Bu madde iç savaş çıkarır!
Son KHK ile çıkarılan bu madde Türkiye'nin başına tamiri, telafisi mümkün olmayan belalar açar, yapmayın!
Takvim yaprakları, 15 Temmuz darbe girişiminden bir, bir buçuk
ay öncesini gösteriyor. Birileri, terör örgütü Daiş'in başta
İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük kentlere saldırı hazırlığında
olduğunu köpürte köpürte anlatıyor.
Bazı gazeteler, Avrupa'da yaşanan bombalama ve saldırı
haberlerini emsal göstererek "İstihbarat alındı, saldıracaklar"
manşetleri atıyor, topluma muazzam bir korku pompalıyor.
Darbe girişiminden bir hafta önce...
"Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu"nda
değişikliğe gidiliyor. Değiştirilen yasanın 2. maddesi, terör
eylemlerine karşı askere sokağa çıkma imkanı veriyor. Öyle bir yasa
ki polisi bile askerin emrine veriyor.
Darbe girişiminden sadece iki gün önce...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önüne getirilen yasa 13 Temmuz günü
imzalanıyor, bir gün sonra da resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe
giriyor. Yürürlüğe girer girmez, darbe girişimi yaşanıyor, asker
sokağa iniyor.
O geceyi hatırlayın!
Askerin sokağa çıktığı bilgisi geldiğinde herkes, "Herhalde
bahsi edilen Daiş saldırısından dolayı asker sokağa çıktı"
diye yorum yapmış ve bir süre olanı biteni izlemekle
yetinmişti.
Bu can sıkıcı hatırlatmayı şundan dolayı yaptım.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki terör örgütleri ile onların
arkalarındaki baronlar bize kendi elimizle darbe yaptırıyor ve
farkında bile olamıyoruz.
Önceki gün benzer bir durum daha yaşandı.
Olağanüstü Hal kapsamında 2 yeni Kanun Hükmünde Kararname daha
yayınlandı. Bu kararnamelerde bilmem kaç kişinin ihraç, kaç kişinin
göreve iade edildiği açıklandı falan, filan...
İşin orasını tartışmayı sonraya bırakalım.
Çünkü tartışmamız gereken daha acil ve daha önemli bir madde var o
kararnamelerde...
Bir madde ki herkes gibi beni de dehşete düşürdü. Buna göre,
darbe ve terör ihtimali olan eylemlerde halkın sokağa inmesine her
türlü müdahelesine imkan veriliyor.
Lafı hiç uzatmadan söyleyeceğim.
Bu maddeyi kim düşündü, Cumhurbaşkanı'nın önüne kim getirdi orasını
bilemiyorum. Bildiğim şu ki bu maddenin, 15 Temmuz
öncesinde bize yutturulan "Asker sokağa insin"
maddesinden herhangi bir farkı yok.
Bu madde Türkiye'nin başına tamiri, telafisi mümkün olmayan belalar
açar. Hele hele ülkenin Doğu ve Güneydoğu'sunda PKK'nın çok
uğraştığı ve bir türlü çıkaramadığı iç savaşın fitilini
ateşler.
Daha açık yazmam gerekirse...
Sınırımızın dibindeki YPG isimli terör örgütü, bundan iki hafta
önce, 5 bin olan terörist sayısını 30 bine çıkarma kararı aldı.
Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden Donald Trump da bu kararı
imzaladı ve 2018 yılında yeni silah yardımları yapacağını
açıkladı.
Bu, şu demek:
Ülkenin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yakın zamanda YPG ve PKK'nın
yeni terör eylemleri olacak.
6-8 Ekim'de gerçekleşen Kobani olaylarını hatırlayın. Tıpkı o
dönemde olduğu gibi PKK sempatizanlarının katliam yapmalarına zemin
hazırlanacak. Uzun yıllar sonra huzura kavuşan bölge insanı,
bu yeni terör eylemleri ile rahatsız edilecek, onların da sokağa
çıkmalarına ve terör örgütüne karşı durmalarına imkan
verilecek.
Böylece, 30 yıldır başarılamayan bir iç savaş ortamı
hazırlanacak.
Olayların zaman içinde büyük metropollere taşındığı, bir yanda
PKK sempatizanlarının, diğer yanda vatanseverlerin sokağa çıktığı
bir ortam düşünün!
Bu durum bizi, hayal edemeyeceğimiz felaketlere sürükler.
Mesele bununla da kalmaz.
"Vurdum, çünkü teröristti" diyenlerin sayısında
patlama yaşanır. Demokratik protesto hakkını kullanan grupların
"terörist" diye saldırıya uğradığı döneme
girilir.
Bu işin önü alınmaz, alınamaz.
Yapmayın Allah aşkına!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kanunlarında "Güvenliği
ve asayişi sağlama görevi, devletin ve devletin emrindeki kolluk
kuvvetlerinin tekelindedir” maddesi varken, bu işe
sivil vatandaşları ekleme düşüncesinden bir an evvel vazgeçin
lütfen!
Kaldı ki...
Vatanını canından aziz bilenlerin sokağa çıkması, darbecilere ve
teröristlere karşı direnmesi bir maddeye bağlı olamaz.
Olmamalı...
Halkın tamamı 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana zaten
"Gece bekçileri" gibi uyanık bir vaziyette vatan
nöbeti tutuyor. Eğer bir sıkıntı yaşanırsa, ülkenin liderinin
yapacağı bir çağrı yeter.
"Halkımı sokaklara, meydanlara ve havaalanlarına davet
ediyorum" demesi yeter! O çağrının bir çığlık dalgasıyla
cevap bulacağına şek şüphe yok!
Hem de ölümüne, ölümüne...
KUDÜS'E YÜRÜYÜŞ
15 Temmuz şehitlerinden merhum Halil Kantarcı'nın eşi,
maddi imkanı kısıtlı olanların, özellikle de öğrencilerin
Kudüs'e gidebilmesi için Burak Derneği ile birlikte harika bir
kampanya başlatmış.
Buna göre, çeşitli nedenlerden dolayı Kudüs'e gidemeyenler,
yapacağı yardımlarla Kudüs'e gitmek isteyen öğrencilere sponsor
oluyor.
Büyük paralar yatırmanıza gerek yok, gönlünüzden ne koparsa...
"Kuruş kuruş birikeceğiz, adım adım yaklaşacağız, akın akın
geleceğiz. Yolculuğun en güzeline, Kudüs'e yürüyeceğiz!"
sloganıyla yola çıkan harekete destek vermek isterseniz, hesap
numaraları aşağıda sizi bekliyor:
IBAN: TR81 0020 6000 0801 5603 8300 06
BANKA ADI: Türkiye Finans Katılım Bankası
MÜŞTERİ ADI: Burak Mukaddes Mekanları Tanıtma ve
Kültür