişimlerde bulunduğunu bildirdi.
Barhmatma’nın adının içinde Bismark, Lincoln, Sokrat gibi ünlü politikacılarla düşünürlerin isimlerinin yanısıra Proton, Neutron gibi kelimeler de yer alıyor.
(Milli Gazete, 23.09.1989)
BU DA ASKER DUASI!
Tuğgeneral'den anlamlı duâ. Kütahya'da madalya töreninde konuşan Tuğgeneral Şerif Saraoğlu önce Türkiye'yi bölme ve geriye götürme gayretinde olanlara sert çıktı, ardından da aydınlık yarınlar için "Örümcekleşmiş beyinleri nûrunla aydınlat" diye duâ etti.
Kara şehitlerini anma günü nedeniyle Kütahya'da düzenlenen törende şehit 4 askerin yakınlarına törenle bronz övünç madalyası verildi. Törende konuşan
Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Serif Saraoğlu bölücü örgüte ve irticâyı hortlatmaya çalışanlara önemli mesajlar verdi.
"Cumhuriyet ve özgürlüğümüze yönelik düşünce özürlü beyinler ezilecek. Hayırsız diller kesilecek, Türkiye'nin bir çakıl taşına bile uzanan hain eller kırılacak, ulusal birlik ve beraberliğimiz korunacaktır"
Tugğeneral Saraoğlu önemli mesajlar taşıyan bu konuşmasını ilginç bir duâ ile tamamladı.
“Ey Yüce Yaratan ! Şehitlerimizin senin en yüce katın cennetin en güzel köşesi olan bu kutsal mekânda huzûrunda kâinâtın en muteber kulları olduğunun bilincindeyim. Şefahatini (!) onlardan, bizlerden ve görevini ibâdet vecdi içinde yerine getiren insanlardan gerçek kullarından esirgeme Tanrım. Yolundan çıkmış, kalpleri vatan ve ulus sevgisinden yoksun, dînimizin güzelliklerinden bîhaber, yüce dinimizi kişisel çıkarları için kullanıp, cumhuriyetin ilk yıllarında sıyrılmış olduğumuz kıyâfetler ile hacı hoca efendileri, tarikatları hortlatarak, bizi parçalama ve bölme gaflet ve hatta hiyânet içinde olanların örümcekleşmiş beyinlerini nûrunla aydınlat. Onları bir şekilde doğru yola getir yârabbim"
(Kanal D, 26.04.2001)
"ARKADAŞIN SECDEYE KADAR GİTTİ!..."
Trabzon'da câmide bir adam secdeye vardığında cep telefonu çalmaya başlar. Çalar çalar susmaz. Yan saftaki adam selâmını verir ve yanındaki adamın cebinden cep telefonunu çıkartıp yavaş bir sesle cevap verir:
"Arkadaşın secdeye kadar gitti, gelecek!"
(Mehmet Şeker, Yeni Şafak, 20.07.2001)
BAKAN KENDİSİNE PARA CEZASI VERDİ!
Japonya'da başbakanla ters düşen Dışişleri Bakanı Mikiko Tanaka maaşından kesinti yaparak kendisini cezalandırdı.
Japonya'nın kadın Dışişleri Bakanı Mikiko Tanaka, Başbakan ile arasında yaşanan bir tartışmanın basına yansımasından kaynaklanan skandaldan kendisini sorumlu tutarak, birkaç aylık maaşından kesinti yapılmasını talep etti. Tanaka'nın Amerika'nın Colorado eyaletine atamak istediği yeni başkonsolos Başbakan tarafından onaylanmayınca, devletin üst düzeyinde bir tartışma yaşanmıştı. Tanaka bu tartışmanın Dışişleri'nin kamuoyundaki imajını zedelediğini düşünerek, olaydan kendisini sorumlu tuttu ve kendi deyimiyle "Kendisini cezaya çarptırdı..." Tanaka'nın yakın çevresine "Kendimi ne kadarlık bir cezaya çarptıracağımı yarın (bugün) kamuoyuna açıklayacağım" dediği öğrenildi.
GELENEK OLMUŞ
Japonya'nın Colorado'daki mevcut konsolosunun, konsolosluk harcamalarını abartarak haksız kazanç sağladığı tespit edildi. Bir başka yolsuzluk olayında ise,
Dışişlerinin iki mensubunun geçen yıl Okinawa'da yapılan G8 zirvesinde taksi paraları için ayrılan 100 bin doları iç ettikleri belirlendi. Her iki yolsuzluk olayı da her ne kadar Tanaka'nın göreve başladığı Nisan ayından önce gerçekleşmiş olsa da, Japon bakan olaydan kendini sorumlu tutuyor.
Japonya'nın bir önceki Dışişleri Bakanı Yohei Kono da, Bakanlığı'nda çıkan yolsuzluklar üzerine 6 aylık maaşını almayı reddetmişti. O dönem Dışişleri'nde hükûmet yetkililerinin dış seyahatleri için ayrılan gizli bütçeden bazı diplomatların haksız kazanç sağladıkları tespit edilmişti.
(Sabah, 11.08.2001)
İNTERNETTEN MEZARLIK ZİYARETİ VE İMAM HİZMETİ!
Giresunlu vatandaşlar mezarlık ziyareti yapılan bir site yaptılar.
Bu sitede sol menude köyün ölüleri listelenmiş.
Ölüyü seçtiğiniz zaman mezarının fotoğrafı karşınıza geliyor. Ve sağ tarafta iki imam beliriyor. İstediğiniz imamı tıklayıp duâ okumak istediğiniz ölünüze duâ okutuyorsunuz.
Ziyâret için linki tıklayın:
PREZERVATİFSİZ GİRİLMEYEN DENİZ
AMAZON’DA denize girmek isteyenler, artık yanlarında yalnız mayo değil, prezervatif de götürecekler. Amazon’da mâcerâlı bir yolculuğa çıkan Marc Show, yaşadığı inanılmaz olaydan sonra; eczâne dolabına bir de prezervatif ekledi. Ancak prezervatif doğum kontrolü için değil, Candiru isimli minik bir su canavarından korunmak için kullanılacak. Candiru, Amazon’da sıkça görülen bir yayın balığı. İşte bu küçük balıklardan birisi, yüzerken nereye gittiğinin pek farkında olmayacak ki denizde başlayan yolculuğu Marc Show’un mesânesinde son buldu. Candiru idrar yolundan Show’un mesânesine girdi ve orada öldü. Büyük acıya neden olan balık, yapılan bir operasyon sonucu Show’un mesanesinden çıkartıldı. Show ise hâlâ yaşadığı şokun etkisinde: Dünyâda prezervatifle denize girmeniz gereken tek yer burası olmalı!
(Sabah, 04.10.2001)
GİZEMLİ ÖLÜMLERİN ESRARI
Güney Afrika'nın Cape Town şehrindeki bir hastahânede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Hemşîreler haftalardır üst üste her cuma günü 311 numaralı yoğun bakım odasına yatırılan hastaları ölü bulmaktaydılar.
Bu sırlı ölümlere uzun süre açıklama getirilemedi. Herkes meselenin çözülmesi için seferber oldu. Uzmanlar odanın havasını bakteriyolojik olarak kontrol
ettiler. Güney Afrika'nın önde gelen bilim adamları ölenlerin aileleriyle üç hafta boyunca görüşmeler yaptılar. Hatta işin içine polis de girdi ve akla gelen her ihtimal tek tek değerlendirildi, ancak onların araştırmaları da sonuçsuz kaldı.
Bu arada 311 numaralı odadaki hastalar sebepsiz ölmeye devam ediyordu.
Son çare olarak, 311 numaralı yoğun bakım odası sürekli gözetim altına alındı ve sonunda odadaki ölümlerin sebebi ortaya çıktı.
Sonuç çok trajikomikti; cuma sabahı saat 6'da odaları temizleyen temizlikçi kadının hastanın bağlı bulunduğu solunum cihazının fişini çekerek, kendi elektirik süpürgesinin fişini taktığı ve işini bitirdikten sonra solunum cihazının fişini tekrar yerine takıp gittiği görüldü.
(Mehmet Şeker, Yeni Şafak, 12.12.2001)
KAPLANA YEM OLAN HIRSIZ
Sen misin soygun yapan dedi, kaplan hırsızı yedi... Güney Afrika'da soyguna kalkışan bir hırsız, kaçarken girdiği kaplanın kafesinde yem oldu.
Polis sözcüsü Milica Bezuidenhout, Johannesburg'un batısındaki Krugersdorp'ta bulunan Gergedan ve Kaplan Alanı'nda meydana gelen olayda, 28 yaşındaki kurbanın, kaplanın bulunduğu yerin yüksek çitlerine tırmandığını açıkladı.
Kaplanın yakaladığı kurbanıyla önce oynadığını, daha sonra boynunu kırarak öldürdüğünü ve kafatasını parçaladığını anlatan sözcü, kaplanın uyuşturulduktan sonra cesedin kafesten alınabildiğini söyledi.
Bezuidenhout, kaçarken yem olan hırsızın iki yardımcısının da yakalandığını belirtti.
ANNESİNİ MAHKEMEYE VERMİŞ!
Çocuk ve sigara yasağı
Haber ilginç: Amerikalı bir çocuk, yanında sigara içen annesini mahkemeye vermiş ve davayı kazanmış.
Kadın, bundan böyle çocuğun yanında sigara içerse, onu bir daha hiç göremeyecek.
(Mehmet Şeker, Yeni Şafak, 29.03.2002)
GOLÜ ATTI İŞİNİ KAYBETTİ!
Dünya Kupası 2. tur maçında attığı golle İtalya'yı safdışı bırakan Güney Koreli futbolcu Ahn, işinden oldu.
2000-2001 sezonunda İtalya'nın Perugia takımına transfer olan Ahn, İtalya'yı eleyen golü atınca, Perugia Kulüp Başkanı tarafından kovuldu. Perugia Kulüp Başkanı Alessandro Gaucci, Ahn'ı bir daha görmek istemediğini ve kendisine sahip çıkan bir ülkeye ihânet ettiğini savundu. Gaucci "Ahn iyi bir transfer olabilir ama umrumda değil. Kendimi, bizi eleyen bir futbolcuya para verecek durumda görmüyorum" dedi.
Perugia'nın Teknik Direktörü Sergio Cosmi de, Gaucci'nin kararını onaylayarak, "Onun yerine bir İtalyanı oynatırım" diye konuştu.
(Haber X, 19.06.2002)
FERRARİ FİYATINA KOÇ!
Times gazetesi, bir koçun, ülkenin kuzeybatısındaki Kirkby Stephen kasabasında iki çiftçi tarafından 156 bin dolara satın alındığını yazdı.
Çiftçilerin, parayı, geçen yıl ülkede görülen şap hastalığı sonrasında aldıkları tazminat sâyesinde ödedikleri belirtildi.
Haberde, bunun ülkede şimdiye kadar düzenlenen açık artırmalarda bir koça verilen en yüksek fiyatın iki katı olduğu belirtildi
(Haber X, 22.10.2002)
İLGİNÇ BAZI ÖLÜM ADETLERİ
Kitapta bazı kültürlerdeki ilginç ölüm adet ve inanışlarına da yer veriliyor.
Buna göre, Aztekler ölüleri için yaptıkları yemekleri yakıyorlardı. Ayrıca ölen kişinin sonraki hayatında karşılaşacağı tehlikeli ırmaklardan geçmesine yardımcı olsun diye iri bir köpek de yemeklerle beraber yakılıyordu.
Geçmişte, İngiltere, Hindistan ve İrlanda'da ayin yemekleri karşılığında ölen kişinin günahlarını üstlenmeyi kabul eden ''günah yiyenler'' vardı. İrlanda'da özellikle büyük kıtlık zamanında aç insanlar bu fırsatı değerlendirmişti.
Kraliçe Victoria döneminde, ayrıntılı yas tutma gelenekleri vardı. Cornwall'da kuş kafesleri ve ev bitkileri bile siyah örtü ile kaplanırdı.
ABD ve İngiltere'de, anı kalması amacıyla ölen kişinin saçından bilezikler, broşlar, küpeler yapılırdı.
Meksika'da ölülerin şerefine tapınak evler inşa edilir, fırıncılar, ''pan de muerto'' denilen anasonlu ekmekler yaparlar, çocuklar 'calaveras'' adı verilen kafatası şeklinde şekerler yerlerdi.
(Milliyet, 16.08.2004)
İDAMLIK FARE
Adı yeraltı dünyasının 'baba'larıyla anılan Bayrampaşa Cezaevi'nde yaklaşık 30 yıl görev yapan emekli baş gardiyan ismail oğuz anılarını yazdı. 'Babalar Koğuşu' adlı kitapta cezaevi raconundan 'babalar alemi"ne, kaset çıkaran 'şarkıcı' cezaevi müdürlerinden yolu 'Bayrampaşa'ya düşe ünlülerin hikayelerine kadar pekçok ayrıntı yer alıyor.
İşte Akıl Almaz İdam Sahnesi
„1980'lerin başı.... Cezaevinin sıkı denetim altında olduğu dönemlerde, tutuklular fareleri besleyerek koğuştan koğuşa uyuşturucu taşıyorlardı. Fareler hep aynı yerde saklanır... Koğuşta da dolapların alt katında yuvalanırlardı. Bir gün nasıl olduysa boynuna uyuşturucu asılan fare, koğuşa görevini yapmadan boş gitmiş. Düşürmüş belli ki... Tutuklular kendi aralarında toplanarak fareye ceza vermek istemişler. İdamda karar kılmışlar. Ama bana danışmadan cezayı infaz etmek istemiyorlar. Bu arada beni çağırdılar. Ben bir olay yaşandığını zannettim. Fare yakaladıklarını söylediler ve bana verdiler. Ben de boynuna ip bağlanmış fareyi alıp çıktım.
Kapıdaki nöbetçilere vererek fareyi ya da suçluyu mu demem gerek, bilemiyorum; cezaevinden dışarı salıverdim. Sonradan bir tutuklunun itirafıyla farenin uyuşturucu trafiğinde kullanılan bir kurye olduğunu öğrendim..."
(Aktuel X, 21.10.2004)