BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Bu ne acele Can'ım benim?

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bir terörist, polise arkadan gizlice yaklaşarak elindeki silahı almaya çalışıyor.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bir terörist, polise arkadan gizlice yaklaşarak elindeki silahı almaya çalışıyor.

Başaramayınca kaçmaya başlıyor.

Terörist ile polisin arasındaki mesafe iki, bilemedin üç metre kadar. Terörist kaçıyor, polis havaya ateş açarak 'dur' ihtarında bulunuyor.

Aslında o an tetiği düşürüp teröristi indirme şansı da hakkı da var o polisin, ama yapmıyor. Takip ettiği teröristi bir ara sokakta kıskıvrak yakalıyor.

Buraya kadar olan kısmı sanırım pek çoğumuz haberlerde yaşandığı şekliyle izledik. Ama bir gazete bu olayı bambaşka bir şekilde servis etti okurlarına...

Cumhuriyet Gazetesi...

Gazetenin internet sitesi "Polis, gencin kafasına silah dayayarak gözaltına aldı" diye manşet attı. Haberin detayları polisi terörist, teröristi ise masum vatandaş olarak anlatıyordu.

Can Dündar hapisten çıkar çıkmaz, "Durmak yok, hainliğe devam" demiş anlayacağınız.

İnsanın arkasında kapı gibi Anayasa Mahkemesi olunca böyle oluyor demek ki...

Bir önceki yazımda Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ile ilgili verdiği karara "Halt ihlali" demiş, "Hainlik damgası mahkeme kararıyla silinmez" diye eklemiştim.

Sağolsun Can Dündar beni haksız çıkarmadı.

Kemara görüntüsündeki milisaniyelik bir kareyi cımbızlayarak, "gencin başına silah dayadılar" diye manşet atıp, "Benim fıtratımda hainlik var" demiş oldu.

Bunu Anayasa Mahkemesi görmese de millet görüyor.

Can Dündar'ı tarif edecek kelime bulamıyorum. Koca Cumhuriyet gazetesini tüm zamanların en kahpe terör örgütünün yardakçısı haline getirdi.

Sebep?

Çünkü halkın büyük kesiminin tercihiyle Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyor! "AK Parti ve Erdoğan olmasın da PKK'ya bile razıyım" diyor.

İs kadar siyah vicdanı zerre kadar sızlamıyor olacak ki polisi barbar, teröristi masum vatandaş ilan edebiliyor.

Allah kimseyi bu kadar onursuz yapmasın!

Türkiye belki bir daha hiç yaşamayacağı bir süreçten geçiyor. Türkiye'nin yanında yer alıp PKK'ya karşı savaşması gereken Can Dündar gibiler, PKK'nın yanında yer alıp Türkiye'ye karşı savaşıyor.

İşin daha tuhaf tarafı, Can Dündar ve onun gibi düşünenler kendilerine "Vatansever" diyebiliyor. 40 kocaya varıp, "Ben hala bakireyim" demek gibi bir şey bu!

Ama her zaman söylediğim gibi...

Bakire beyazları giymek, iffetsizleri namuslu yapmıyor. Bu diyarın insanları, yıllar sonra görmeye başlayan bir âmâ gibi her şeyi görüyor.

Unutma Can Dündar...

Bu millet bayrağına, toprağına ihanet eden hainleri her daim yadediyor. Sen de unutulmayacak, onlar gibi anılacaksın...

Lanetle...

*****

Bu arada...

Konuyla ilgili olduğu için eklemeden geçemeyeceğim. Kemal Kılıçdaroğlu Kayseri'de, "Bize niye oy verilmiyor anlamıyorum?" diye sitemde bulunmuş.

Bak şimdi bunu anlatabilmek için yaklaşık bir asır önceye gitmemiz gerekiyor..

İstiklal Mahkemeleri, dini inançlara getirilen yasaklar, şapka kanunundan dolayı asılanlar falan diye başlarsam çok uzun sürecek.

En iyisi yakın zamandan örnekler vereyim.

Yukarıda hainliklerini sıraladığım Can Dündar'a desteğinden ötürü olabilir. Tıpkı Can Dündar gibi PKK'ya sempati duymanızdan dolayı da olabilir.

Bizim insanımız da böyle..

Hendek kazanları "Arkadaş" ilan edenlere, PKK cenazelerine gidip ağlaşanlara, Selahattin Demirtaş'ı gördüğünde, "Ama iyi salladık" diyenlere, "Biz zaten ailecek HDP'ye oy verdik" diye itirafta bulunanlara oy vermiyor.

Sayın Davutoğlu'nun Meclis'te söylediği gibi...

Bir CHP'ye bakıyor, bir AK Parti'ye... CHP'nin her anlamda "Yetersiz bakiye" olduğunu görünce otomotikman AK Parti'yi iktidara taşıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu'na da öööyylece bakmak kalıyor!

Ahh Kemal bey ahh!

Senin bu isyan dolu sitemlerin beni yiyip bitiriyor. Alfabede seni anlatacak harf kalmadı.

Vallahi sen CHP'nin başına gelen en güzel belasın!