Halen Eskişehir Cezaevi'nde yatan Caner Erdinç, 12 Eylül mağdurlarından Hasan İlter'den MHP Lideri Bahçeli'ye mektup var.
Abone ol1991 yılındaki genel aftan yararlanamayan ülkücüler 12 Eylül'de yapılacak olan anayasa referandumunu destekliyor...
12 Eylül darbesinin mağdurlarından biri de 30 yıldır cezaevinde yatan ülkücüler. Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın itirazıyla 1991 yılındaki genel aftan yararlanamayan ülkücüler de anayasa referandumunu destekliyor.
MHP ülkücü kuruluşlar ana davasından hüküm giyen ve halen Eskişehir Cezaevi'nde yatan Caner Erdinç, 12 Eylül mağdurlarından Yusufiyeliler Derneği Kurucu Genel Başkanı Hasan İlter'e mektup göndererek ülkücülerden referandumda 'evet' demeleri çağrısında bulundu.
Darbe döneminde yaşadıkları mağduriyetlere vurgu yapan Erdinç, mektubunda şu satırlara yer verdi: "Acımızdan, şehidinden, mağdurundan bihaber olan elinde yetki varken derde derman olmayan TBMM kürsüsünde şimdiye kadar bir kere dahi ülkücü hareketin çilesinden söz etmeyen gafillere inat, milletimizin geleceğini öz değerleriyle beraber aydınlığa taşıyacak küçük bir merhale olan anayasa değişikliği paketini bütün kalbimle destekliyorum. Kendini ülkücü kabul eden herkesin bu pakete 'evet' demelerinin siyasi hesaplarının değil mazisinin acılarının ve değerlerinin bir gereği olduğunu hatırlatıyorum ve haykırıyorum: Haydi ülkücüler milli göreve hep birlikte 'evet'e."
Caner Erdinç, 2 sayfadan oluşan mektubunda kendileri hakkında 'eski ve yeni ülkücü' tanımlamalarına da tepki gösterdi. Bu ayrımı yapanların ülkücülüğü deforme etmek amacında olduğunu savunan Erdinç, "Bizler sadece ülkücüleriz. Bu, ezelden ebede kadar böyledir." ifadelerini kullandı. Mektubunda ülkücülüğün temel taşlarına da değinen Caner Erdinç, şunları kaydetti: "Türklük ve İslâm değerlerini benliklerine yerleştirmeden yaşayanların ülkücülük adına ahkâm kesme hakları yoktur. Sistemin, statükonun sesi olmak isteyenler ülkücülerin acı ve şanlı mazisini kullanmaya kalkmasın. Bizler, bize yapılanları asla unutmayacak ve unutturmayacağız. 12 Eylül öncesi sokaklarda, sonrası işkence ve sehpalarda can veren ülküdaşlarımızın karşısına huzur-u mahşerde başı eğik çıkanlardan olmayacağız."