BIST 10.008
DOLAR 35,26
EURO 36,80
ALTIN 2.987,44

Bu olaylar Tayyip Erdoğan'a yaramaz

Her geçen gün biraz daha büyüyen ve tatsız hale gelen öğrenci olayları, gördüğünüz gibi iktidarı da muhalefeti de dinlemiyor. Burhan Kuzu'ya fırlatılan yumurtalar, Süheyl Batum'a gösterilen tepkiler bunun son örneği.

Emniyet Müdürü olan bir arkadaşım aradı:

-Sana bir takım fotoğraflar göndereceğim. Öğrenci olaylarında polisin ne kadar duyarlı olduğunu, ne kadar yardımsever olduğunu anlatan fotoğraflar.

Bu konuşmanın yapıldığı gün, gazetelerin manşetinde öğrenci olayları vardı. Bir başka deyişle, arkadaşım polisin iyi tarafını anlatmaya çalışırken, genç bir kız polisin ayakları altında dayak diyordu!

Güldüm!

Niye güldüğümü sordu arkadaşım?

"Gazetelere bak!" dedim...

Telefonları kapattık...

Bir süre sonra tekrar aradı.

Gazetelere bakmış, tepkisini dile getiriyordu:

-Bu olayların polise maledilmemesi gerekiyor.

-...?

                  ***

Polis müdürü arkadaşım haklı!

Bu olaylar polis camiasının tamamına maledilmemeli.

Çünkü...

O kaba, saba görüntülerin bir kısmı eskiden kaldı artık.

Polis böğrü açık, kabadayılık yapmıyor eskisi gibi.

Dayılanmıyor!

                ***

"Kör müsün birader, öğrenci olaylarındaki görüntülerden daha iyi kabadayılık mı olur?" diyorsanız, siz de haklısınız... Hiçbir şey, hiçbir söz, hiçbir ifade, eylem yaptı diye orantısız güç kullanan polisin o tutumunu haklı bulmaz, bulmamalı!

Benim anlattığım ya da anlatmak isterken lafımı ağzıma tıkadığınız olay, polis karakolları ile ilgili. Demek ki, içerideki polisle sokaktaki polis arasında bayağı fark açılmış. Bir tarafta, yüksek okul okuyan, medeniyeti tadan, insana insan gibi davranan kesim, öteki tarafta genç bir kızı ayaklar altına alan bir başka kesim...

Vicdanı olan herkes ama herkes bu ayırımı yapmalı, yapabilmeli.

Ve vicdanı olan hiç kimse, bu kadar kaba davranan ve öğrencilerin kellesine kellesine jop sallayan o polislerin davranışını hoş görmemeli ve tepki koymalı.

Anlaşılıyor ki Başbakan bu olaylara tepkili.

Öğrencileri sükunete davet etmesi gerekirken, aslında öğrencilerin eylemlerinde haklı olmalarını söylemesi gerekirken, yumurtalı demokrasi olamayacağını söylüyor. Oysa Demirel'in çok güzel bir lafıdır, "siyasetçiyi hiçbir şey götürmez, öğrenci olayları götürür."

                            ***

İngiltere kaynıyor.

Fransa yakın geçmişte öğrenci olaylarıyla sarsıldı.

Türkiye'de bu olaylar büyürse...

Hiç kimse ama hiç kimse bu yükü kaldıramaz.

Başbakan da olsa...

Cumhurbaşkanı da olsa...

Her geçen gün biraz daha büyüyen ve tatsız hale gelen öğrenci olayları, gördüğünüz gibi iktidarı da muhalefeti de dinlemiyor. Burhan Kuzu'ya fırlatılan yumurtalar, Süheyl Batum'a gösterilen tepkiler bunun son örneği.

Öğrenci eylemleri çiftçinin eylemine benzemez.

Öğrenciler Mersin'deki çiftçi gibi azarlanmayı kaldırmaz.

Bir kıvılcım yeter, yetiyor zeten!

Haksız da olsa, yanlış eylem de sergilese, bu öğrencilere bağırıp çağırmak doğru değil. En başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, herkesin, her kesimin bu öğrencilere kulak vermesi ve onları dinlemesi lazım.

Yoksa öğrencilerin "yumurta şenliği" hergün artarak devam eder!

Ne zamana kadar?

Ta ki, siyasileri yerinden edene kadar...