Gastirit, mide kanseri, ülser gibi tehlikeli hastalıklara zemin hazırlayan mide mikrobu, kendini yıllarca belli etmeden varlığını sürdüren tehlikeli bir mikroptur. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, mide mikrobunun bulaşması konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Abone olHelikobakter Pilori (HP) olarak bilinen mide mikrobu, tedavi edilmediği taktirde ilerki zamanlarda çok ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Bunlar arasında mide kanseriyle birlikte ülser, garirit gibi ciddi mide hastalıkları da bulunuyor.
Mide mikrobu yani Helikobakter Pilori (Helicobacter Pylori) mide asit ortamında yaşayıp, çoğalan bulaşıcı bir bakteri olarak bilinir. Midede gastrite (mide iç zarı iltihaplanmasına), ülsere (mide iç zarında yaraya); çok az olsa mide kanseri ve mide lenfomasına sebep olabilir. Haliyle hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün bu sinsi bakteriyle ilgili bilinmesi gerekenleri tek tek anlattı…
İşte belirtileri
HP'nin belirtileri midede ekşime, yanma, gaz ve şişkinlik gibi semptronlardır. Bu bakteri reflü ataklarını tetikleyebilir. Bu sebeple alerjik astım benzeri belirtilere ses kısıklığına ve seste çatallaşmaya neden olabilir. İnsanlarda en fazla şikayete sebep olan başka bir bulgusu da ağız kokusu sorunudur.
Belirtileri herkes yaşamıyor
Tüm dünya nüfusunun yaklaşık yarısı bu bakteriyle tanışmıştır, gelişmekte olan ülkelerde bu oran oldukça yüksektir. Toplumumuzun yüzde 70-80'inde bu bakterinin bulunduğu tahmin ediliyor. Bu kadar yaygın bir enfeksiyon olmasına rağmen herkeste hastalık belirtileri görülmez. Bazı bakteri türlerinin daha fazla hastalık yapıcı potansiyeli olduğu tahmin ediyor. İnsana ait faktörler ise, daha duyarlı mide yapısı, daha uzun süre mikroba maruz kalmak, eşlik eden sigara, alkol varlığı ve stres gibi problemlerdir. Bu eşlik eden faktörlerin varlığında mide şikayetleri daha belirgin şekilde ortaya çıkar.
Farklı hastalıklara da sebep olabilir
Helikobakter Pilori midede gastrite, ülsere ve nadiren de mide kanserine sebep olabilir. Bu mikrop Dünya Sağlık Örgütü tarafından birinci derecede kanserojen olarak kabul edilmiştir. Son zamanlarda bu bakterinin mide dışı bazı hastalıklarda rol oynadığı (sebebi bilinmeyen kansızlık, hematolojik bazı hastalıklar ITP gibi, alerjik durumlar) tespit edilmiştir.
Mide-bağırsak sisteminin alarm işaretlerine dikkat!
– 45 yaş üzerinde yeni başlayan mide şikayetleri, hazımsızlık
– Sebebi bilinmeyen, istemsiz kilo kaybı,
– Menopoz sonrası kadınlarda ve her yaştaki erkeklerde kansızlık,
– Yutma güçlüğü,
– Sarılık,
– Ağızda veya makattan kanama,
– Ailede mide kanseri öyküsü,
– Tekrarlayan inatçı kusma.
Bu durumlarda hastaların öncelikle üst gastrointestinal sistem endoskopisiyle değerlendirilmesi ve mideden alınacak biyopsilerle bu mikroorganizmanın araştırılması tavsiye edilmektedir.
Kişisel hijyen oldukça önemli
Bu enfeksiyona hijyenik tedbirlere dikkat etmeyen kişilerde daha fazla rastlanıyor. Ağızdan ağıza, tuvaletten sonra iyi yıkanmayan ellerin yiyeceklere temasıyla, ortak eşya kullanımıyla (diş fırçası, havlu, çatal, kaşık, bardak gibi), hijyenik olmayan içme sularıyla bulaşır. Aynı evde yaşayan kişiler arasında özellikle eşler arasında daha sık bulaştığı görülmüştğr. Bakteriyi aldıktan sonra belirtilerin ortaya çıkması bazı hastalarda aylar, yıllar kadar uzun sürer. Bazı hastalarda ise hastalık belirtileri hiç ortaya çıkmadan taşıyıcı olarak içinizde haşayabilir.
Teşhis ve tedavi yolları
Teşhis için farklı metotlar mevcuttur. Altın standart endoskopi uygulanması ve mide içinden alınan örneğin mikroskopla değerlendirilmesi ve bakterinin tespitidir. İkinci yöntem üre nefes testi, üçüncü yöntem de dışkıda bakteri antijeninin saptanmasıdır. Kombine antibiyotik ve mide ilaçları tedavide kullanılabilen ilaçlardır.